Adana'da 'NATO nedir? Kime Yarar?' etkinliği: 'Bize nihai bir zafer gerek'

Adana'da TKP Genel Sekreteri Okuyan ve KKE Merkez Komite üyesi Elisaios Vagenas'ın katılımıyla 'NATO nedir? Kime Yarar?' başlıklı etkinlik düzenlendi.

soL - Adana 

Adana’da Orhan Kemal Kültür Merkezi’nde Yunanistan Komünist Partisi Merkez Komite üyesi Elisaios Vagenas’ın da konuşmacı olduğu “NATO nedir? Kime Yarar?” başlıklı bir etkinlik düzenlendi.

Etkinlik başlamadan önce konuklar yerlerini alırken Türkiye Komünist Gençliği salona bando eşliğinde sloganlarla girdi.

Çukurova Belediyesi Orhan Kemal Kültür Merkezi’nde düzenlenen etkinlik, “Selam olsun dünyanın ve Türkiye’nin aydınlık geleceğine! Umuda ve mücadele azmine selam olsun! Bu akşam bu salonda tüm bunlar için bir araya gelenlere selam olsun! Hoş geldiniz, dostlar! Kardeşler, yoldaşlar, hoş geldiniz!” sözleriyle başladı.

Türkiye Komünist Partisi Adana İl Örgütü adına konuşma yapan Özgün Dincel, şöyle konuştu:

"Savaşın, yoksulluğun, kitlesel göçlerin, ırkçılığın, faşizmin, hukuksuzluk ile zorbalığın başımıza tekrar bela edildiği ve insanlığın sesinin kısılmaya çalışıldığı bu günlerde, içine itilmeye çalışıldığımız kahrolası karanlığın ve saymakla bitmeyecek çokluktaki kötülüklerin baş sorumlusu terör örgütü NATO’ya ve onun elebaşısı ABD emperyalizmine dair çok sözler söylendi, söylenmeye devam ediliyor, bu akşam bu salonda da söylenecek. Ama önce Nâzım Hikmet’e kulak verilecek:

Bacımınkiler gibi gök gözlü şehrim,
İstanbul'um,
seni düşünüyorum.
Oturmuşsun deniz kıyısına,
bakıyorsun limana giren Amerikan zırhlısına.
Hastasın, açsın, öfkelisin.
O da bakıyor sana,
hem de nasıl,
efendinmiş,
patronunmuş,
sahibinmiş gibi itoğluit.

Bozkırdaki tarlalar sizi düşünüyorum.
Belki karasabanla sürülürdünüz,
kavruk olurdu ekininiz.
Kavruktu mavruktu, buğday idi ya,
Amerikan şimdi beton dökmüş oraya,
ölüme uçak alanı yapmış sizi.

Amerikan emperyalizminin beton döküp ölüme uçak alanı yaptığı o tarla bizim tarlamız, bizim toprağımız.

O tarlanın bizim olduğunu hatırlatmak, o betonları söküp atacağımızı ve o pistlerden kalkan Amerikan uçaklarının bugüne kadar katlettiği mazlumların anısına orayı kıpkızıl bir gelincik tarlasına dönüştüreceğimizi haykırmak için bugün İncirlik üssündeydik.

Ölmeyen ölülerimiz için yürüdük, yaşamdan soğutulan sağlarımız için yürüdük, doğacak çocuklarımız için yürüdük; barış için yürüdük, özgürlük için yürüdük, eşitlik için yürüdük.

Ve hep bir ağızdan haykırdık: Yankee defol! Bu memleket bizim! Bu memlekette yurtseverler var, devrimciler var, sosyalistler var! Bu memlekette, Nâzım Hikmet’in,

Türkiye Komünist Partisi, TKP'em benim,
seni düşünüyorum.
Sen dünümüz, bugünümüz, yarınımızsın,
en büyük ustalığımız,
en ince hünerimizsin.
Sen aklımız, yüreğimiz ve yumruğumuzsun.
sen bana bugün
mübarek alnındaki yara yerinle
ve işçi bileklerinde zincir izleriyle göründün.
Yürüyorsun dimdik, pırıl pırıl.
Ömrümde yalnız seninle
ve senin safında olmakla övündüm…

dizeleriyle tarif ettiği Türkiye Komünist Partisi var!

Bir kez daha “Selam olsun dünyanın ve Türkiye’nin aydınlık geleceğine” diyor, sözü Nazım Hikmet’in partisinin, Türkiye Komünist Partisi’nin Genel Sekreteri Kemal Okuyan’a bırakıyorum."

Okuyan: İncirlik Üssü'nü kapatmalıyız

Salondaki konukları, İncirlik Üssü'ndeki eylem için Adana'ya gelen genç komünistleri ve Yunanistan gelen YKP heyetini selamlayarak başlayan Kemal Okuyan; Adana'nın İncirlik Üssü'ne ev sahipliği yaptığına dikkat çekerek Adana'nın aynı zamanda korkunç bir yoksulluğa ev sahipliği yaptığını söyledi.

TKP'nin Çukurova bölgesinde başlattığı "İncirlik Üssü Kapatılsın" imza kampanyasını hatırlatan Okuyan, "Bugün bu kampanyanın bir finalini yaptık, ama bize nihai bir zafer gerek. İncirlik Üssü'nü kapatmalıyız, ABD'yi ülkemizden bir an önce defetmeliyiz. Ülkemizde süren yoksulluğu sona erdirmeliyiz."

Konuşmasına İncirlik Üssü'ndeki nükleer silahların ne kadar tehlikeli olduğunu vurgulayarak devam eden Kemal Okuyan, bunların yerine yerleştirilmeye çalışılan nükleer silahların bölgemizde kullanılabileceğini, hatta egemenlerin Türkiye'nin "düşmanın" eline geçmesi durumunda kendi ülkesini dahi vurabileceklerini söyledi. 

'NATO durdurulmalıdır'

NATO'nun güvenlik örgütü olmadığını, emekçi sınıflara karşı küçük bir azınlığın, egemenlerin, çıkarlarını savunan bir örgüt olduğunu söyleyen Kemal Okuyan; "NATO genişledikçe insanlık için daha büyük bir tehdit oluyor. Bu yüzden NATO durdurulmalıdır" dedi.

"Göçmen sorunu... İnsanların ülkelerini terk etmelerinin tek sorumlusu emperyalizmdir" diyen Kemal Okuyan birbirine en yakın ulusları birbirine düşman eden yegane şeyin bu düzen olduğunu ve bu düzenin yıkılmadan savaşların bitmeyeceğini belirtti. 

"Gençleri umutsuzluğa mahkum eden bu düzenden mutlaka kurtulmalıyız" diyen Kemal Okuyan Yunanistan Komünist Partisi ve Türkiye Komünist Partisi arasındaki dostluktan ve ortak mücadele deneyiminden de bahsetti.

"Bugün sembolik değeri çok olan bir iş yaptık, ama biz sembollerle yetinemeyiz. Arkadaşlar hep birlikte kolları sıvayacağız ve dünyamız kapsamlı bir savaşın eşiğindeyken bu üssü kapatacağız" diyen Kemal Okuyan sözlerini, "Bağımsız, egemen, sosyalist Türkiye için görev başına!" diyerek bitirdi. 

Vagenas: Yaşasın TKP, yaşasın KKE

Kemal Okuyan’ın konuşmasından sonra Yunanistan halkı selamlanarak söz Yunanistan Komünist Partisi Merkez Komite üyesi Elisaios Vagenas’a bırakıldı.

Salondaki selamlayarak konuşmasına başlayan Vagenas, emperyalizmin ve onun yarattığı savaşların dünya halkları için bir yıkıma neden olduğunu dile getirdi. 

Ukrayna'daki savaşa da değinen Vagenas, YKP'nin halihazırda süren savaşta aldığı tutumu, uluslararası alanda yaptıkları çalışmaları anlattı.

Yunanistan'da süren sınıf mücadelesinde Yunanistan Komünist Partisi'nin yakın zamandaki mücadelelerine değinen Vagenas, Türkiye'de sermayeye karşı mücadele eden TKP'yle dayanışma duygularını paylaştı. 

İşçi sınıfının enternasyonalist dayanışmasına güvendiklerini dile getiren Vagenas konuşmasını, "Yaşasın Türkiye Komünist Partisi, Yaşasın Yunanistan Komünist Partisi, Yaşasın işçi sınıfı enternasyonalizmi" sloganlarıyla bitirdi.

Elisaios Vagenas’ın ardından, “Devrimciler, komünistler, şiirler olur da şarkılar olmaz mı? Şimdi sahne ‘boyun eğmeyen’ şarkıların" anonsuyla sahneye Gülcan Altan ve Murat Güner çıktı.

Etkinlik hep bir ağızdan söylenen şarkılar ve atılan sloganlarla sona erdi.