Yunan ve İspanyol komünistler: Çözüm kapitalizmin daha iyi yönetilmesi değil ortadan kaldırılması

Yunanistan Komünist Partisi ve İspanya Halklarının Komünist Partisi ortak bir açıklama yayımladı. Avrupa Sol Partisi’nin sert bir şekilde eleştirildiği açıklamada krizden çıkışın yolunun kapitalizmin daha iyi yönetilmesi değil, ortadan kaldırılmasından geçtiği vurgulandı.

Yunanistan Komünist Partisi (KKE) ve İspanya Halklarının Komünist Partisi (PCPE) ortak bir açıklama yayımlayarak Avrupa’daki krizi değerlendirdi. Avrupa Sol Partisi’ne (ELP) yönelik sert eleştirilerin de sıralandığı açıklamada başta ELP olmak üzere krizin burjuva ve oportünist güçlerin gerçek yüzünü her gün açığa çıkardığı ifade edildi.

ELP’nin yaşanmakta olan krize “kumarhane kapitalizmi”nin ya da neoliberalizmin sebep olduğu yönündeki yaklaşımına karşı çıkan KKE ve PCPE, bu tezlerin krizin gelişimi tarafından yanlışlandığını savundu. Açıklamada “ELP’nin ‘halktan yana kapitalist kalkınma’ ve Avrupa Merkez Bankası üzerinden çok yönlü borçlanma savunuları (…) bütük sermayenin isteklerine ve çıkarlarına uygundur” denildi.

AB’yi selamlayan ve destekleyen, Maastricht Antlaşması ve Para Birliği lehine oy veren sermaye egemenliğinin temsilcilerinin ve oportünist güçlerin gelişmeler tarafından da teşhir edildiklerini söyleyen KKE ve PCPE, bu güçleri AB’nin “halktan yana bir yapıya kavuşabileceği” yönünde bir yanılsama yaratmakla suçladı. Açıklama, “AB ve sermaye hükümetleri (…) tarafından teşvik edilen işçi düşmanı barbarlık, inanılmaz kârlar yaratarak ve işçileri iflasa sürükleyerek sermayeye hizmet etmektedir. (…) Yoksulluğun muazzam boyutlara ulaşması ve işsizlikteki dramatik artış sermayenin ne kadar saldırgan olduğunu ve emekgücünün fiyatını düşürme, kriz koşullarında kârlılığını korumak adına üretici güçleri kitlesel olarak tahrip etme amaçlarını açıkça göstermektedir” denildi.

Halklar emperyalist güçler arasında seçim yapmamalı
AB’nin emperyalist güçler arasında artan rekabet nedeniyle emekgücünü ucuzlatma stratejisine hız verdiğini vurgulayan KKE ve PCPE, bu stratejinin yalnızca Yunanistan ve İspanya’da değil, büyün Avrupa’da geçerli olduğunu vurguladı. “AB ilkelerini” benimseyen ELP’nin bu stratejiye teslim olduğu vurgulanırken, AB’nin ABD’nin karşısında konumlanmadığı ve halkların emperyalist güçler arasında bir tercih yapmaması gerektiğinin de altı çizildi.

Açıklama bir kamu bankaları topluluğu yaratılması, Avrupa Merkez Bankası’nın halkçı bir çizgide dönüştürülmesi ya da bir “sosyal fon” kurulması gibi ELP tarafından savunulan önerilerin emekçi sınıflar için krizden çıkış yolu olamayacağı da vurgulandı. KKE ve PCPE’nin, “Tek tek bütün ülkeler AB’den bütünüyle çıkmadan ve sermaye iktidarları devrilmeden egemenlik ve demokrasi gerçekleştirilemez” dediği açıklama, mücadelelerin işçi sınıfının çıkarlar çerçevesinde yürütülmesini sağlayacak odakların yaratılması gerektiği savunuldu.

Açıklamada ITUC ve ETUC gibi sarı sendikalar da eleştirilerek, işçi sınıfının çıkarlarının “toplumsal kaynaşma”, “sosyal diyalog” gibi söylemlere bağlı kalınmasında değil, her bir işyerinde sınıf mücadelesinin örgütlenmesinde olduğunun altı çizildi.

Bu çerçevede Yunanistan’da Tüm İşçilerin Mücadele Cephesi (PAME) ve İspanya’da İşçilerin Birliği Komiteleri’nin (CUO) sınıf mücadelesinin ilerletilmesinde oynadıkları rolün önemine işaret edildi.

KKE ve PCPE ortak açıklamalarında son olarak partilerin uluslararası komünist hareket içindeki ortak mücadelelerine değinerek, bu kapsamda Uluslararası Komünist Dergi’nin (International Communist Review, ICR) önemini vurguladı. TKP’nin de içerisinde bulunduğu ICR’nin devrimci bir stratejiyle hareket eden komünist partilerin uluslararası komünist hareket içerisinde yeni bir odak yaratma çabasının bir yansıması olduğu belirtildi.

(soL-Dış Haberler)