Almanya'da Türkiye'nin borçları tartışılıyor: Avrupa'yı vurur mu?

Faiz indiriminin tetiklediği dolar ve avronun yükselişi Avrupa'da da yakından izleniyor. Almanya TL'deki değer kaybı ve ödenemeyen dış borçların bir krize neden olup olmayacağını tartışıyor.

Haber Merkezi

Faiz indiriminin tetiklediği dolar ve avronun yükselişi Avrupa'da da yakından izleniyor. Türk Lirası'ndaki (TL) değer kaybı, enflasyonun yükselişi ve özellikle de yüksek döviz borçlarının Avrupa bankalarını da olumsuz etkileyebileceği endişesi hâkim. Hatta Türkiye'deki krizin, ABD tarihinin en büyük iflası olarak nitelendirilen Lehman Brothers etkisine yol açabileceği bile tartışılıyor. ABD'de 2008 yılında ülkenin büyük yatırım bankalarından Lehman Brothers'ın iflası domino etkisiyle küresel bir ekonomik krize yol açmıştı.

Peki TL'deki değer kaybı ve doların yükselişi domino etkisiyle Avrupa'yı da etkiler mi?

DW Türkçe'den Elmas Topçu'nun haberine göre Almanya'daki Aalen Üniversitesi Finans ve İktisat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Christian Kreiß'e göre "evet, etkileyebilir". Geçen hafta Telepolis adlı haber portalında yayınlanan makalesinde Türkiye'deki krizin Avrupa'yı nasıl etkileyebileceğini detaylandıran Kreiß, Uluslararası Finans Enstitüsü'nün Eylül 2021 verilerine göre Türkiye'nin döviz borcunun 2021 yılı ortası itibarıyle 576 milyar dolar olduğuna ve bu miktarın da Türkiye'nin gayri safi yurt içi hasılasının yüzde 80'ini oluşturduğuna işaret ediyor.

Makalesinde Türkiye'nin döviz borcunun önemli bir miktarının önümüzdeki 12 ay içinde ödenmesi gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Kreiß, Eylül 2021 verilerine göre ödenmesi gereken miktarın da 125 ila 168 milyar dolar olduğunun tahmin edildiğini belirtiyor.

Türk şirketlerinin dış borç stokunun da 240 milyar doların üzerinde olduğunu söyleyen iktisatçı, Türk işletmecilerin iki ay öncesine göre TL üzerinden 1,4 kat, beş yıl öncesine göreyse 3,4 kat daha fazla borçla karşı karşıya olduğunu kaydediyor. "Beş yıl önce bir şirket 10 milyon dolar kredi aldıysa ve o zamanki karşılığı 35 milyon liraya tekabül ediyorsa bugün aynı miktar 120 milyon lira borç anlamına geliyor" örneğini veren Kreiß, bunun şirketler için ödeme sıkıntısı yaratabileceği uyarısında bulunuyor.

İktisatçı Kreiß, Türk hükümeti ile Türk bankalarının döviz borcunun da gayri safi yurt içi hasılaya oranlarının her biri için yüzde 23 olduğunu belirtiyor. Bu hesaba göre her birinin 165 milyar 600 milyon dolar döviz borcu var demek. 

'Uluslararası kuruluşlar zor durumda kalabilir'

Peki Türkiye döviz borçlarını ödemede sorun yaşarsa, bunun dünya ve Avrupa bankalarına etkisi ne olur?

Kurun artmasıyla borçluların ödeyemez hale gelmesi veya bazı şirketlerin iflas etmesinin dünya piyasalarına da olumsuz etki edebileceğini belirten Kreiß, zincirleme etkiyle kredileri veren uluslararası kuruluşların da zor durumda kalabileceği tahmininde bulunuyor.

1930 yılında kurulan ve halen Türkiye'nin de aralarında bulunduğu 63 üyesi olan, merkez bankaları ve o ayarda mali kuruluşların üye kabul edildiği Basel merkezli Uluslararası Ödemeler Bankası verilerine göre Türkiye'ye verilen kredi miktarı 2018 yılında 224 milyar dolardı. Yine Uluslararası Ödemeler Bankasına göre Avrupa'dan Türkiye'ye en çok kredi veren bankalar 80 milyar dolarla İspanyol kuruluşları. Fransız bankalarının 35 milyar dolar, Alman bankalarının da 13 milyar dolar civarında o dönem kredi verdiği tahmin ediliyor.

Borçlanmayla dönen emlak piyasasının bu tür krizlerden daha çok etkilendiğine dikkat çeken Prof. Dr. Christian Kreiß'a göre krizler kalkınmakta olan ülkelerde daha hızlı bir şekilde güven kaybı, korku, dolayısıyla piyasalarda çalkantıya neden olabiliyor. Bugün dünyada hisse senedi, bono ve emlak piyasasında sarsıntı riskinin Lehman Brothers krizinin yaşandığı 2008'den çok daha yüksek olduğu söyleyen Kreiß, Lehman Brothers'ın krize neden olan borcunun 613 milyar dolar olduğunu hatırlatıyor.

Makalesiyle ilgili olarak DW Türkçe'nin sorularını yanıtlayan Kreiß, TL krizinin Avrupa ve dünyayı etkileyebilecek bir krize dönüşmesi ihtimali olduğunu düşünüyor. Bunun bir diğer nedeni küresel koşulların da buna uygun olması. Küresel çaptaki borçlanmanın hiç olmadığı kadar yüksek olduğunu kaydeden Kreiß, ayrıca 2020'de koronavirüs pandemisinde orta ve küçük çaplı işletmelerin zayıfladığını ve borçlanmalarda artışa neden olduğunu dile getiriyor. Emlak fiyatlarının da 2008'den önce duruma kıyasla çok daha yüksek olduğunu söyleyen Kreiss, "Hisse senetlerinin değerleri de son 150 yılın en yüksek seviyesinde" diye de ekliyor.