Dayanışma Meclisi yola çıktı

Dayanışma Meclisi, sermayenin çizdiği çerçevenin dışına çıkamayan iktidar ve muhalefet bloklarının karşısına sınıf ve aydınlanma eksenli sol bir bakış açısının konulması hedefiyle yola çıkıyor. Görüşlerine başvurduğumuz DM sekretaryası üyesi Oğuz Oyan dertlerinin geniş halk kitlelerine gerçek seçenekler sunabilmek olduğunu söyledi.

Haber Merkezi

Oğuz Oyan: Bizim derdimiz geniş halk kitlelerine gerçek seçenekler sunabilmektir.

Çıkış Bildirgesi henüz yayımlanan Dayanışma Meclisi sekretaryasında yer alan Oğuz Oyan sorularımızı yanıtladı.

Çıkış Bildirgesi'ne gelen ilk tepkilere ilişkin sorumuza henüz çalışmalarına başlamış olan Dayanışma Meclisi'nin daha geniş halkalardan gelecek toplumsal tepkileri ölçebilmek için zamana ihtiyacı olduğunu, Dayanışma Meclisi'nin yapmak istediklerinin, toplumsal siyasal yaşamda hangi boşluğu nasıl dolduracağının daha iyi bilinmesinin de zaman kadar önemil olduğunu söyleyen Oyan, "gelen tepkiler şimdilik kendi dar çevrelerimizle sınırlı doğal olarak; bunlar da çok olumlu" diye konuştu.

Oğuz Oyan, toplumun geniş kesimlerini ilgilendiren konulardaki ortak tavır alışları kamuoyuna duyuracak raporların bir an önce çıkmasının bu nedenle de önemli olduğunu belirtti.

Oğuz Oyan, Dayanışma Meclisi'nin Çıkış Bildirgesinde hem iktidar hem de muhalefet bloklarının karşıya alındığını hatırlatmamız üzerine, bu tavrın alınmasının temel nedeninin sermayenin çizdiği çerçevenin dışına çıkabilen sol ve aydınlanmacı eksende bir platform oluşturabilmek olduğunu belirtti ve "Türkiye'de takviye edilmesi gereken eksen budur. Aynı zamanda sol aydınlar ile geniş cumhuriyetçi ve emekçi halk kesimleri arasında dolaysız köprülerin kurulabilmesi açısından da böyle bir platformun benzersiz bir işlevi olacağı ve üstelik bunun tam zamanı olduğu düşünülmektedir. Muhalefet bloğu içinde yer alan halk kesimlerinin karşıya alınması, dışlanması veya görmezden gelinmesi gibi bir durum asla söz konusu olamaz. Bizim derdimiz, şimdiye kadar oluşmuş siyasi tercihlerine (veya tercihsizliklerine) bakmaksızın emekçi kesimlere ve geniş halk kitlelerine gerçek seçenekler sunabilmektir. Örneğin ekonomik politikalar açısından, bugün gerek iktidar gerekse muhalefet bloklarının sermayenin neoliberal programından başka bir seçenek önerdikleri yoktur. 1980'lerden kalma "alternatifi olmayan neoliberal politikalar" dayatması sürdürülmek istenmektedir. Buna mahkum olunmadığını geniş emekçi kitlelerin gündemine sokmak, öncelikli hedeflerimizden olacaktır" diye konuştu.

Dayanışma Meclisi'nin bundan sonraki süreçte nasıl genişleyeceğine ilişkin sorumuzaysa şöyle yanıt verdi:

"Dayanışma Meclisi'nin ilk kurucu üyeleri, gerek kendi aramızdaki ilk çağrı metninde gerekse bugün kamuoyuyla paylaştığımız Çıkış Bildirgesinde belirttiğimiz ilke ve hedefleri onaylayarak bu platform içinde yer almışlardır. Bundan sonra da Dayanışma Meclisi içinde yer almak isteyecek arkadaşlarımız olacaktır kuşkusuz. Ama bundan sonraki genişleme sürecinin yani yeni üye kabullerinin, artık Dayanışma Meclisi'nin kendi gündemi içinde değerlendirilmesi gerekecektir."

Son olarak Oğuz Oyan, kendisinin Dayanışma Meclisi çalışmaları içinde yer almasının, bu çalışmaları şimdiye kadar sürdürdüğü siyasi/akademik mücadele biçiminin, daha açıkçası aydınlanma ve sosyalizm mücadelesinin bir parçası/bir uzantısı olarak görmesinden kaynaklandığını ve eğer toplumun daha geniş kesimlerinin bu gündemi tartışır duruma getirilmesinde bu şekilde bir katkısı olacaksa bundan onur duyacağını belirtti.

Bir süredir kuruluş çalışmaları devam eden Dayanışma Meclisi, 8 Eylül 2020 tarihi itibariyle bir Çıkış Bildirgesi yayımlayarak yola çıktığını duyurdu. Dayanışma Meclisi platformu, başlangıçta, kendi alanında üretken ve saygın bir grup bilim insanı, sanatçı, yazar, gazeteci, sendikacı-işçi önderi, kooperatifçi ve hukukçudan oluşan 56 kurucu üyeyle yola çıkıyor. Zamanla yerel ayaklarının kurulmasıyla güçlendirilecek olan Dayanışma Meclisi’nin Sekreteryasında Oğuz Oyan, Erhan Nalçacı ve Gamze Yücesan Özdemir yer alıyor.

Dayanışma Meclisi iki ayda bir toplanarak toplumu ilgilendiren bütün gündemlerde tartışan, mümkünse ortak tutum alarak alternatif politikalar üreten ve bunu halka ulaştıran bir platform olarak işlev görmeyi hedefliyor. Böylece çoğu kez “akademik” kalmakla suçlanan solda derinlikli üretim ile geniş halk kesimlerine hitap etme arasındaki köprünün de kurulması amaçlanıyor.

Dayanışma Meclisi sermayenin çizdiği çerçevenin dışına çıkamayan iktidar ve muhalefet bloklarının karşısına sınıf ve aydınlanma eksenli sol bir bakış açısıyla çıkacak.

Dayanışma Meclisi'nin Çıkış Bildirgesi şu şekilde:

YOLA ÇIKARKEN

8 Eylül 2020

Dayanışma Meclisi, Türkiye'de halkın ve emekçilerin varoluş koşullarının iyice ağırlaştığı bir dönemde yola çıkmaktadır. Siyasi rejim, oy tabanı daraldıkça baskılarını yoğunlaştırmakta; muhalefetin her türüne sürekli yeni bahanelerle saldırmaktadır. Bu ortamda, hem güçlü bir sosyalist sola olan gereksinim artmakta hem de solun daha etkin mücadele araçlarıyla dayanışması şart olmaktadır. 

Temel bir neden de, Meclis içi muhalefetin gerçek bir seçenek üretmekten uzak oluşudur. Bugünkü yönelişlere bakıldığında bu muhalefetin ve olası ittifak adaylarının, olmayacak bir muhafazakâr/neoliberal/sosyal devlet "sentezi" üzerinde uzlaşarak iktidara yürümeye talip olduğu görülmektedir. Böyle bir "melez devlet" üzerindeki uzlaşının, bazı "köşelerin" törpülenmesiyle yürüyebileceği sanılmaktadır. Oysa, sermayenin sınırsız tahakküm rejimi olan neoliberalizmin benimsenmesi, sosyal ve kamucu bir devleti baştan dışlayıcı niteliktedir. Salt iktidar bloğundan kurtulmaya ve hazırlanacak yeni anayasada kendine yer açmaya odaklanmış siyaset anlayışının da, muhalefet ittifakının çerçevesini kabullenerek dıştan desteğini sürdüreceği anlaşılmaktadır.  

Daha fazla hukuk ve mülkiyet güvencesi, daha öngörülebilir ve istikrarlı ekonomik ve uluslararası politikalar peşindeki büyük sermayenin önemli bir bölümünün, böyle bir siyasi dönüşümün arkasında durduğu ve duracağı da kuşku götürmemektedir.

Türkiye'de parlamenter sisteme dönülebilmesi - ki bu, anayasayı değiştirebilecek çoğunluğun elde edilmesine bağlıdır - daha önemlisi yargının bağımsızlığı yönünde adımlar atılabilmesi; yolsuzluk ekonomisinin ve din esaslı bir devlet inşasının kısmen sekteye uğratılabilmesi, bugünkü iç karartıcı koşullardan bakıldığında, kuşkusuz önemli kazanımlar gibi durmaktadır. Ancak bu asgari hedeflerle yetinilmesi, önemli toplumsal dönüşüm taleplerini siyasi gündemden düşürdüğü ölçüde ayakbağına dönüşebilir, toplumsal enerjinin boşa akıtılmasına neden olabilir; emperyalizme karşı ortak bir duruşu gündemden düşürebilir; böylece sermayenin çizdiği çerçevenin aşılamaması anlamına gelir. 

İşte Dayanışma Meclisi, böyle bir programın karşısına sınıf ve aydınlanma eksenli sol bir bakış açısının konulması ve bunun toplumun ana tartışma gündemine dönüştürülmesi hedefiyle yola çıkmaktadır. Salgın ortamında işsizliğin, yoksulluğun ve sömürü ilişkilerinin katmerlendiği koşullarda, emekçi kesimleri ve geniş halk muhalefetini ne dinci-otoriter rejimin programına ne de sermayenin güdümündeki sözde dönüşüm programlarına mahkum etmemek için sol içi dayanışmayı güçlendirme hedefiyle işe koyulmaktadır. 

Aşağıda imzaları bulunan bir grup aydın, bilim insanı, sanatçı, sendikacı, gazeteci, düzen siyasetine karşı birlikte çözümler üretmek ve toplumla paylaşmak üzere yola çıkmaktadır.

TÜRKİYE'NİN YOLU AYDINLIK OLSUN!

Dayanışma Meclisi ilk kurucular listesi

Ahmet Abakay - Gazeteci, Yazar ● Ahmet Soysal - Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Emekli Öğretim Üyesi ● Ali Rıza Aydın - Hukukçu, Yazar, Anayasa Mahkemesi Eski Raportörü ● Aslıhan Çakaloğlu - Hekim ● Aydemir Güler - Siyasetçi, Yazar ● Ayşe Çataloluk - ÇYDD Üsküdar Şube Başkanı ● Aziz Konukman - Prof. Dr., İktisatçı, Yazar ● Barış Terkoğlu - Gazeteci, Yazar ● Burak Gürbüz - Prof. Dr., İktisatçı, Yazar ● Burçak Özoğlu - Akademisyen, Dağcı ● Can Kayabal - Hekim ● Celil Denktaş - Yazar, Çevirmen ● Ceyda Karan - Gazeteci ● Derman Boztok - Hekim, Nüsed Başkanı ● Ekin Oyan Altuntaş - Doç. Dr., İzzet Baysal Ü. Yazar ● Ekin Şen - Psikolog, Türkiye Komünist Gençliği Yk Üyesi ● Engin Solakoğlu - Emekli Hariciyeci ● Enver Aysever - Gazeteci, Yazar ● Erendiz Atasü - Yazar ● Erhan Karaçay - Elektrik Mühendisi ● Erhan Nalçacı - Prof. Dr., Hekim, Bilim Ve Aydınlanma Akademisi YK Sekreteri ● Fatih Yaşlı - İzzet Baysal Ü. Yazar ● Fırat Arapoğlu - Sanat Eleştirmeni ● Gamze Yücesan - Prof. Dr., Ankara Ü., Yazar ● Gökhan Kazbek - Gazeteci ● İlker Belek - Doç. Dr., Hekim, Yazar ● İskender Özturanlı - Gazeteci, Yazar ● Kaya Güvenç - Eski TMMOB Genel Başkanı ● Kemal Okuyan - Siyasetçi, Yazar ● Levent Üzümcü - Tiyatro Sanatçısı, Yazar ● Mehmet Baran Selanik - Avukat ● Melih Yeşilbağ - Ankara Ü., Sosyoloji ● Müjde Tozbey - Avukat, Önce Kadınlar Ve Çocuklar Derneği Başkanı ● Murat Akad - Türkiye Barış Komitesi Başkanı ● Musa Özuğurlu - Gazeteci, Yazar ● Mustafa Hoş - Gazeteci, Yazar ● Mustafa Kemal Erdemol - Gazeteci, Yazar ● Mustafa Türkeş - Prof. Dr., ODTÜ, Uluslararası İlişkiler, Yazar ● Oğuz Oyan - Prof. Dr., İktisatçı, Yazar ● Orhan Gökdemir - Gazeteci, Yazar ● Özlem Şen - Avukat ● Perihan Sarı - Siyasetçi, Gazeteci ● Rabia Deniz - Çgd Bursa Şube Başkanı ● Rıfat Okçabol - Prof. Dr., Eğitimci, Yazar ● Selahattin Kural - Patronların Ensesindeyiz Ağı Genel Koordinatörü ● Serdal Bahçe - Prof. Dr., Ankara Ü., Maliye ● Serdar Şahinkaya - Dr., İktisatçı, Yazar ● Serpil Güvenç - Yazar ● Sinan Sönmez - Prof. Dr., İktisatçı, Yazar ● Tahir Öngür - Jeoloji Yüksek Mühendisi ● Tolga Binbay - Psikiyatrist, Akademisyen, Yazar ● Tolgahan Akdan - Yazar, Akademisyen, ODTÜ ● Tuğrul Keskin - Şair, Yazar ● Turhan Çakar - Tüketici Hakları Derneği Başkanı ● Turhan İçli - Avukat ● Zehra Güner Karaoğlu - Birlik Sendikası Genel Başkanı