Antalya'da çalışan gönüllüler anlatıyor: İnsanları kesinlikle yalnız bırakmayacağız

Bölge halkının bir çoğu gibi gece gündüz yangına karşı mücadele eden Semt Evi gönüllüleri yaşadıklarını Boyun Eğme dergisine anlattılar. 

Haber Merkezi

Antalya son günlerdeki orman yangınlarından en çok etkilenen illerden birisi. Doğal güzellikleriyle ünlü Antalya'da yangın felaketinin önünün alınamaması nedeniyle bir kriz masası oluşturan TKP, bölgedeki semt evlerini bu süreçte yangınla mücadele ve dayanışma amacıyla yeniden organize etti. 

Bölge halkının bir çoğu gibi gece gündüz yangına karşı mücadele eden semtevi gönüllüleri ve TKP'liler yaşadıklarını Boyun Eğme dergisine anlattılar. 

'Boyun Eğme tişörtümden güç alıyorum'

Sevil Uğur, Manavgat Kavaklı Semt Evi

Bugün yangının sanırım altıncı günü, günleri, tarihleri her şeyi unuttuk. O konuda bile bilincimiz yerinde değil. İlk başladığı günde Manavgat’ın Alanya tarafında her yerden dumanlar geliyor, insanlar sağa sola koşturuyorlardı. Hemen bir kriz masası oluşturduk. Arkadaşlarla toplanan malzemeleri dağıtmaya çalışıyoruz. Kalabalık bir ekip olmamıza rağmen nerelere dağıtacağımızı şaşırdık. Onlarca ev, yüzlerce mahalle var. Her evde bir ses, bir haykırış, bir acı...

Manavgat’ın batısı, kuzeyi, doğusuna gittik, insanları yaşadıkları ortamlarda ziyaret ettik. Her yerde hayvanlar yanmış, sinekler berbat durumda. Bir yerde 12-13 yaşında çocuklar “Sen maske, elviden ver abla, biz kaldırırız” dediler. Bir eve girdik, geçmiş olsun dedik, malzeme bıraktık, gözlerine damlalar yaptık. O evde yanmış halının üzerinde oturan bir anne vardı, hiç kımıldamıyordu ve bizim ziyaretimiz boyunca hep böyle boynu eğik, boş boş bakarak hareket etmeden durdu. Hiçbir şey söylemedi. Biz orada ayrılırken de öyleydi. Bundan çok etkilendik, o halini unutamıyoruz. Her yer yangın ve çok sayıda böyle insan var.

Dün Gündoğmuş’un vadi gibi olan alt taraflarına gittik. Arabayla geçerken sağda solda ateşler yanmaya devam ediyor. Yolda ağaçlar devrilmiş, kenara çekmişler, oralardan geçtik, aşağıya indikçe iniyoruz ve daha aşağıda da evler var ama duman çok kötü. Bir yerde durup dönmek zorunda kaldık, insanlığımdan utandım...

Müdahale kesinlikle yeterli değil. Saçma şeyler de oluyor. Belli yerlere gıdalar yığılmış, organizasyon hiç yok, yetkili kimsenin gelmediği söyleniyor. İnsanlar evlerini terk edemiyorlar ki gidip alsınlar.

Gündoğmuş merkezde okul gibi bir yerin bahçesinde 30’un üzerinde itfaiye, su tankeri, yangın söndürme aracı vardı, öyle duruyordu. 10-15 metre ileride insanlar 5 litrelik bidonlarla öbek öbek yanan ateşi söndürmeye çalışıyorlardı, 1,5 litrelik su şişeleriyle yardım etmeye çalıştık... Arabamıza Kavaklı Semt Evi Gıda Destek Aracı diye yazı astık, ben de Boyun Eğme tişörtümü üstümden hiç çıkarmıyorum çünkü ondan güç alıyorum.

Az önce arkadaşlar keşif yaptıklarında anlattılar; insanlar samanların, yanık halıların üzerine yatıyorlar. Şimdilik hazır gıdayla doyuyorlar ama beş gün sonra herkesin şuursuzca yardım göndermesi sorun olacak. Örgütlü bir seferberlik gerekecek. Biz 17 Ağustos’u da yaşadık. Önemli olan bunlar bittikten sonra insanları yalnız bırakmamak. Buradaki insanların elinden tutmamız, onlara sarılmamız gerekiyor. Çünkü asıl bundan sonra bize ihtiyaçları olacak. Diğer arkadaşlarımla konuştuk, yatak götürecek, çatı yapımında malzeme ve işçilik sağlayacak gönüllülere ihtiyacımız var. Bu insanları kesinlikle yalnız bırakmayacağız.

Sosyal medya duyurularımızla bize doktorlar ulaştılar, İstanbul’dan bir eczacı üç ayrı kargo çıkardı Kavaklı Semt Evi’ne, ‘bu bitmeyecek, desteğim devam edecek’ dedi. Bunlar gerçekten bizi ayakta tutuyor. Sadece Manavgat’ta değil tüm yanan yerlerde bu acıları yaşayanların elinden tutmamız ve onlara sahip çıkmamız gerekiyor.

'İlk günden beri alandayız, köylerdeyiz'

Belgin Filiz Mihmar, Manavgat Kavaklı Semt Evi

Manavgat şehir merkezinden başlayıp 4 bölgeye ardından bütün bölgeye yayılan bir yangın. bütün dağ köyleri, Toroslar, Oymapınar barajının olduğu ormanlık alan. Geriye yalnızca deniz kıyısına yakın olan Sorgun Ormanları kaldı. Geri kalan her yer yandı ve yangın büyüyerek devam ediyor.

İlk yangın çıktığı günden beri alanlardayız, dağ köylerindeyiz. İnsanlar çok şaşkınlar, çok çaresizler. İlk gittiğimizde ciddi bir tedbir, yangın söndürme ekibi, profesyonel destek, devlet desteği ile filan karşılaşmadık, halk da karşılaşmamıştı zira. Herkesin evi yanmış, kül olmuş; birden bire neye uğradıkları şaşırmışlar. Üzerlerindeki kıyafetle sokakta kalmışlar. İnsanlar kime ne soracaklarını bilemiyorlar; aciliyetle karşılarına kim çıkarsa onlardan ya su istiyorlardı, ya hayvanlarına yanık merhemi, ya da yiyecek bir şey istiyorlardı. Sonraki günlerde yardım biraz rayından çıktı; aşırı şekilde köy meydanlarında yiyecek ve su yığılmaya başladı. Bunlar da açıkçası çöpe dönüştü açıkçası. Biz Manavgat Kavaklı Semt Evi olarak tamamen köyleri tek tek dolaşarak, evi yanan insanların neye ihtiyaçları olduklarını, nasıl yardım edebileceğimizi sorduk. Evin içinde kalan ilaçları da dahil olmak üzere temin ederek bir sonraki gün tekrar ziyaret ederek onları bırakıyoruz mesela. İnsanlar çaresizce biri gelsin bize bir yol göstersin diye bekliyorlar. Henüz yatacak yerleri yok. Konteynır ya da çadır temin edilmedi. Sokakta taşın üzerinde ya da ot balyalarının üzerinde uyuyorlar. Çocuklar ortalıkta. Çok korkunç bir sıcaklık var. Banyo yapamıyorlar. Su ve elektrik kesik. En çok şikayet ettikleri konu bu.

Biz gıda yardımını durdurduk. Daha çok evsel yardımlar biriktiriyoruz, onları tasnif ediyoruz. Her gün köy ziyaretleri yapıyoruz. Örneğin dünden önceki gün 9 araç 12 köyü ziyaret ettik. Dün mesela iki araç Gündoğmuş, Ahmetler tamamen yanıyordu, biz yanan ormanların arasından geçerek yanan köylere ulaşmaya çalıştık. Çocukları ve kadınları tahliye etmişlerdi. Bizden buz, su ve maske istemişlerdi, onları götürdük. Bugün yeniden Gündoğmuş’tan haber geldi, yaylada kalmış insanların kap kaçak, örtü, kafalarını koyacakları yastıkları olmadığını ve aciliyetle bunlara ihtiyaç duyulduğunu söylediler. Bugün iki araç bu malzemeyi oraya ulaştırmaya çalışacağız.

İnsanlar bu felaket içerisinde sadece tekrar kafalarını sokabilecekleri bir evlerinin olmasını arzuluyorlar. Ölen hayvanları, tarlaları yanmış. Bir teyze mesela üzüm bağı yanmış, ona ağlıyordu. Bundan sonraki çalışmalarımızda, psikolojik destek, rehberlik, hem çocuklara, hem yetişkinlere yönelik düşünüyoruz. Çevre halkına yönelik daha bilinçli neler yapılabilir, buna yönelik çalışmalarımız olacak. Ormanları koruma, çevre temizliği gibi başlıklarda seminerler düşündük.

Kavaklı Semt Evi yedi gündür insanlarla, yardımlarla beraber dolup taşıyor. Komşularımız dayanışmaya dahil oldular, bizimle el ele, omuz omuzalar. Bu çok güzel bir şey. Bize daha temkinli bakan insanların bakış açısının değiştiğini görüyorum. Daha rahat konuşabildiler, kendilerini daha rahat ifade edebildiler bir şeyleri. Bu bizim için çok değerli. Bunun güçlenerek devam edebilmesi için elimizden geleni yapacağız.