CHP'de 'Amerikancılık-antiemperyalizm' tartışması: Namık Tan'a eski vekilden yanıt

CHP Milletvekili Namık Tan, TBMM Dışişleri Komisyonu toplantısında CHP'nin neden 'evet' oyu verdiğini açıkladı. Eski CHP Milletvekili Özgündüz'den eski büyükelçi olan Tan'a uyarı geldi.

Haber Merkezi

26 Aralık günü, İsveç’in NATO’ya kabulüne ilişkin teklif Meclis Dışişleri Komisyonu’nda kabul edildi. Teklife AKP, MHP ve CHP "evet" oyu verirken, İYİP ve Saadet Partisi "hayır" oyu verdi. DEM Parti ise oylamaya katılmadı.

2007 yılından 2009 yılına kadar Türkiye'nin Tel Aviv büyükelçiğini, 2010'dan 2014'e kadar ise Türkiye'nin Washington büyükelçiliğini yapan CHP Milletvekili Namık Tan, CHP'nin, İsveç’in NATO’ya kabulüne ilişkin teklife "evet" demesinin nedenlerini açıkladı.

CHP'nin 24. Dönem Milletvekili  ve aynı zamanda eski Cumhuriyet Savcısı olan Ali Özgündüz'ün, Tan'ın açıklamasına karşılık yaptığı yorum, CHP içindeki "ABD'cilik-dengecilik-Rusyacılık" tartışmasını gözler önüne serdi.

'Neden 'evet' oyu verdik?'

Tan, sosyal medya üzerinden, "İsveç'in NATO üyeliği konusundaki 26 Aralık 2023 tarihli TBMM Dışişleri Komisyonu toplantısında CHP olarak neden 'evet' oyu verdik" başlığıyla açıklamada bulundu.

"Hemen her dış politika konusunda olduğu gibi bu meselede de kararların tek adam tarafından alındığı otoriter bir tutumunun derin ve çelişkili izlerini pratikte gördük" diyen Tan, "Parlamentonun son sözü söyleme esasına dayalı NATO kuralları Erdoğan’a, işlevsiz bırakmaya çabaladığı Meclis’in demokrasilerde oynadığı vazgeçilmez rolü hatırlattı" ifadelerini kullandı.

İsveç'in terörle mücadele kapsamında yol kattetiğini ve bu kapsamda hukuki birtakım önlemler aldığını da belirten Tan, İsveç'in NATO'ya üye olması durumunda ikili çerçevede üstlendiği yükümlülüklerin ortadan kalkmayacağını ifade etti.

Tan açıklamasına şöyle devam etti:

"İsveç NATO’ya üye olduğunda NATO’nun terörle mücadele müktesebatını da baştan sona benimsemek ve uygulamak zorunda kalacaktır. NATO bünyesinde de, yükümlülükler üstlenmek mecburiyetiyle yüzleşecektir. Bu durum, Türkiye’ye İsveç’e karşı ilave baskıda bulunmak olanağını sağlayacaktır."

'Rusya'nın PYD/YPG’ye olan desteğini perdelemekten geri durmamakta...'

Tan açıklamasının devamında, ABD’nin, Suriye’de PYD/YPG’ye olan desteğini eleştirmekten geri durmayacaklarını ancak aynı eleştirinin Rusya’ya karşı da yapılmasının zorunlu olduğunu iddia etti.

"PYD/YPG’nin Rusya tarafından da desteklendiğinin bilinen bir gerçek" olduğunu söyleyen Tan, "Önümüzdeki tablo açık. PYD/YPG’nin palazlanmasında ABD’nin ne kadar payı varsa, Rusya’nın da aynı ölçüde katkısı vardır" iddiasında bulundu.

Tan, sözlerine şöyle devam etti:

"Hazindir ki, Türkiye’deki iktidar çevreleri ve destekçileriyle birlikte sözde demokrat geçinen kimi yazarlar ABD’yi karşılarına doğal olarak almak suretiyle Rusya’nın PYD/YPG’ye olan desteğini perdelemekten geri durmamaktadırlar.

Bu bağlamda, Türkiye’nin Suriye’de ABD ile Rusya’nın arasına sıkışmasına ve savrulmasına hizmet etmektedirler. İsveç’in NATO’ya üyeliği sürecinde bu iki yüzlü tutumlarını açığa vurmakta da sakınca görmemektedirler."

TanTürkiye'nin İsveç'in NATO üyeliğine onay vermesinin Türkiye-Rusya arasındaki ilişkileri olumsuz etkilemeyeceğini, çünkü hem Rusya'nın Türkiye'ye ihtiyacı olduğunu hem de "Rusya'nın İsveç’in NATO’ya üye olacağı gerçeğiyle çoktan yüzleştiğini" öne sürdü.

Tan, "İsveç'in NATO'ya üye olacağı gerçeğiyle yüzleşemeyen veya yüzleşmek istemeyen çevrelere Türkiye'de rastlanmasını ise hazin" olarak değerlendirdi.

'ABD orada işgalci konumda'

Tan'ın sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamaya, CHP'nin 24. Dönem Milletvekili  ve aynı zamanda eski Cumhuriyet Savcısı olan Ali Özgündüz'den yanıt geldi.

Eski savcı Özgündüz, yanıtına, Tan'ın büyükelçi olduğunu vurgulayarak başladı. Özgündüz yanıtında Rusya'nın Suriye'nin meşru yönetimiyle yapılan bir anlaşma nedeniyle Suriye'de bulunmakta olduğunu ancak ABD'nin Suriye'de işgalci konumda olduğunu hatırlattı.

Rusya ve ABD'nin, Suriye'deki varlıklarının aynı kategoride değerlendirilemeyeceğinin altını çizen Özgündüz, "PYD/YPG ABD şemsiyesi/koruması altında varlığını sürdürüyor. ABD doğrudan silah ve para yardımı yapmakta bu garnizon oluşuma. Dolayısıyla iki ülkeyi aynı kategoride değerlendirmek uygun değil düşüncesindeyim" dedi.

'Güvenlik sorununu yaratan 'müttefik' dediğimiz ABD'dir'

ABD'nin Orta Doğu'daki misyonunu hatırlatan Özgündüz, ABD'nin söz konusu coğrafyadaki politikasına karşı çıkılmadan antiemperyalist bir dış politika izlenemeyeceğini vurguladı.

Özgündüz'ün konuya ilişkin ifadeleri şöyle:

"Ayrıca ülkemiz için güvenlik sorununu yaratan Rusya değil "müttefik" dediğimiz ABD'dir.

Amerikanın bölgeyi parçalayarak İsrail'e güvenlik sağlama projesi doğrudan ülkemizin üniter yapısını, bölünmez bütünlüğünü tehdit etmektedir.

ABD'nin bu politikasina karşı çıkılmadan nasıl antiemperyalist bir dış politika izlenebilir?!"