Alman Bertelsmann Vakfı'nın Avrupa Birliği (AB) ve Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği (OECD) ülkeleri arasında yaptığı araştırmaya göre hazırlanan Sosyal Adalet Endeksi'nde Türkiye 41 ülke arasında 40'ıncı oldu.
Vakfın hazırladığı Sosyal Adalet Endeksi'nde ülkeler çeşitli başlıklara göre sıralandı. Türkiye yoksulluğun önlenmesi başlığında 31'inci, adil eğitim fırsatları başlığında 41'inci ve sonuncu, istihdam piyasasına erişim başlığında 37'inci, sosyal hayata dâhil olma ve ayrımcılığa uğramama başlığında 39'uncu, nesiller arası adalet başlığında 18'inci ve sağlık başlığında 36'ncı sırada yer aldı.
Sosyal Adalet Endeksi'nde ilk sırada daha önceki yıllarda olduğu gibi İzlanda yer aldı. Küçük ada ülkesini Norveç, Danimarka, Finlandiya, İsveç gibi diğer İskandinav ülkeleri izliyor. Almanya ise endekste Hollanda, Slovenya, Çekya ve Yeni Zelanda'nın ardından 10'uncu sırada yer aldı.
ABD sosyal adalet endeksinde 36'ıncı sırayı alırken listenin son sırasında Meksika bulunuyor.
İSRAİL VE ABD'DE YOKSULLUK RİSKİ YÜKSEK
2018 yılında 41 ülkede işsizlik oranının ortalaması yüzde 5,3 olarak kaydedildi. Buna göre 2008 yılında patlak veren mali krizden bu yana işsizlik oranının ilk kez düştüğü tespit edildi. İşsizlik oranının en düşük olarak kaydedildiği ülke Çekya olurken Yunanistan'da her beş kişiden biri işsiz.
DW Türkçe'nin haberine göre araştırmada her ne kadar sanayi ülkelerinde iş piyasasında gelişme kaydedilse de bunun yoksulluğun azalmasına bir etkisinin olmadığı belirlendi. Bu sonucun ortaya çıkmasında tahminlere göre vadeli ve yarı zamanlı işlerde çalışanların sayısının artışı, asgari ücretle çalışılan branşların iş piyasasında daha büyük bir yer tutması rol oynuyor.
Araştırmada yüzde 17,9 ile İsrail ve yüzde 17,8 ile ABD yoksulluk riskinin en yüksek olduğu ülkeler olarak kaydedildi.
Bertelsmann Vakfı'nın araştırmasında yoksulluk riskinin gençler ve yaşlılar arasında gösterdiği farklılaşma da ölçüldü. 41 AB ve OECD ülkesinin 27'sinde 18 yaşın altındaki çocuklar ve gençler 65 yaş üstüne göre daha fazla yoksulluk riski altında yaşıyor. İsveç ve Norveç gibi iyi sosyal sistemlere sahip ülkelerde de bu durum değişmiyor.
BERTELSMANN VAKFI
Jörg Kronauer, Bertelsmann Vakfı ile ilgili Yazılama Yayınevi'nden 2016 yılında çıkan Yeni Alman Dış Politikası: Her Zaman Tetikte kitabında şu notu düşmüştü.
Almanya'nın yurt dışındaki faaliyetleriyle ünlü diğer vakıf da Bertelsmann Vakfı'ydı. Örneğin vakfın bünyesinde yürütülen "Almanya ve Asya" programında özellikle Doğu Asya'daki köklü değişimler inceleniyor ve Berlin ile Brüksel için siyasi tavsiyeler hazırlanıyordu. Sadece 2013 yılında bu iş için bir milyon Avro bütçe ayrılmıştı. Bertelsmann Vakfı iki milyon Avro'yu, aynı zamanda "Amerika Birleşik Devletleri" başlıklı projeyi de kapsayan ve Avrupa'nın yerel çevresindeki gelişmeler ile ilgili tartışma zemini sunan "Avrupa'nın Geleceği" programına harcamıştı. "Uluslararası Bertelsmann Vakfı" ise, 2013 yılında 5 milyon Avro tutarında bir bütçeye sahipti. Düzenlediği etkinlikler arasında "geleceğin küresel sorunlarını tartışmak" için "siyaset, iş dünyası ve sanat çevrelerinden karar mercilerinin bir araya geldiği "Salzburg Üçlü Diyalog"u bulunuyordu. Vakıf düzenli olarak 2013 yılında İspanya Kralı Felipe'nin de konuşma yaptığı bir "Alman-İspanyol Forumu" gerçekleştiriyordu. Vakfın tıpkı Brüksel ve Washington'da ("Bertelsmann Foundation North America" olduğu gibi İspanya'da da "Foundcion Bertelsmann Barcelona") bir şubesi bulunuyordu.
CDU milletvekili ve Avrupa parlementosunun önemli dış sorumlularından Elmar Brok'un Mayıs 2014'e kadar Bertalsmann A.Ş.'de "danışman" olarak 5.000 ila 10.000 Avro civarındaki aylık net gelir alması, bazı çevrelerde rahatsızlık yaratmıştı. Vakfın danışma kurulunda Avusturya eski Başbakanı Wolfgang Schüssel, eski AB komiserlerinden Vİviane Reding ve eski Almanya Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle yer alıyordu. Diğer Alman vakıflarında farklı olarak, Bertelsman Vakfı hakkında açılmış birçok kritik soruşturma mevcut.