Depremin birinci yılında söz yitimi: Sokaksız şehirler, boşluk ve karanlık

Aradan bir yıl geçti ancak ilk günkü sorunlarla uğraşıyor depremzedeler. Temiz su, barınma, ısınma, sağlık hizmetleri başa yazılıyor. Ve buna eklenen koca bir boşluk ve karanlık: Sokaksız şehirler...

Özkan Öztaş

6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlerin üzerinden tam bir yıl geçti. Ancak hafızalarda insanların ilk günlerde yaşadıkları çaresizlik ve büyük yıkımın fotoğrafları kaldı. Yakınlarını kendi imkanları ile arayanlar, kendi kiraladığı iş makinaları ile umudunu diri tutmaya çalışanlar, yağan yağmur, soğuk geceler ve ateş başında bekleyen insanlar depremin ilk günlerinin fotoğraflarını oluşturuyordu.

Kötü ve karanlık bir çaresizliğe terk edilmişti insanlar ve dayanışma dışında ayakta tutan çok az şey vardı.

Bugün ise birinci yılın ardından büyük oranda hafriyat çalışmaları tamamlanmış, molozlar kaldırılmış ve yıkımın boyutları ortaya çıkmış durumda. 

Depremin ilk günlerinde Antakya Sanat Derneği tarafından yıkımın boyutlarını ve dayanışmayı anlatmak için oluşturulan sergiye "Artık hiç bir sokağın adı yok" ismi verilmişti. Sergi Türkiye'nin dört bir yanında sergilenirken memleketlerini terk etmek zorunda kalan depremzedelerin de buluşma mekanı haline geliyordu. 

Antakya Sanat Derneği'nden Edip Yeşil bu süreci anlatırken Cemal Süreya'nın "Söz yitimi" şiirine atıf yapıyor. 

"O günlerden neler yapabileceğimizi düşündük. Çaresizlik en çok tekrar ettiğimiz kelimeydi. Sokaklar, yıkılan evler, kapanan caddeler ile kocaman bir çaresizlik vardı. Aklımıza Cemal Süreya'nın o dizesi geldi. 'Bir yere geldik ki, Hiçbir sokağın adı yok.' diyordu şiirde. Biz de o günler için sanatla birlikte bu sorunlara karşı başa çıkmak için o çaresizliğe depremden etkilenen şairlerin, sanatçıların ya da depremi anlatanların şiirlerini, yazılarını ve fotoğraflarını bir araya getirdik. O günler için evet, hiçbir sokağın adı yoktu. Ama yıkımın boyutları daha da belirgin artık. Sokaklarını adını geçtim. Artık sokaklar dahi yok!" diyor.

Sözün bittiği, yittiği yer. Cemal Süreya bu ismi vermiş şiirine. 

Şimdiler depremin meydana geldiği şehirlerde kocaman bir karanlık karşılıyor akşamları insanları. Karanlık, molozlar kaldırıldıkça daha çok büyüyor. 

NASA'nın geçtiğimiz günlerde paylaştığı uydu fotoğraflarındaki şehir ışıkları, yaşanan yıkımı belgeliyor. Hatay'daki 4 Şubat ile 8 Şubat arasındaki iki uydu fotoğrafının farkı karanlığın nasıl da büyüdüğünü gösteriyor. 

NASA tarafından çekilen uydu fotoğraflarında Hatay'daki 4 Şubat ile 8 Şubat arasındaki şehir ışıklarının farkı görülüyor. Aynı zamanda yıkımın boyutlarını da gösteren bu fark, karanlığın ne denli büyüdüğünü gösteriyor. 

Antakya Sanat Derneği'nden Edip Yeşil, depremin ilk günleri için isimsiz sokakların kimi şeyleri tanımladığından söz ediyor. Ancak bugünün gelinen noktada isimsiz sokaklardan, sokaksız şehirlere dönüşen bir enkaz ile karşı karşıya olduğumuzu vurguluyor. 

Edip Yeşil'in bu vurgusu aynı zamanda deprem bölgelerinde çalışma yapan fotoğraf sanatçılarının ve foto muhabirlerinin de gündemine girmiş durumda. Fotoğrafçıların kadrajına giren en önemli detay boşluğun kendisi. Bir zamanlar insanların hayatlarını sürdürdüğü, işe gidip geldiği, okuduğu, tedavi gördüğü yerlerin, ilk adımların, ilk buluşmaların, ilk ayrılıkların ya da ilk kavuşmaların ortasında biten koca bir boşluk. 

Fotoğraf Kazım Kızıl

 

Fotoğraf: Tolga Sezgin

 

Fotoğraf Murat Germen

Hatay'da bir mahallenin drone ile çekilen son hali

Fotoğraf: Medine Mamedoğlu

Deprem bölgesinde kalan depremzedeler bir yanda yıkılan binaların arasında diğer yanda kaybettiklerinin anılarıyla yaşamaya devam ediyor. Depremden sonra ortaya çıkan "boşluk" ve "karanlık" ise uzunca bir süre depremzedelerin belleklerinde yer almaya devam edecek gibi görünüyor.