Ahrar'uş Şam 2014'ten bu yana en büyük liderlik krizini yaşıyor.

Geçtiğimiz Cumartesi günü, Ahrar'uş Şam'dan ayrılan 16 yerel grup, örgütün eski lideri Haşim el-Şeyh liderliğinde Ceyş'ul Ahrar'ın kurulduğunu duyurdu.

Ahrar'uş Şam Suriye sahasında ''ılımlı muhalif'' olarak anılan en büyük gruplardan birisi. Grubun El Kaide ile olan bağlantısı da biliniyor.

Fakat son zamanlarda Ahrar'uş Şam'ın bir ''kolektif İslam projesi'' olduğunu belirtmesi ve küresel cihattan çok ''Suriye devriminin ulusal taleplerini'' dile getirmesi örgütün büyük oranda evrimleştiğinin de bir göstergesi.

Bundan ''rahatsız'' olan 16 Ahrar birimi geçtiğimiz günlerde ''Ceyş'ul Ahrar'' adıyla yeni bir örgüt kurdu.

Bunun yanı sıra sahadaki radikaller, Türkiye'nin Cerablus hattında yönelik müdahalesinden de rahatsız gibi görünüyor.

Türkiye'nin Halep'in kuzeyine, Türkiye sınırına yönelik müdahalesini ''hayal kırıklığı'' olarak niteyen radikaller, Halep merkezdeki kayıpları da bu müdahalenin bir sonucu olarak görüyor.

TSK'nın Cerablus müdahalesi öncesinde binlerce cihatçının Halep ve İdlib'i terkederek Karkamış'a geçiş yaptığı biliniyordu.

Radikallerin bir başka şikayeti ise Ahrar'uş Şam'ın bunca mali dış desteğe rağmen Türkiye sınırında yakın Halep ve İdlib dışında Suriye'de alan hakimiyeti sağlama konusunda başarısız olması.

Doğu Halep semtlerinin neredeyse tamamının Suriye ordusunun kontrolüne geçmesi içerideki ''fitneyi'' daha da alevlendirdi.

Ahrar'uş Şam'ın şuan sadece İdlib ve Hama kırsalına sıkıştığını söyleyen radikaller, Türkiye ve Katar'ın büyük mali yatırımlarına ve tereddütsüz desteğine rağmen Ahrar'uş Şam'ın bu kadar güçlü olduğu Halep kentinin nasıl Suriye ordusu tarafından kuşatıldığı tartışmaları sürüyor.

Kuzeydeki son gelişmeler Ahrar'uş Şam'ın medya eliyle şişirilmiş olduğu şüphelerini yaygınlaştırıyor.