AYM'den HDP'li Leyla Güven için ihlal kararı

AYM, eski HDP Milletvekili Leyla Güven’in milletvekili seçilmesinin ardından tutuklanmasının yasama dokunulmazlığıyla bağdaşmadığını belirtti, kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlali kararı verdi.

Haber Merkezi

Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu, milletvekili seçildikten sonra Leyla Güven’in tutuklanmasını, yasama dokunulmazlığıyla bağdaşmadığı değerlendirmesini yaptı, ancak yasama dokunulmazlığını düzenleyen 83’üncü maddeden değil, kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal kararı verdi. 

Mezopotamya Ajansı'nın haberine göre Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu, Türkiye’nin Afrin'e yönelik saldırısını eleştiren Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Leyla Güven’in tutukluyken milletvekili seçilmesiyle hakkında verilen tahliye kararı sonrası, yapılan itirazla yeniden tutuklanmasında ihlal kararı verdi.

15 kişilik Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu, Güven’in avukatları Reyhan Yalçındağ ve Serdar Çelebi’nin gözaltı ve tutuklamanın hukuka aykırılığı, kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının, ifade özgürlüğü ve siyasi faaliyette bulunma haklarının, yasama dokunulmazlığının ihlali yönünde yaptıkları başvuruyu karara bağlayarak, ikinci tutuklamada Anayasanın 19’uncu maddesinin ihlaline karar verdi. 

'Tutuklama yasama dokunulmazlığıyla bağdaşmıyor'

Genel Kurul, Anayasa’nın dokunulmazlığı düzenleyen 83’üncü maddesindeki “Seçimden önce veya sonra bir suç işlediği ileri sürülen bir milletvekili, Meclisin kararı olmadıkça tutulamaz, sorguya çekilemez, tutuklanamaz ve yargılanamaz. Ağır cezayı gerektiren suçüstü hali ve seçimden önce soruşturmasına başlanılmış olmak kaydıyla Anayasa’nın 14 üncü maddesindeki durumlar bu hükmün dışındadır. Ancak, bu halde yetkili makam, durumu hemen ve doğrudan doğruya Türkiye Büyük Millet Meclisine bildirmek zorundadır” hükmüne işaret ederek, milletvekilinin tutuklanmasını bu madde ile bağdaşmadığı değerlendirmesi yaptı. 

Kişi hürriyeti ve güvenliğinin ihlali kararı verdi

Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu, yasama dokunulmazlığına hiçbir şekilde müdahale edilemeyeceği yönündeki Anayasa’nın 83’üncü maddesiyle çelişkili olan ve milletvekillerinin tutuklanmasına dayanak gösterilen Anayasa’nın 14’üncü maddesindeki “hak ve hürriyetlerin kötüye kullanılması” düzenlemesinde yasal bir değişikliğe ihtiyaç olduğuna işaret etti. Genel Kurul, milletvekilinin tutuklanmasını bu madde ile bağdaşmadığı tespitini yaptı ancak, ayrıca bir değerlendirme yapamayacaklarını kaydetti. Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu, Güven hakkındaki ihlal kararını dokunulmazlığı düzenleyen 83’üncü maddeden değil, kişi hürriyetinin ihlalini düzenleyen Anayasa’nın 19’uncu maddesinden verdi. 

4 üye karşı oy kullandı

Genel Kurul, Güven’in yakalanmasının, gözaltına alınmasının hukuka aykırılığı yönündeki iddiayı kabul edilemez bulurken, ilk tutuklamada “kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edilmediğine” oybirliği ile karar verdi. Genel Kurul, Güven’in milletvekili seçildikten sonra tutuklanmasında ise “kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine” oy çokluğuyla hükmetti. Anayasa Mahkemesi, Başkanı Zühtü Arslan’ın ihlal yönünde oy kullandığı kararda, Rıdvan Güleç, Yıldız Seferinoğlu, Basri Bağcı ve İrfan Fidan karşı oy kullandı.

Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu, Güven’e ihlal nedeniyle 67 bin 500 TL tazminat ödenmesine karar vererek, bilgilendirme için kararın bir örneğinin Güven’in yargılandığı Diyarbakır 9’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’ne, bir örneğinin de davada Adalet Bakanlığına gönderilmesine karar verdi. 

Güven’in avukatı Reyhan Yalçındağ, kararı eksik buldu. Güven’in sadece milletvekili olarak değil, siyasi hayatında Kürt partilerinin birçok alanında görev aldığını belirten Yalçındağ, “Konunun siyasi ifade özgürlüğü olduğu başvurularda, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin içtihadına bağlı kalır bir şekilde, bu tür değerlendirmeler yapılırken sözü söyleyenin kim olduğuyla da doğrudan bağlantı kurulması gerekiyor” dedi.  

'Gerekçeli kararın 6 sonra açıklanması 2 ayrı ihlale neden oldu'

Güven’in tutuklanması, seçilmesine rağmen yeniden tutuklanması ve bunun devam ettirilmesinin Kürt siyasetçilere yönelik soruşturma ile davaların özeti olduğunu belirten Yalçındağ, Genel Kurulu’n kararının gecikmiş bir karar olduğunu vurgulayarak, karar duyurusunun Nisan ayında yapıldığını 6 ay sonra kararın gerekçesinin açıklandığını, bu durumunda 2 ayrı ihlal durumuna neden olduğunu dile getirdi.