'9 Haziran’a gelindiğinde, Diaz-Canel, Küba’nın artık Covid-19 sonrası döneme geçmekte olduğunu açıklıyordu. Küba salgınla mücadelede zaferi kazanmıştı, bununla birlikte, tedbirler asla elden bırakılmamalıydı. Bu tarihte, Küba Komünist Partisi Siyasi Bürosu Kovid-19’dan çıkışın üç evreden oluşan ilk aşamasına ilişkin bir dizi önlemi onayladı.'

Covid-19 salgınına karşı mücadelesinde Küba

Bu yazıda, Küba’nın Covid-19 salgınını önlemesi ve denetim altına alması sürecine, Küba Komünist Partisi’nin öncü parti olarak ağırlığını koyduğu iktidar organlarının ve toplumsal örgütlenmelerin katkısı ekseninde pratik ve somut bir açıdan göz atmaya çalışacağız. 

Sosyalist Küba’nın kasırga, salgın gibi olağanüstü durumları göğüslemeye yönelik kapasitesi, öncelikle, Kübalı devrimcilerin halklarına ve memleketlerine duydukları derin sevgiden ve Küba Komünist Partisi’nin, Küba’da sosyalist devrimi ve sosyalist kuruluş sürecini korumak ve geliştirmek yönündeki eşsiz siyasi iradesinden ileri geliyor.

Küba’nın Covid-19 salgınına karşı mücadelesinin çok yönlü bir süreç olarak gerçekleştiği görülüyor. Bu mücadelede devrimci Küba Hükümeti bilime özellikle büyük bir rol vererek yol aldı. Bu olgunun başlı başına, ayrı bir yazıda incelenmesi gerekiyor. Bilimin Küba’nın Covid-19 salgınına karşı mücadelesinde oynadığı rol başlığında, konusu salgına karşı mücadelede toplumsal örgütlenmeler olan bu yazı çerçevesinde, sadece iki noktaya işaret etmekle yetinilebilir. 

Küba’nın bilimsel birikimi, Küba Komünist Partisi tarafından Küba’nın Covid-19 salgınına karşı altı aya yayılan bütün bir mücadelesinde sadece yönlendirici bir güç olarak harekete geçirilmekle kalmadı. Bu bilimsel birikim, bütün gücüyle, yine Küba Komünist Partisi tarafından bütün toplumsal yapının en küçük birimlerine, dokularına kadar kullanıma sokuldu, nüfuz ettirildi. Küba salgını, bu sayede denetim altına aldı. Bununla bağlantılı olarak, Küba Komünist Partisi (KKP) ve Küba Devleti, içinde yaşadığımız tarihsel kesitte benzersiz bir olguya daha imza attı: KKP Siyasi Büro Üyesi ve Küba Cumhuriyeti Devlet Başkanı Miguel Diaz-Canel Bermudez, Havana Üniversitesi Bilim, Teknoloji ve Toplum Kürsüsü Başkanı Jorge Nunez Jover ile birlikte, “Covid-19 salgınıyla mücadelede hükümet yönetimi ve Küba bilimi” başlıklı bir makale kaleme aldı ve bu makale Küba Bilimler Akademisi’nin dergisi Revista Anales’de yayınlandı1. Söz konusu makale, sadece Küba’daki siyasi kültür açısından değil, Küba bilimi ve Küba biliminin siyaset ve ülke/devlet yönetimi ile ilişkisi açısından da önemli bir adım niteliği taşıyor. Bu adım aynı zamanda, José Marti’nin “Vatan insanlıktır” sözü ile uyumlu olarak, Küba’nın insanlığın siyasi ve bilimsel birikimine armağan ettiği önemli bir katkı niteliğinde. 

Küba’da merkezi devlet aygıtı ile halkın yüksek katılım gösterdiği toplumsal örgütlenmeler birbirlerini bütünleyen karşılıklı bir ilişki ve etkileşim içinde, Küba toplumuna, Küba devriminin korunmasına ve Küba’da sosyalist kuruluş sürecinin geliştirilmesine öncülük ediyorlar. Bu öncülüğün asli örgütü, hiç kuşkusuz, KKP.

Bu yazıda, Covid-19 salgınına karşı mücadelenin bu örgütlü bütünlük tarafından nasıl yürütüldüğünü, örneklerle, somut olarak ama kapsayıcılık iddiasından da uzak bir tarzda sergilemek amaçlanıyor. Sürecin somut örneklerine yer verilen bu yazı, söz konusu örgütlü bütünlüğü ve başında KKP’nin bulunduğu öncülüğü, salgın özelindeki bir mücadele bağlamında, hareket halinde, Küba toplumundaki örgütsel ve toplumsal bağlantıları ile somut olarak kısmen de olsa görülebilir kılmayı hedefliyor.

Küba’da merkezi devlet aygıtı ile toplumsal örgütlenmeler bir bütün. Bu bütünün içinde KKP öncü bir role sahip. Devlet aygıtı da toplumsal örgütlenmeler de KKP’nin işaret ettiği doğrultudaki öncülüğü çeşitli düzlemlerde (işyerleri, mahalleler, okullar vb) yeniden üreten ve gerçekleştiren örgütler konumundalar. 

Küba’da salgına karşı mücadelede harekete geçirilen bütün bu örgütsel yapı için, ne salgın ne kasırga ne de başka olağanüstü durumlar, göğüslenmeleri açısından, birbirlerinden istisnai düzeyde farklı nitelikler taşımıyor. Bu örgütsel yapının en temel ve en ilginç özelliği,  ülkenin ve halkın karşılaştığı olağanüstü durum ne olursa olsun, buna, o anın gerektirdiği bilgi, bilinç ve örgütlülük ile karşılık verebilmesinde yatıyor.

Bu açıdan, KKP ve onun öncülüğünde hareket eden merkezi devlet aygıtı ve bütün toplumsal örgütlenmeler, siyasetin, bilimin ve aydınlanmanın ve sosyalist ideolojinin taşıyıcısı olarak son derece kritik bir rol üstleniyorlar. Her olağanüstü durumla başa çıkabilmenin gerektirdiği bilimsel bilgi, her zaman, sürecin temel yönlendirici gücü konumunda ve komünist partinin, merkezi devlet aygıtının ve toplumsal örgütlenmelerin bütün hareketine bu bilimsel bilgi ve bunun topluma en ileri düzeyde taşınması yön veriyor.

Yazının odağındaki konuya, salgına karşı mücadelede Küba’nın toplumsal örgütlenmelere geçmeden önce, bu örgütlenmelere ilişkin olarak, kısa bir bilgilendirme yararlı olacaktır.

Her şeyden önce, en başa kuşkusuz, Küba’da merkezi devlet aygıtının bir işçi sınıfı devleti olduğunu, bu devletin merkezinde de Küba işçi sınıfının partisi KKP’nin yer aldığını yazmak gerekiyor. 

Bir diğer deyişle, Küba’nın örgütlü bütünlüğüne bakışta, KKP’nin sahip olduğu yaşamsal rol asla görmezden gelinebilecek ya da ihmal edilebilecek bir olgu değil. Merkezi devlet aygıtına ve toplumsal örgütlenmelere öncülük eden, onlara her somut olağanüstü durumda son derece net bir doğrultuda hareket etme yeteneği kazandıran biricik örgüt KKP.

KKP’nin merkezinde durduğu devlet aygıtı ise, esas olarak, Küba Halk İktidarı Ulusal Meclisi (Küba Parlamentosu), Devlet Konseyi, Bakanlar Kurulu ve Ulusal Savunma Konseyi’nden oluşuyor. Halk İktidarı, Ulusal Meclis’in yanı sıra, eyalet ve kent belediyeleri düzeyinde de örgütlenmiş durumda. Aynı şekilde, Ulusal Savunma Konseyi de, eyalet ve belediye düzeyinde bütün toplumu kapsıyor.

Burada bir not düşmek yararlı olacaktır: Küba’nın siyasal sistemi durağan, belirli bir tarihte oluşturulmuş ve sonra büyük ölçüde nasıl kuruldu ise öyle devam edip giden bir yapı değil kesinlikle. Devrim ve sosyalizm, bu yapının düzenli olarak gelişmesini, güçlenmesini hem mümkün hem de zorunlu kılıyor. Fidel’in, KKP’nin son kongresinde Kübalı komünistlere seslenirken yaptığı konuşmadaki “Mükemmelleştirmemiz gerekeni mükemmelleştireceğiz” şeklindeki sözleri tam da buna işaret ediyor ve aslında, içinde “Devrim değiştirilmesi gereken her şeyin değiştirilmesidir” sözlerinin yer aldığı “Devrim Kavramı”nın bir parçasını, doğal bir uzantısını oluşturuyor. Bu, aynı zamanda, Kübalı komünistlerin sosyalist kuruluş sürecinde marksizmi, leninizmi ne kadar iyi özümsemiş ve uygulamakta olduklarının da bir göstergesi niteliğinde.

Küba Covid-19 salgınının Çin’de ortaya çıkmasından önce ve yakın denebilecek bir tarihte, merkezi devlet aygıtını ve siyasal sistemini güçlendiren oldukça önemli adımlar atmıştı. Bunlar arasında, Küba’nın yeni anayasasının bütün Küba halkı tarafından tartışılıp kabul edilmesi, daha önce tek bir kurul/konsey olan Devlet Konseyi ve Bakanlar Kurulu’nun ayrı birer kurul ve konsey olarak örgütlenmesi ve Devlet Başkanı’nın yanı sıra bir Başbakan’ın da seçilmesi, Halk İktidarı’nın eyalet ve belediye düzlemindeki örgütlülüğünün de güçlendirilmesi yer alıyor. Dolayısıyla, Küba Covid-19 salgınını, daha ileri, gelişkin ve kapsayıcı yeni bir anayasa ve oldukça güçlendirilmiş bir merkezi devlet aygıtı ile karşılamış oldu.

Toplumsal örgütlenmelerin yerine getirdikleri son derece değerli işlevlere göz atarken, Küba devletinin bir işçi sınıfı devleti, sosyalist bir devlet olarak, sahip olduğu muazzam önem asla göz ardı edilmemeli. Yazının başında da vurguladığımız noktayı asla gözden kaçırmamak gerekiyor: KKP ve merkezi devlet aygıtı olmaksızın, bu toplumsal örgütlenmelerin, sosyalist Küba’da hiçbir anlamı ve yerine getirdikleri hiçbir işlev söz konusu olamaz. Böylesi bir durumda, bu toplumsal örgütlenmeler, hiçbir doğrultusu olmayan, ağır, hantal ve kağıt üzerinde kalmaya mahkum, hiçbir toplumsal işlevi yerine getiremeyen yapılara dönüşürlerdi. 

Küba’daki toplumsal örgütlenmelerin başlıcaları, Komünist Gençler Birliği (UJC), Küba İşçileri Merkezi (CTC), Küba Kadınlar Federasyonu (FMC), Devrimi Savunma Komiteleri (CDR),  Küçük Çiftçiler Ulusal Birliği (ANAP), Üniversite Öğrencileri Federasyonu (FEU), Orta Öğretim Öğrencileri Federasyonu (FEEM) ve José Marti Piyonerler Örgütü (OPJM). Ancak, bu belli başlı örgütlerin yanı sıra, bir dizi örgüt toplumsal süreçlerde etkin rol üstlenmekteler. Bunlar arasında UNEAC’tan (Yazarlar ve Sanatçılar Birliği) Küba Devrimi Savaşçıları Derneği’ne (ACRC) 2dek yüzlerce örgüt yer almakta.

Bu toplumsal örgütlenmeler Küba devlet aygıtının bir parçasıdır. Komünist Gençler Birliği ile Üniversite Öğrencileri Federasyonu, sırasıyla, birinci sekreterleri ve başkanları aracılığıyla, Küba Devlet Konseyi’nde “temsil edilirler”. Bir diğer deyişle, bu iki gençlik örgütünün birinci sekreterleri ve başkanları devlet konseyinin üyesidir. Aynı durum, Küba İşçi Sendikaları Konfederasyonu, Küba Kadınlar Federasyonu, Devrimi Savunma Komiteleri ve Küçük Çiftçiler Ulusal Birliği için de söz konusudur. Bu dört örgütün, başkan, genel sekreter ve ulusal koordinatörü, aynı zamanda, KKP Siyasi Bürosu ya da Merkez Komitesi üyesidir ve hepsi aynı zamanda Halk İktidarı Ulusal Meclisi’nin birer üyesidir.

Komünist parti ve merkezi devlet aygıtı öncülüğünde 

Covid-19 salgınının insanlığın gündemine girmesiyle birlikte, KKP Siyasi Bürosu, Ocak ayında Merkez Komitesi Birinci Sekreteri Raul Castro Ruz başkanlığında toplanarak, salgına ilişkin bir Önleme ve Denetleme Planı’nı onayladı. Plan, esas olarak, salgının ülkeye girişini ve yayılmasını önlemeyi, halkın sağlığına, ülkenin ekonomik ve sosyal yapısına olumsuz etkilerde bulunmasının önüne geçilmesini hedeflemekteydi.

Küba yöneticileri, bu planın salgının önlenmesi ve denetlenmesi sürecinde zamana ve çeşitli bölgelere göre güncellenecek, dinamik bir niteliğe sahip olduğuna işaret ettiler. Plan, sonraki aylarda, bu bakış açısı ile uyumlu olarak güncellenerek, bütün ülke çapında uygulandı.

Bu plan, merkezi devlet aygıtının bütün organlarına, toplumsal örgütlenmelere, işletmelere, kendi hesabına çalışanlara (sayıları yaklaşık beş yüz bini bulan ve devlet çalışanı olmayan Küba yurttaşları) ve genel olarak bütün nüfusun dikkatine sunuldu. 

KKP Siyasi Bürosu, Mart ayının ilk haftası içinde ve ilk vakaların tespitinden yaklaşık bir hafta önce, Merkez Komite Birinci Sekreteri Raul Castro Ruz başkanlığında bir toplantı daha gerçekleştirdi ve salgının ülkeye girmesine ve yayılmasına karşı alınacak yeni önlemleri görüştü. Ardından, Küba Bakanlar Kurulu salgınla mücadeleye ilişkin güncellenmiş planı kabul etti. 

Küba Devlet Başkanı Miguel Diaz-Canel Bermudez’in bu toplantıda vurguladıkları arasında, halkın iyi bilgilendirilmesinin, iyi hazırlanmasının ve güçlü katılımının önemli olduğu; salgına karşı mücadelenin başarıya ulaşabilmesi için, merkezi devlet aygıtının bütün organları ile toplumsal örgütlenmelerin birlikte çalışması ve planın içerdiği bütün eylemlere halkın katılımının sağlanması gerektiği gibi hususlar vardı. Aynı toplantıda, Kamu Sağlığı Sağlık Bakanı José Angel Portal Miranda da, sağlık sektöründeki uzmanların, işçilerin ve öğrencilerin eğitilmelerinin önemine işaret etti. 

6 Mart Cuma gününden itibaren ülkenin batı, orta ve doğu bölgelerinde devletin ve toplumsal örgütlenmelerin yöneticilerinin en üst düzeyde katılımı ile gerçekleştirilecek toplantılar, televizyondan yayınlanacak yuvarlak masa toplantıları, eyaletlerin valilerinin de katılacağı telekonferanslar ve çalışma birimlerinde ve mahallelerde halkla birlikte gerçekleştirilecek toplantılar planlandı.

Ülkenin orta bölgesinde, Villa Clara’da yapılan toplantıya katılanlar arasında Devlet Başkanı Miguel Diaz-Canel’in yanı sıra, KKP MK İkinci Sekreteri José Ramon Machado Ventura, Devlet Başkan Yardımcısı Salvador Valdes Mesa, Başbakan Manuel Marrero Cruz, Başbakan Yardımcısı Dr. Roberto Morales Ojeda, Devrimci Silahlı Kuvvetler (FAR) Bakan Yardımcısı General Joaquín Quintas Solá, ve Merkez Komitesi’nin ideoloji bölümü sorumlusu Victor Gaute de vardı. Toplantıya, ayrıca, beş orta bölge eyaleti (Matanzas, Villa Clara, Cienfuegos, Sancti Spiritus ve Ciego de Avila) parti birinci sekreteri, eyalet valileri, Halk İktidarı Belediye Meclisleri başkanları, sağlık müdürleri, İçişleri Bakanlığı ve Devrimci Silahlı Kuvvetler temsilcileri de katıldılar.

Toplantının gündeminde, halkın ve sağlık personelinin salgına ilişkin olarak iyi bilgilendirilmesi, Devrimi Savunma Komiteleri (CDR), Küba Kadınlar Federasyonu (FMC), Küba İşçileri Merkezi (CTC) gibi toplumsal örgütlenmelerin halkla toplantılar gerçekleştirmeleri, hastalarla (özellikle yaşlı evlerindeki yaşlılarla) daha yakından ilgilenilmesi gerekliliği gibi konular vardı.

Villa Clara’da bir laboratuvar kurulması ve bunun bütün orta bölgeye hizmet vermesi, ülkenin bütün tıp fakülteleri öğrencilerinin takip çalışmalarına katılımı, virüsün taşıyıcısı olduğu düşünülen kişilerin kalacakları ve daha önceden belirlenmiş ve hazırlanmış bulunan binaların durumunun gözden geçirilmesi gibi başlıklar da toplantıda görüşülen konular arasındaydı. 

Küba’nın salgınla mücadele sürecinde başvurduğu en önemli araçlardan biri, ülke çapında her düzeyde yapılan sağlığı koruma toplantıları (audiancias sanitarias) oldu. Devlet Başkanı Diaz-Canel’e göre, bu toplantıların, semptomların ve hijyen önlemlerinin öğrenilmesi amacıyla, çalışma kolektiflerinde gerçekleştirilmesinin özellikle Küba İşçileri Merkezi’nin (CTC) sorumluluğunda olması gerekiyordu. Bu çerçevede, Önleme ve Denetleme Planı, solunum sorunları olan işçilerin belirlenmesini, işyerlerinin dezenfekte edilmesini, riskli alanlardaki işçilerin korunmasını öngörmekteydi.

Ayrıca, işçi konfederasyonu üyesi her sendika da kendi eylem planını kendisi belirlemeliydi. Küba Devlet Başkanı, sağlık işçileri sendikasının, bütün bir Küba işçi sınıfının korunması açısından öncü ve yaşamsal bir öneme sahip olduğunu ifade ediyordu. 

Batı eyaletleri ile Gençlik Adası özel belediyesi için yapılan toplantıda da Önleme ve Denetleme Planı’nın sunumu yapıldı. Katılımcılar, yine KKP yöneticileri, merkezi devlet aygıtı ve toplumsal örgütlenmelerin ve Halk İktidarı’nın yerel düzeydeki yöneticileriydi. 

Diaz-Canel, bu toplantıda da, halkın harekete geçebilmesi için, gerek Covid-19 gerekse buna karşı Küba’nın nasıl önlem aldığı konusunda iyi bilgilendirilmesi gerektiğini ve bunun ancak halkın katılımıyla başarıya ulaşabilecek devasa bir çalışma olduğunu vurguluyordu.

Toplumsal örgütlenmelerin halkı bilgilendirmek için düzenleyeceği sağlığı koruma toplantıları bütün ülke çapında olduğu gibi bu bölgede de temel araç konumundaydı. 

7 Mart Cumartesi günü de Holguin’de planlanan, doğu bölgesindeki merkezi toplantı gerçekleştirildi.

Böylece, sosyalist Küba, daha salgın ülkede yabancı turistlerde teşhis edilmeden önce, KKP’nin, merkezi devlet aygıtının, bu aygıtın başlıca organlarının ve bütün toplumsal örgütlenmelerin yetkililerinin katılımıyla, ülkede salgına karşı mücadeleye öncülük edebilmek için gerekli araçları yaratmış ve mekanizmaları işletmeye başlatmış bulunuyordu.

Mart ayı sonunda yapılan bir toplantıda, Raul Castro ve Miguel Diaz-Canel bütün eyalet savunma konseylerinin etkinleştirilmesine karar verildiğini açıkladılar. Başbakan Cruz da, gerektiği takdirde belediye savunma konseylerinin de etkinleştirileceğini belirtti. 

Nisan ayının ilk haftasının sonunda, Devlet Başkanı Diaz-Canel ile Başbakan Cruz Küba’nın sınırlı iç bulaş evresine girdiğini, bu durumun daha sıkı önlemlere geçilmesini gerektirdiğini açıkladılar. 

Bu aşamada Devlet Başkanı Diaz-Canel, hükümetin bütün kurumlarıyla, toplumsal örgütlenmelerle ve halkın katılımıyla, salgının kitlesel bulaş düzeyine ulaşması riskini azaltma yönünde çalışmaya devam etme iradesine sahip olduğunu; toplumun bir bölümünde aşı beklentisinin olduğunu ama bu aşamada sahip oldukları tek aşının disiplin, işbirliği ve dayanışma olduğunu ifade etti. 

Salgının başında oluşturulan ve her gün öğleden sonra Devlet Başkanı Diaz-Canel ile Başbakan Cruz tarafından yönetilen görev gücü toplantılarından biri, 24 Nisan günü, bu kez, halk sağlığı uzmanları, çeşitli sektörlerden bilim insanları ile birlikte gerçekleştirildi. Toplantıya katılanlar arasında, pediatristler, immünologlar, virologlar, kardiyologlar, epidemiyologlar ve nefrologlar da yer aldılar. 

Toplantıda, Kamu Sağlığı Bakanlığı Bilim ve Teknolojik Yenilik Müdürü Dr. Ileana Morales, Küba’da klinik sürecin yönetiminde kullanılan protokole ilişkin açıklamalar yaptı. Dr. Morales, bu protokolün sürekli olarak güncellendiğini, kapsamlı bir yaklaşım niteliğine sahip olduğunu ve Küba ürünlerinin kullanımını (Interferon Alpha 2b, Biomodulin-t, CIGB 2020 and CIGB 258) içerdiğini belirtti. 

Kübalı bilim insanları devrimci hükümetin aldığı önlemlerin uygulanmasının sonuç verdiğini belirttiler ve geliştirilen önleyici modelleri Küba Devlet Başkanı ile birlikte değerlendirdiler.

Toplantıda, kişi başına en yüksek vaka oranına sahip olan Havana ile Villa Clara eyaletlerindeki ve Gençlik Adası özel belediyesindeki durum özel olarak ele alındı. (Mayıs ayının sonunda, Matanzas’a ek olarak, Havana ve Villa Clara’nın en çok vaka olan eyaletler olma durumu sürüyordu). Havana yetkilileri, çabaların özellikle yüksek risk barındıran Havana Merkez belediyesinde, özellikle de beş mahallede yoğunlaştırıldığını ifade ettiler.

Toplumsal örgütlenmeler harekete geçerken

11 Mart’ta ülkedeki ilk vakalar üç İtalyan turistte görüldü.  Küba Kadınlar Federasyonu (FMC) ve Devrimi Savunma Komiteleri (CDR), hızla ve yakın bir işbirliği içinde, bütün ülkede halkı bilgilendirmek ve hazırlamak amacıyla sağlığı koruma toplantıları düzenlemeye başladılar.

Bu toplantıların ilki Havana’da, San Miguel del Padrón belediyesindeki San Francisco de Paula halk konseyinde (consejo popular) gerçekleşti. Toplantıya yüzlerce halk konseyi sakininin yanı sıra, Küba Komünist Partisi Siyasi Büro Üyesi ve Küba Kadınlar Federasyonu Genel Sekreteri Teresa Amarelle Bouillé ile yine Küba Komünist Partisi Merkez Komite Üyesi ve Devrim Savunma Komiteleri (CDR) Ulusal Koordinatörü Carlos Rafael Miranda, Kamu Sağlığı Bakanlığı (MINSAP) yetkilileri ve Devrimi Savunma Komiteleri’nin eyalet düzeyindeki koordinatörleri katıldılar. 

Toplantıda, ülke yönetiminin bu mücadelenin esas olarak sokakta, üretim ve hizmet merkezlerinde, okullarda, evlerde ve sonuç olarak halk ile birlikte kazanılacağına ilişkin çağrısına karşılık olarak, bilinç ve riske ilişkin algı yaratmaya yönelik birçok mesaj, sağlık yetkilileri ve yöneticiler tarafından dile getirildi.

San Miguel del Padrón belediyesindeki sağlık müdürü ile poliklinik müdürü, epidemiye ilişkin uyanıklığın öncelikle ev ortamında artırılmasının, belirtilen önlemlerin yerine getirilmesinin ve halkın sağlık açısından kendi sorumluluğuna, disipline ve işbirliğine sürekli olarak sahip çıkmasının önemini vurguladılar.

Devrimi Savunma Komiteleri (CDR) üyeleri ile Küba Kadınlar Federasyonu (FMC) üyeleri, salgına karşı mücadelenin gereksindiği oldukça çeşitli başlıklarda görev aldılar ve tam bir işbirliği içinde birlikte çalıştılar.  Bunlar arasında, bütün ülkede, özellikle nüfusun zayıf kesimlerinin ve en zayıf ailelerin, yalnız yaşayan yaşlıların belirlenmesi, onlara gıda, tıbbi hizmet ve malzeme sağlanması; kadınların, sağlık işçileri ve yaşlı evleri için maske üretiminde ve dağıtımında, evlerin ve çevrenin korunmasında çalışması, kadınlardan oluşan sağlık tugaylarının virüsü insanlarda takip etmeleri yer aldı. 

Salgın süresince birçok belediyedeki atölyelerde, özellikle Küba Kadınlar Federasyonu üyelerinin etkin bir şekilde katıldığı maske üretimi, Kamu Sağlığı Bakanlığı’nın verdiği bilgiler uyarınca gerçekleştirildi. Virüsün 11 Mart’ta, üç İtalyan turistte teşhis edilmesinden iki hafta sonra, Küba Kadınlar Federasyonu (FMC) Genel Sekreteri Teresa Amarelle Bouillé toplumsal alan önderlerinin ve sağlık tugaylarının 642 bin 560 aileyi ziyaret etmiş bulunduklarını açıklıyordu. Yüksek risk grubundaki hamilelere, engellilere destek verilmesinde kadın federasyonu üyeleri bütün kentlerde görevler üstlendiler. 

28 Mayıs günü Küba televizyonunda katıldığı Yuvarlak Masa toplantısında, Amarelle Boullé, kadın doktorların, hemşirelerin ve hizmet işçilerinin katkısını anlatırken, bütün kadın personelin bu mücadelenin en ön safında yer aldığını, bu tarihe kadar zayıf koşullardaki ailelere 180 bin teslimat yapıldığını ve sorunların belirlenebilmesi için ev ev ve kadın kadın takip çalışması gerçekleştirdiklerini belirtiyordu. Boullé, bu noktada söz konusu olanın, hastalığın işaretlerinin bulunmaya çalışılması değil, özellikle ikiden fazla çocuğu olan annelerin, yalnız yaşayan yaşlıların ve yüksek risk grubundaki hamilelerin sosyal bir bakış açısından tespit edilmesi olduğuna işaret ediyor, özellikle hamilelere, mahallelerde kişiselleştirilmiş bir dikkat gösterildiğini vurguluyordu. 

Federasyon genel sekreteri, sağlık emekçilerinin ve ailelerinin desteklenmesi için inisiyatifler geliştirdiklerini ve toplumsal sorunlar yaşayan kadınlarla da özel olarak ilgilendiklerini ifade ediyordu.

Kadın konfederasyonu genel sekreteriyle aynı yuvarlak masa programına katılan Devrimi Savunma Komiteleri (CDR) Ulusal Koordinatörü Carlos Rafael Miranda Martínez, ülkenin en büyük kitle örgütünün Covid-19’a karşı mücadeleye katıldığını ve mahallelerde başlayan inisiyatifler geliştirdiklerini anlattı.

Miranda Martínez, CDR üyelerinin belirli durumlara karşılık üretebilme kapasitelerine dikkat çekerken, bu pandemiye karşı, mahallelerde tartışma ve sağlığı koruma toplantıları düzenlediklerini ve salgınla nasıl başa çıkılabileceği konusundaki açıklamaları sağlık personelinin yardımıyla gerçekleştirdiklerini belirtiyordu. 

Miranda Martínez, salgınla birlikte evde kalma sürelerinin artmasıyla, uzaktan çalışma ve eğitim ve çocukların da evde olmaları nedeniyle elektrik tüketiminde bir artış olduğunu ve bu amaçla, Elektrik Birliği ile Enerjinin Rasyonel Kullanımının Denetimi Ulusal Ofisi ile birlikte çalıştıklarını aktardı.  

CDR Ulusal Koordinatörü, gıda üretimine ilişkin olarak da kadroların ve çeşitli düzeylerdeki yöneticilerin yönlendirilmesinde bir araç olarak bir bülten yayınladıklarını, bu bültenin gıda alanında (ulusal) egemenlik ve küçük alanlarda ve mekanlarda üretimin gerçekleştirilmesi gibi konuları işlediğini ve aile tarımını özendirmeyi amaçladığını belirtti.  

Devrimi Savunma Komiteleri (CDR) üyeleri, ayrıca, yalnız yaşayan yaşlılara, gıdalarının, ilaçlarının ve maaşlarının ulaştırılabilmesi için de harekete geçirilmişti.

Cienfuegos’da, Küba İşçileri Merkezi (CTC) Eyalet Sekreteryası Üyesi Abel Ruiz Jaya, örgütün günlük yayın organı Trabajadores’e, bir dizi sağlığı koruma toplantısının planlandığını ve kendi hesabına çalışanların da mahallelerinde ya da işyerlerinde bu toplantılara katılacaklarını açıkladı. Toplantılarda bilgilendirmeler, pandemi konusunda geniş bilgisi olan kamu sağlığı alanı uzmanlarınca gerçekleştirildi. Örneğin, Holguin otobüs terminalindeki toplantıya kentin Yerel Hijyen ve Epidemiyoloji Müdürü Dr. Danuris Díaz Ávila katıldı. Villa Clara’da, çeşitli sektörlerde çalışan işçilerin bilgilendirilmesi için düzenlenen toplantılara, bu eyaletteki tıp fakültesi öğretim üyeleri katıldılar.

Sendika yöneticileri, Camaguey’deki bütün çalışma merkezlerinde ve mahallelerde, aile doktorları ve hemşireleri ile birlikte eğitici toplantılar düzenlediler, virüsün bulaşmasının temel özelliklerini açıkladılar ve ilgili belgeleri paylaştılar. Küba İşçileri Merkezi (CTC) Eyalet Sekreteryası üyesi Leirán Torres Sánchez, yerel basına, kadroların işçileri bilgilendirmek için eğitildiklerini açıklıyordu.

Bulaşın mahallelerdeki takibi de en temel çalışmalar arasında yer aldı. Bu amaçla, polikliniklerdeki sağlık görevlilerinin düzenledikleri sağlığı koruma toplantılarının sayısı artırıldı, risk grupları yakından takip edildi.

Komünist Gençler Birliği (UJC) ile Üniversite Öğrencileri Federasyonu (FEU) da, yaptıkları açıklamada, salgınla mücadele sürecinde, gençliğin her zamanki gibi en ön safta yer aldığını; gençlerin bazılarının evde okula gitmeyen küçük kardeşlerinin ve büyükanne ve büyükbabalarının bakımıyla ilgilenirken, diğerlerinin gıda ve bu günlerde talebin yüksek olduğu temel hijyen ürünlerinin üretiminde ya da toplumsal yaşam için gerekli hizmetlerin sağlanmasında, sokaktaki yaşamın salgın karşısında düzenlenmesinde yer aldıklarını ya da yalıtım merkezlerinde ya da hastanelerde çalıştıklarını ifade ettiler. Her iki gençlik örgütü de, Tıp Bilimleri öğrencilerinin salgın sürecinde yaptıkları çalışmaların umut ve sevgiyle gerçekleştirildiğini ve bundan gurur duyduklarını açıkladılar.  

Küba’daki bütün eyaletlerdeki tıp fakülteleri öğrencileri, virüsle ilgili semptomların erken bir evrede bulgulanabilmesi için mahallelerde etkin takip çalışmalarına katıldılar. 

İki gençlik örgütünün ortak açıklamasında, tıp fakültesi öğrencilerinin derslerinde öğrendikleri bilgileri sokak sokak uyguladıkları, bütün mahallelere ve ailelere ulaştıkları vurgulandı. 

Komünist Gençler Birliği Ulusal Koordinatörü Diosvany Acosta Abrahante ile FEU başkanı Fernández Castañeda, Küba televizyonundaki Yuvarlak Masa programına katılarak iki örgütün salgına karşı mücadeleye katılımına ilişkin bilgi verdiler.

Kübalı gençlerin 60 yıldan bu yana çeşitli görevler üstlenerek Devrim’e katıldıklarını belirten gençlik örgütlerinin yöneticileri, pandeminin bu açıdan bir istisna oluşturmadığını belirttiler. 

Diosvany Acosta Abrahante, Küba gençliğinin yaşam için verilen bu epidemiye karşı mücadeleye heyecan, yaratıcılık ve neşeyle evlerde, çalışma merkezlerinde, üniversitelerde, sağlık hizmetlerinde ve bütün mekanlarda katıldıklarını belirtti. 

Abrahante, gençlerin, ilk anlarda, hastalığa ilişkin bilginin en geniş ölçekte paylaşılmasında önemi bir rol oynadıklarını; tıp fakültesi öğrencisi 41 bin gencin büyük bir ciddiyetle etkin takip çalışmalarına katıldıklarını anlattı. 

Gençlerin, tugaylar ve müfrezeler halinde örgütlenerek, sağlık merkezlerinde, gıda üretiminde, konut inşasında, yaşlılara ve risk grubundaki diğer nüfus kesimlerine ilaç ve gıda dağıtımında çalıştıklarını belirten gençlik lideri, düzenin sağlanması için Küba İçişleri Bakanlığı personeline destek olduklarını, satış noktalarında halkın fiziksel mesafeyi korumasına yardımcı olduklarını belirtti. 

Komünist Gençler Birliği ulusal sekreteri, “bütün ülkede, etkinliklerimizi yürütmek üzere 305 tugay oluşturduk” açıklamasında bulunurken, bunların bir bölümünün Tarım Bakanlığı ile işbirliği içinde, tarımsal üretim alanında çalıştıklarını ifade etti.

Abrahante çeşitlilik içeren, neşeli, yaşadığı zamana bir bağlanma geliştirmiş bir gençliğin büyük bir güç oluşturduğunu vurguladı.

Örneğin Indira Guevara ve yoldaşları, bir satış noktasındaki fiziksel mesafenin korunması konusunda İçişleri Bakanlığı birimlerine destek oluyordu. Indira, Juventud Rebelde adlı gençlik gazetesinin kendisine yönelttiği sorulara şöyle yanıt veriyordu: 

“Bir halk konseyinden diğerine geçerek destek vermemiz doğru bir yöntem olamayacağından, yaşamakta olduğumuz kendi bölgemizde görevlendirildik. Ben Abel Santamara halk konseyindeyim, burada altı pozitif Covid-19 vakası var ve sıkı karantina ve yalıtım önlemleri uygulanıyor.

“Bizleri, insanların toplulaşmamalarına yardımcı olabilmemiz için halkla nasıl bir iletişim kurmamız gerektiği konusunda eğittiler. Şu ana kadar hoş olmayan bir durumla karşılaşmadım. İnsanlara birer devrimci ve Küba yurttaşı olarak saygılı davranıyoruz. Tabii, önce aralarına fiziksel mesafe koyuyorlar, sonra yakınlaşıyorlar ama onlara herkesin herkesin iyiliği için hareket etmesi gerektiğini hatırlatıyoruz. 

FEU başkanı Fernández Castañeda da Küba Devrimi’nin tarihsel lideri Fidel Castro’nun, üniversitenin sadece kendi içine yönelmemesi, dışına da yönelmesi gerektiğine ilişkin sözlerinin çalışmalarına yön verdiğini ve öğrencilerin çeşitli inisiyatifler geliştirdiklerini belirtti.

Bunlar arasında, Coğrafya ve Matematik öğrencilerinin gerçekleştirdiği Covid-19’a ilişkin haritaların, istatistiklerin, verilerin denetimi ve Covid-19 eğrisinin takibinin yer aldığını ifade eden Castañeda, CUJAE (José Antonio Echeverria Teknik Üniversitesi) öğrencilerinin Matanzas’ta yalıtım merkezlerine katkıda bulunduklarını ve Bilgisayar Bilimleri Üniversitesi’nin (UCI) de sanal takip uygulamasına ve bunun kullanımına dair destek verdiğini, Havana’daki öğrencilerin hipokloridin eczanelerdeki dağıtımına katıldıklarını anlattı.

Üniversite öğrencileri tarımsal üretim alanında da Santiago de Cuba, Havana, Granma, Las Tunas gibi kentlerde çalışmaktaydılar.

FEU başkanı, 48 bin Tıp Bilimleri öğrencisinin ikili olarak ya da sağlık işçileri, sosyal hizmet işçileri eşliğinde, her gün, ev ev titiz bir arama faaliyeti yürüttüğünü vurguladı. 

Örneğin, Tıp Bilimleri Üniversitesi’nde FEU başkanlığı sorumluluğunu yürüten Lianet Kamila Salina Gimeno, Juventud Rebelde adlı gençlik gazetesine yaptığı açıklamada, bu zamanlarda “bilinç ekmek” ve sıkı çalışmak gerektiğini belirtiyordu.

Öte yandan, salgına karşı mücadelede hukuk fakülteleri öğrencileri de sosyal disiplinsizlikler ve yasalara ve sağlık yetkililerinin yönlendirmelerine aykırı davranışlara karşı sürdürülen çalışmalara katıldılar. Biyoloji, mikrobiyoloji ve biyokimya öğrencileri de PCR testlerinin yapılmasına.

Üniversite öğrencilerinin bir bölümü de, yalıtım merkezleri olarak kullanılan üniversitelerinde öğretim üyeleri ile birlikte görevler üstlendiler ve ortamın temizlenmesini ve hijyenikleştirilmesini gerçekleştirdiler. 

Sosyal İletişim öğrencileri, mahallelere giderek, halka iletilmesi gereken bilgileri ilettiler ve insanların kaygılarını dinleyerek ve mevcut durumu daha iyi anlamalarını sağlamak için çaba harcadılar. 

Öğrencilerden oluşan ve belediye ve eyalet konseylerinin saptadığı ihtiyaçlarla uyumlu olarak görevlendirilen tugaylar, zayıf kişilere ve gruplara, erişimi zor alanlarda yaşayan insanlara ulaşılması açısından önemli işlevler yerine getirdiler. Gönüllü çalışma kapsamında özellikle tarımsal üretim etkinliklerine destek verdiler.

Gıda üretimi 

Küba’nın salgına karşı mücadelesinde özel olarak öne çıkan bir başlık, tarımsal gıda üretiminin artırılması ve sürekliliğinin sağlanması oldu. 

Küba, son yıllarda, ülkenin fazlasıyla yüksek gıda ithalatını ulusal üretimin artırılması ile ikame etmek, gıda üretimi alanında kendi kendine yeterli bir ülke haline gelebilmek, ABD yönetiminin sıkılaştırdığı abluka koşullarını aşabilmek için hummalı bir çalışma yürütüyor. Pandemi, bütün dünyada sürmekte olan gıda krizine derinleştirici bir darbe vururken Küba, halkın gıda gereksinimini güvence altına almaya yönelik adımları yine merkezi devlet aygıtı ile toplumsal örgütlerin inisiyatifleri ile atmaya yöneldi. Özellikle kadınlar ve gençler gıda üretiminin artırılması çalışmalarında etkin olarak yer aldılar. Kadın federasyonu üyeleri eyaletlerdeki yetkililerin ve örgütlerin çağrısı üzerine kent ve aile tarımı üretimini artırma çalışmalarına katıldılar.

Küçük Çiftçiler Ulusal Birliği (ANAP) Başkanı, KKP Merkez Komitesi ve Devlet Konseyi Üyesi Rafael Santiesteban Pozo, basına yaptığı açıklamada, birlik üyesi üreticilerin salgın süresince belirlenmiş miktarlarda üretimle Küba halkının gereksinimlerinin karşılanmasına katkıda bulunduğunu açıkladı. Santiesteban Pozo, turistik tesisler ile sözleşmesi olan üç yüz kooperatifin, salgın süresince, üretimlerini en çok gereksinimi olan ailelere, hastanelere, yalıtım ve karantina merkezlerine yönelteceğini ve salgın sonrasında, turizmin normale dönmesiyle birlikte, bu kooperatiflerin de sözleşmelere uygun olarak ürünlerini söz konusu tesislere satacaklarını ifade etti.

Santiesteban, köylülerin karşılaştıkları zorlukların az olmamasına karşın, gübre, yakıt, hayvanlar için besin eksikliğini gidermek ve üretimin sürekliliğini sağlamak için seçenekler arandığını belirtti. Çeşitli üretken etkinlik biçimleriyle gönüllü çalışma günlerinin örgütlenmesi ve kent, banliyö ve aile tarımı bu seçeneklerden bazılarını oluşturdu.

Holguin’de, hijyenle ilgili sağlık önlemleri hakkında bilgilendirme sağlamak için 13 bin köylü ailesine ziyaret gerçekleştirildi. ANAP’ın bu eyaletteki başkanı Amaury Velázquez Zaldívar, “ülkenin içinde bulunduğu mevcut duruma ilişkin olarak köylülerin tarımsal üretimin artırılması konusunda bilinç ve duyarlılığa sahip olduklarını”, örgütün ileri yaştaki insanların üretim etkinliği için evlerinden çıkmamalarını sağlamak üzere kooperatiflerin gençlerin çalışmasını örgütlediğini ifade ediyordu. 

Zafer

9 Haziran’a gelindiğinde, Diaz-Canel, Küba’nın artık Covid-19 sonrası döneme geçmekte olduğunu açıklıyordu. Küba salgınla mücadelede zaferi kazanmıştı, bununla birlikte, tedbirler asla elden bırakılmamalıydı. Bu tarihte, Küba Komünist Partisi Siyasi Bürosu Kovid-19’dan çıkışın üç evreden oluşan ilk aşamasına ilişkin bir dizi önlemi onayladı. Ardından bu önlemler Bakanlar Kurulu’nda ele alındı. Covid-19’dan çıkış, Başbakan Manuel Marrero Cruz tarafından ani olmayan ve asimetrik, vaka durumlarına ilişkin bilgilerin belirlediği bir çıkış olarak nitelendi. Manuel Cruz, normal yaşama dönüşün tedrici, asimetrik ve salgının yeniden  ortaya çıkışını önleyecek bir tarzda gerçekleştirileceğini, ani bir geçişin söz konusu olmayacağını ifade ediyordu...

http://www.revistaccuba.cu/index.php/revacc/article/view/881/893
www.acrc.cu. Kurucusu Juan Almeida Bosque’dir. Bu efsanevi devrimci ve müzisyenin yaşamı için bakınız: https://www.yazilama.com/kitap/juan-almeida-bosque/. Bosque, “Elegia a José Marti”nin (“José Marti’ye Ağıt”) bestecisidir: https://www.youtube.com/watch?v=yiMh6bINclg&t=328s  
3) Merkezi devlet aygıtı için: http://mipais.cuba.cu/cat.php?idcat=76&idpadre=0&nivel=1    Siyasal ve toplumsal örgütlenmeler için: http://mipais.cuba.cu/cat.php?idcat=78&idpadre=76&nivel=2

4) Bu yazıdaki bilgilerin derlenmesinde Küba basınından yararlanılmıştır:

www.granma.cuwww.cubadebate.cuwww.trabajadores.cuwww.mujeres.co.cuwww.juventudrebelde.cu ; www.revista.anap.cu ; http://www.ahora.cuwww.acn.cu