Katar’da gerçekleşen 2022 Dünya Kupası’nın ardından neredeyse 1 ay geçti.
Organizasyonun Katar gibi bir ülkede yapılması, rüşvet iddiaları, ‘sahte’ taraftarlar, kişisel hak ve özgürlüklerin ülkenin yönetim şekliyle bağlantılı olarak kısıtlanması gibi pek çok tartışmayı da beraberinde getirdi. Ama doğru ama yanlış pek çok şey yazılıp çizildi.
Bunlar bir yana üzerinde çokça durulmayı hak eden en önemli konu ise Katar’ın normal şartlarda da gündelik hayat akışını çok büyük oranda göçmen iş gücüne bağlı olarak sürdürdüğü gerçeği.
Ülke nüfusunun yaklaşık yüzde 90’ını farklı iş kollarında çalışan mavi ve beyaz yakalı göçmen işçiler oluşturuyor.
Kupa süresi boyunca da bu sayı hayli artış gösterdi. Toplam 8 stadyum başta olmak üzere organizasyon boyunca kurulan eğlence alanlarında ve sosyal aktivitelerin gerçekleştiği yerlerde ve farklı iş kollarında on binlerce işçi çalıştı.
Mavi yaka olarak tanımladığımız vasıfsız ve büyük çoğunluğu Hindistan ve Bangladeş uyruklu olan işçileri, Nepal, Kenya, Filipinler gibi ülkeden gelen işçiler takip etti. Özellikle kadın iş gücünün çok önemli bir kısmı Filipinlilerden oluştu. Bu işçilerin çok büyük çoğunluğu geçici süreli sözleşmelerle, dönemsel olarak çalıştı. Yani Kupa bitince ülkelerine geri döndüler.
İşçi kamplarında ve lojmanlarda paylaşımlı odalarda yaşadılar. Ülkede toplu taşıma alışkanlığı olmadığı için işletmelerin servisleriyle iş yerine / stadyumlara getirilip götürüldüler.
Katar ulusal mevzuatına göre ülkede günlük çalışma limiti 8 saat. Yine yasal olarak fazla mesai sınırı 2 saat. Yani günde maksimum 10 saat çalışma yasal.
Ancak Kupa süresince işçilerin gerektiğinde birden fazla stadyumda çalışması, transfer sırasında yolda geçirdikleri süreler de dahil edildiğinde günlük 12-13 saate varan çalışmalar yapmak zorunda kaldıkları oldu. Fazla çalışma saatlerine, maç yoğunluğu nedeniyle organizasyonun özellikle ilk 2 haftasında haftalık dinlenme günü olmadan, molasız çalışmalar eklendi. Aynı günlerde Katar İş Kanunu’na göre; göçmen işçilerin günde 3 öğün yemek ihtiyacının karşılanması zorunluluğu da esnetildi. 12 saat çalışan kimi işçilerin sadece 1 öğün yemek yiyebilmesi gibi sorunlar ortaya çıktı.
Ek olarak ülkede normal şartlarda göçmen işçi istihdam eden başka ülkelerde de karşımıza çıktığı gibi, en önemli sorunlardan biri pasaportların firmalarca alıkonulması ve işçilerin zorla çalıştırılması. Kupa boyunca da özellikle bazı firmalara bağlı çalışanların pasaportları işverenler tarafından alıkonuldu. Yine Kanun’a göre; farklı bir ülkeden gelen işçinin tüm masraflarını (yol, vize vs.) kısaca işçinin ülkesinden çıktığı andan geri döndüğü ana kadar tüm giderleri işveren tarafından karşılamak zorunda. Vize ücreti veren, ulaşımda sorun yaşayan ya da biletini kendi almak zorunda kalan işçiler de oldu.
Ayrıca yatakhane ve lojmanlarda pek çok işçi paylaşımlı odalarda yasaya göre limit 4 iken 8-10 kişi yaşamak zorunda kaldılar.
Bunlar ve benzeri uygulamaların işçilerin bağlı çalıştığı tedarikçi firmalara ya da alt tedarikçi firmalara göre değiştiğini söyleyebiliriz. Bazı firmalar kurallara harfiyen uyum sağlarken bazıları yasa dışı uygulamalara gidebildi.
Yine basında yer alan haberlere göre; stadyumların yapımları sırasında pek çok iş kazası gerçekleştiği ve yaşamını yitiren işçilerin olduğunu biliyoruz. Ancak medyanın ve dolayısıyla dünyanın gözünün ülkeye çevrildiği maç günlerinde iş sağlığı ve güvenliği uygulamalarının uygulandığını ve gerekli önlemlerin alındığını söyleyebiliriz.
Dünya Kupasını işçilerden dinleyin: Çalışmaya giden işçi anlattı
Katar’da asgari ücret Türkiye ile hemen hemen aynı. Dolayısıyla bu denli büyük bir organizasyondan elde edilen gelir ve mevzu bahis miktarları düşününce sonuç olarak patronların bu süreçte daha fazla zenginleştiğini, işçilerin ise yoğun çalışma saatlerinde ve genellikle asgari ücret kazanarak çalışmaya devam ettiği bir gerçek.
Pek çok ülkeden işçi Dünya Kupası için Katar'a çalışmaya gitmişti. Türkiye'den şoför olarak çalışmaya giden işçilerin olumsuz çalışma koşulları basına yansımıştı. Kimi kendi otobüsleri ile kimi ise sadece şoför olarak Katar'daydı. "Kısa süreliğine gidip çalışır, biraz para kazanırız" diye düşünerek işi kabul etmişti genel olarak. Ama süreç pek de işçilerin düşündüğü gibi olmadı.
Katar'da çalışan bir şoför yaşadıklarını anlattı.
'4 günde sadece iki kez yemek verdiler'
Katar'da gerçekleştirilen Dünya Kupasında çalıştırılmak üzere Elite Motors'un taşeronluğunu yapan Türkiye'den "Emir Tur" Antalya firması tarafından şoför olarak Katar'a gittiğini belirten işçi, "Katar'a araçları getirirken Türkiye sınırından çıktıktan sonra İran tarafında bizlere para verilecekti verilmedi. 4 gün boyunca araç kullandık 4 gün boyunca sadece 2 kez yemek verdiler. Mola yerlerinde değil yol kenarlarında 2-3 saat uykuyla 4 gün araç kullandırdılar. Ancak bizlere Türkiye'de söyledikleri şartların hiçbiri yerine getirilmemesi bir yana bununla ilgili talepte bulunanların çaresizliklerinden faydalanıp ya susturdular ya da kovuldun deyip hiçbir masrafını karşılamadan öylece bıraktılar. İnsanlar kendi imkanlarıyla geri dönüş yaptı" dedi.
'Villada kalacaksınız denilerek 17-18 kişi bir evde kaldık'
Kalacakları odalardan, yemeklere kadar çeşitli yalanlarla işçiler Katar'a götürüldü. Ancak vaat ettikleri hiçbir şey yapılmadı:
"Gitmeden önce villa tipi bir yerde 2'şer, maksimum 3'er kişilik odalarda, her odada banyosunun olduğu yerlerde kalacağımız söylendi. 3 öğün yemek verileceği ayrıca çalışma esnasında dışarıda geçirilen süredeki yemek masrafları için Katar Devleti'nin haftalık 500 Katar Riyali vereceği söylendi. Maalesef ne 3 öğün yemek var, ne kaldığımız yerler anlattıkları gibiydi, ne de söyledikleri paraları verdiler. 500 Katar riyali dedikleri paradan 455 riyalini veriyorlar. Kıyafet ile ilgili iş kıyafeti vereceğiz yanınıza almanıza gerek yok dediler. Getirdikleri kıyafetler herkese olmadı. Cebinizden alın yoksa para cezası yazarız dediler. Aldım cebimden 2.000 TL ye yakın para ödedim. Ve geri ödenmedi. Evde ise 17-18'şer kişi kaldık. Bir banyoyu ve bir mutfağı 15-20 kişi kullandık. Yemek yiyecek masamız, tabak, çatal, kaşık, tencere vs. yoktu. Yine kendiniz alacaksınız deniliyordu. Temizlik yapacak malzememiz hijyen şartlarını sağlayacak hiçbir şey yoktu."
'Döndük hala ücretlerimizi alamadık'
Katar Dünya Kupası patronlar için büyük bir kâr kapısı olurken, işçiler içinse muazzam bir sömürü oldu. soL'a konuşan işçi 10 bin lira aylıkla getirilip, minimum 12 saat çalıştırıldıklarını aktardı:
"İnsanlara görev veriyoruz deyip havalimanın otoparkında tuvaletin, yemek yiyecek yerin olmadığı çok uzak bir noktada sersefil 12-13 saat bekletip geri gönderdikleri oldu. Bizim buradaki Türk Polislerinden duyduğumuz kadarıyla Katar devleti bu organizasyonda çalışan her Türk vatandaşına 1.600 dolar (maaş hariç) aylık ve 500 riyal haftalık yemek parası verdiğini dile getirdiler. Ancak bizi buraya 10.000 TL aylıkla getirip günde minimum 12 saat çalıştırıyorlar, herhangi bir mesai yazmıyorlardı. Kısacası bizi Katar'a eziyet çektirmeye, köle gibi çalıştırmaya götürmüşler. Şimdi şirketten ücretlerimizi almaya çalışıyoruz."