Grip aşısı: Yılan hikayesi

Grip aşısının herkese yetmeyeceği belli oldu. Kimler olabilecek? Bu tartışılıyor ama zaten yeterince yaygın yapılmazsa, aşılamadan yarar sağlamak pek mümkün olmayacak.

Volkan Algan

Sağlık Bakanlığı'nın logosunu taşıyan bir afiş iki gündür farklı elektronik yayın kanallarıyla dolaşımda. Bu afişte influenza (grip) aşısı’nın uygulanma süreci tarif ediliyor. Afişteki aşı algoritması grip aşısının kimlere nasıl uygulanacağı hakkında bilgi veriyor.

Sağlık Bakanlığı tarafından gönderildiği iddia edilen bu yönergede Charlson Risk Skoru’na göre yüksek risk grubunda yer alan kişilere hekimler tarafından aşı reçetesi verileceği belirtiliyor. Buna göre, bu kişiler reçeteyle birlikte eczaneye gidecekler ve eczane “ilaç takip sisteminden” aşıyı sipariş edecek ve aşılar ücretsiz olarak temin edilecek.

Orta risk grubundakiler içinse 2. fazda (sevkiyatta) aşılama yapılacak. 2. faz dense de bu gruptakiler, aşağıda okuyacağınız nedenlerle aslında aşıya hiç ulaşamayacaklar. Düşük risk grubu içinse zaten aşılama yapılmayacak.

Konuyla ilgili görüştüğümüz bir aile hekimi ve bir eczacı kendilerine henüz böyle bir bilginin Sağlık Bakanlığı tarafından iletilmediğini belirttiler. Ancak uygulamanın bu şekilde yapılmasının çok muhtemel olduğunu düşünüyorlar.

Aşıyı gören çok az 

Güncel durumla ilgili bilgi aldığımız eczacı şu an piyasada aşı olmadığını belirtiyor. Devletin depo sevkiyatlarını dahi durduğunu duyduklarını söyleyecen eczacı, "muhtemelen yeni uygulama için sistem güncellenmesi yapılması bekleniyor. Çünkü şu anda sipariş veremiyoruz" diyor.

Yine son durumu sorduğumuz bir aile hekimi açıkça grip aşısı konusunda kriz yaşandığını söylüyor. Üstelik bu durumun sadece grip aşısıyla sınırlı olmadığını, zatürre, kızamık gibi aşılarda da tedarik sıkıntısı yaşadıklarını belirtiyor. Ellerine henüz bakanlık tarafından bir aşı yönergesi geçmediğini söyleyen aile hekimi, “Ancak yine de yeterli aşılamanın yapılmayacağının neredeyse kesin olduğunu söyleyebilirim” diyor.

Risk grubu deniyor ama

Halk Sağlığı Uzmanı Akif Akalın’sa önemli bir ayrıntının altını çiziyor. Öncelikle bu yönergeye ya da söylentilere bakılıp da risk grubundaki herkesin aşılanacağı gibi bir yanılgıya kapınılmaması gerektiğini belirten Akalın, “Türkiye’de 27 – 33 milyon insanımız risk grubunda ve her yıl grip aşısı yaptırmaları gerekiyor” diyor. Charlson Risk Skoru bir çok grubu dışarıda bıraktığından gerçek riskli rakamını vermekten uzak olmakla eleştiriliyor.

Gelecek, ya da gelmiş olan ancak henüz dağıtımına başlanmayan bu yılki grip aşısı ilk postada en fazla 1-2 milyon arasında olacak. Buna ek siparişler olacağı belirtilmesine rağmen bu sayının 5 milyonu geçmeyeceği, geçmiş yıllardan farklı olarak bu yıl aşının devlet organizasyonuyla dağıtılacağı, muhtemelen piyasa satışına izin verilmeyeceği düşünülüyor. 

İktidar en azından bir yandan risk grubundakiler kesin olarak aşılanacak gibi konuşsa da yüksek risk grubundakilerin en fazla yüzde 8-20’si aşılanabilecek. Aralık biraz geniş görünüyor, çünkü tek seferde aşılama yapılamayacak. Birkaç aya yayılacak bir faaliyetten söz ediyoruz ki bu birçok kişinin kış aylarının ortasına kadar aşılanamayacağı anlamına geliyor. Şu anda bir aile hekimi sorumluluk alanındaki tüm riskli grubu aşılamaya kalksa böyle bir aşıyı bulması imkansız. Bunu belli bir takvime yaymak zorunda kalacak. 

HIV yok, sağlık çalışanları yok

Konuştuğumuz göğüs hastalıkları uzmanı Charlson Risk Skoru'nun risk grubunu belirlemedeki yetersizliğine dikkat çekiyor. Örneğin Charlson Risk grubunda HIV’lilerin bulunmadığını belirten göğüs hastalıkları uzmanı, bu kesimin mutlak olarak risk grubunda olması gerektiğinin altını çiziyor. Yine sağlık çalışanlarının da aynı çizelgeye göre risk grubunda olmadığını belirten uzman, bakanlığın sağlık çalışanları için aşı ayırdığını belirtmesine aldanmamak gerektiğini, ayrılan sayının toplam sağlık çalışanı sayısının yüzde 10-20’si arasında olduğunu belirtiyor. 

Aşının toplumsal karakteri önemli

Tüm bunların yanında Akif Akalın aşının toplumsal karakterine dikkat çekiyor. Akalın aşının mutlak koruyuluğu olmadığını, dolayısıyla aşılananların garanti altına alındığı gibi bir yanılgıya kapılınmaması gerektiğini belirtiyor. Aşının koruyuculuğunun çok önemli olduğunu teslim etmek gerektiğinin altını çizen Akalın şöyle devam ediyor:

“Aşı çok önemli. Ancak unutulmamalı ki virüsler toplumsal ilişkiler içinde yaygınlaşıyor. Dolayısıyla aşı sayesinde risk grubundakiler büyük bir avantaj sağlamış olsa bile, risk grubunda yer almadığı için aşı olmayan yakınlarından grip virüsünü kapma ihtimali azalsa da varolmaya devam ediyor. Ki gerçek risk grubundakilerin bile ancak küçük bir kısmının aşılanabileceği düşünüldüğünde Türkiye’deki aşılama faaliyetlerinin sorunu çözmekten çok uzak olduğu görülecektir”

Peki neden yeterli aşı temini yapılmıyor?

Türkiye’de zaten aşı her yıl yetersiz kalıyor. Ancak bu yıl pandemi nedeniyle talep patlayınca iş içinden çıkılmaz hale geldi. 

Peki devlet neden yeterli aşı teminini sağlayamadı? Konuyu sorduğumuz göğüs hastalıkları uzmanı burada birkaç neden olabileceğini belirterek şöyle konuştu:

"Öncelikle zamanında adım atılmadığı ortada. Bir planlamayla şimdikinden daha iyi bir organizasyon kesinlikle yapılabilirdi. Bir diğer neden mali öncelikler. Bu işin bütçesini yapanlar buraya kaynak ayırmak yerine başka yere ayırmayı tercih ediyor. son olarak da ilaç tekellerinin yaptığı kâr hesabı. Sonuçta bu işler tüm dünyada bir kaç tekelin elinde. Onlar da zaten kendilerine muhtaç olunduğunu bildiğinden daha az üreterek daha pahalıya satıp aynı parayı kazanabiliyorken neden daha fazla üretip değerini düşürsünler? Aşı yetersizliğinin bir nedeninin de bu olduğunu düşünüyorum."