Çocuklar okula aç gidiyor: 'Açlıktan fenalaşan öğrencim var'

Eğitim emekçileri ve hekimler öğrencilerin durumunu soL'a anlattı: 'Birçok öğrenci okula aç gidip geliyor. Beden eğitimi derslerinde açlıktan fenalaşan öğrenciler var.'

soL-Antalya

Geçtiğimiz gün Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) Genel Başkanı'nın soL TV'de Erkan Yıldız'ın hazırlayıp sunduğu "Ne Demek?" adlı programda eğitimden mahrum kalan öğrencilere dair verdiği bilgiler, ülkemizdeki eğitim sorunlarına dair ciddi veriler sunuyor. Bakanlığın resmi verilerinden çıkarılan sonuçlara göre 866 bini kız çocuğu olmak üzere yaklaşık 2,5 milyon öğrenci, okul çağında ve okuldan mahrum durumda. 

Ancak okula giden öğrencilerde ise durum pek iç açıcı değil. Çok sayıda öğrenci yeterli beslenemiyor ya da kırtasiye ihtiyaçlarını karşılayamıyor. Hem öğretmenler hem de hekimler yaşanan sorunların bariz olduğunu, birçok öğrencinin okula aç gidip geldiğini, yeterli beslenemeyen öğrencilerde ise bedensel gelişimlerinin sorunlu olduğunu ifade ediyor. 

'Son 2 yıldır çocukların gelişim sorunlarında artış gözlemliyoruz'

soL'a konuşan eğitim emekçileri son 2 yıldır eğitim verdikleri okullarda bedensel gelişim sorunları konusunda artış gözlemlediklerini ifade ediyor. Eğitimciler "Antalya'da çeşitli bölgelerde bu durum farklı şekillerde tezahür ediyor. Muratpaşa ya da Konyaaltı gibi görece orta sınıf ailelerin oldukları birçok okulda aileler maddi destek sunarak bu sorunları çözmeye çalışıyor. Ancak Kepez gibi yoksul emekçilerin yoğun yaşadığı ve ekonomik gelirin düştüğü yerlerde öğrencilerde bariz gelişim sorunları var. Ve bu sorunlar sadece bedensel gelişimi değil aynı zamanda zihinsel gelişimi de kapsıyor. Birçok aile artık çocuğunun beslenmesini karşılayamıyor" diyerek içinden geçtiğimiz süreci anlatıyor.

'Çocukların yüzde 80'i okula aç geliyor'

Öğrencilerin yüzde 80'inin okula kahvaltı yapmadan geldiğini ifade eden eğitimciler, "Eski usulle ilerlemiyor artık işler. Zaten ailede hem anne hem baba birlikte çalışıyor artık. Yoksa geçinemiyorlar. Yani çocuklar kalkıp okul hazırlığı yapacakları zaman veliler çoğunlukla ya servise binmiş evden ayrılmış ya da zaten mesaiye başlamış oluyorlar. Çocuklar yaygın örnekte kendi kendilerine okula hazırlanıyor ve kahvaltı falan yapmadan geliyorlar.  Aileler genelde zeytin peynir ekmek koyarak sabah kahvaltı yapmalarını tembih ediyor ama o kadar sağlıklı ilerlemiyor bu süreç" diye belirtiyor. 

'Beden eğitimi derslerinde açlıktan fenalaşan öğrencilerim var'

Konuya ilişkin soL'a açıklamalarda bulunan bir beden eğitimi öğretmeni de "Ben mesela Kepez'de görev yapıyorum. Çocukların çoğu zaten okula aç geliyorlar. Kantinde beslenmeye çalışıyorlar ama kantinlerin durumu da berbat. Derslerde fenalaşan öğrencilerim oluyor bazen. Eskiden de bu tür örnekler olurdu. Ama şimdi epey çoğaldı bu durum. Sorduğum zaman da genelde öğrencilerin aç olduklarını, okula aç geldiklerini ya da günün sonuna doğru bir şey yiyemedikleri için açlıktan fenalaştıklarını öğreniyorum" diyor. 

'Kantinde kötü beslenmek için dahi aylık 1000 liraya ihtiyaç var'

Emekçi mahallelerinde genelde kantinlerin durumlarının kötü olduğuna işaret eden eğitimciler, en ucuz ürünün genelde tost olduğunu belirtiyor. Semtine ve okuluna göre değişiklik göstermekle birlikte Antalya'daki okullarda kantinde satılan tostların 15 ila 25 lira arasında değişiklik gösterdiği biliniyor. 

Eğitimciler kantinlerle alakalı olarak "Kantinler gerçekten kötü durumda. Yani her şeyin en kötüsü kantinde var desek abartmış olmayız. Çoğu aile beslenme için evden bir şeyler gönderiyor ama daha ekonomik değil artık. Kantinlerde de amiyane tabirler içi boş tost satıyorlar. Makul bir tost yese bir öğrenci günlük en az 25 lira harcaması lazım. İki çocuğunu okula gönderen bir ailenin sadece kantindeki tost masrafı 1000 lirayı geçer. Böyle olunca da sağlıksız ürünler çıkıyor ortaya. Mesela okullarda öğrencilerin sağlığını korumak için cips ve türevi şeyler satmak yasak. Ama aç kalan öğrenciler 'noodle' dedikleri bir tür pratik makarna yiyor. Kantinde sıcak su alıp plastik kaplarda haşlayarak bunu yemek zorunda kalıyor" diyor. 

Eğitimciler aynı zamanda Eski Kepez Anadolu Lisesi olarak bilinen şehit Celal Özcan Anadolu Lisesi'nde de kantin satışlarını arttırmak için "dışarıdan yiyecek getirilmesinin yasaklandığını" ancak velilerin tepkisiyle bu uygulamanın hayata geçmediği örneklere de rastladıklarını ifade ediyorlar. 

'Öğretmenler olarak biz çözmeye çalışıyoruz, çocukların beslenmesini pay ettiğimiz oluyor'

"Okula her gün beslenme çantasını getirmeyen öğrenciye neden diye sorduğumda cevap alamadım" diyen eğitimciler, "Ailelerini aradığımızda da hocam ben beslenme koyamıyorum durumum yok" dediklerini ifade ediyorlar. Öğrencilerin artık okula beslenmek için yiyecek getiremediklerini söyleyen eğitimciler çoğu örnekte öğretmenlerin bir araya gelerek çocukların beslenme ihtiyaçlarını karşılamak için dayanışma gösterdiklerini ifade ediyor. 

Eğitimciler "Öğretmenler arasında bazen üç beş bir şeyler topluyoruz ve ailelerine ulaştırmaya çalışıyoruz. Ya da gıda desteğinde bulunmaya çalışıyoruz. Bazen iş çığırından çıkıyor. Böyle durumlarda da yapacak bir şey kalmıyor geriye. Öğrencilerin beslenmelerinden fazla olan ürünleri olmayan öğrenciler ile pay etmeye çalışıyoruz. Böylesi örnekler arttıkça gerçekten eğitim için psikolojik olarak yer kalmıyor bazen" diyorlar. 

'Çocuklar yeterli beslenme bilincine sahip değiller'

soL'a konuşan Antalya'daki aile sağlığı merkezi hekimi Dr. Esra da çocuklardan yeterli beslenme için bir bilince sahip olmalarını beklemenin hata olacağını, Milli Eğitim Bakanlığı'nın öğrencilerin ihtiyaç duyacakları kalori hesabına göre destek sunması gerektiğini ifade ediyor. 

Aile sağlığı merkezi hekimi yaptığı açıklama, "Devlet okullarında beslenme için sadece kantin var. Orada da tost, simit, ayran vs var. Çoğu öğrenci kahvaltısını evde yapıyor. Bazı örneklerde öğle arasında evden getirdikleri çerez, tost, küçük kaplarda hazırlanmış akmayan kokmayan şeyler götürüyorlar. Evleri okula yakın olan aileler ise çocuklarını alıp eve götürüp yemek yedirip okula geri getiriyor. Tabi bunun sayısı çok sınırlı. Ve fakat bunun için de aylık para veriyor aileler ve her ailenin bütçesi bunun için uygun olmayabiliyor. Sonuçta öğünü yeterli ve ihtiyaca uygun bir şekilde sağlamak zor oluyor. Çocuklar kendi ihtiyaçlarını sağlama bilincinde olmadıkları için yeterli beslenemiyorlar. Sabah erken kalkıp kahvaltı yapmadan okula giden Ortaokul çocukları oldukça fazla" ifadelerine yer veriyor. 

'Özel okullarda da durum farklı değil. Beslenme masrafları pahalı, ürünler kalitesiz'

Özel okullarda da durumun çok farklı olmadığını ifade eden Dr. Esra, özel okulların fahiş fiyatlar ile beslenme hizmeti sunduklarını ancak bunun da aldıkları ücrete kıyasla çok iyi olmadığını söylüyor. "Özel okullarda bu sorun kısmen çözülmüş durumda. Ancak bu örneklerde de yaygın olarak öğle yemeği çıkıyor. Nadiren kahvaltı ve ara öğün veriyor özel okullar. Bu örnekler de daha çok birinci ve ikinci sınıf öğrenciler için geçerli oluyor. Böylesi örneklerde de yemek ücretlerinin çok yüksek olduğu ve kalitenin düşük olduğuna dair eleştiriler var" diye tamamlıyoruz sözlerini. 

'Kantinler beslemiyor, çocukların midesini dolduruyor sadece'

Birçok öğrencinin sağlık sorunlarıyla uğraştığını ifade eden Dr. Esra, kantinlerin beslenmek için yeterli olmadığını, öğrencilerin karınlarını doldurmaktan başka bir işe yaramadıklarını ifade ediyor. Dr. Esra "yeterli protein almayan çocuklar kısa boylu, anemik oluyorlar. Ve sık hastalanıyorlar. Okulun kantininden alınan gıdalar sadece karın doyuruyor. Bunlar uygun besin kaynağı olmadığı için obeziteye neden oluyor. Evden okula aç giden çocuklarda öğrenme güçlüğü, dikkat dağınıklığı, baş ağrısı oluyor" diyor.

'Uzman diyetisyenler eşliğinde menüler hazırlanmalı ve ücretsiz bir şekilde sunulmalı'

Bu sorunun çözümü için uzmanlar tarafından belirlenen yiyeceklerin öğrencilere ücretsiz sunulması gerektiğini ifade eden Dr. Esra "Olması gereken, okulda kahvaltı, ara öğün ve öğle yemeğinin çocukların ihtiyacına göre, besin değeri diyetisyence belirlenmiş, dengeli bir şekilde içeriğinin düzenlenmiş (protein, karbonhidrat ve yağ) bir şekilde standart ve ücretsiz verilmesidir" diyor.