Avrupa ülkelerinin pek çok çoğunda homeopatik ve bitkisel ilaçlar hekimler tarafından reçete edilebiliyor ve sosyal güvenlik kurumlarının teminat paketi içinde yer alıyor. Bu ikisi “alternatif ve tamamlayıcı tıp” denilen sektörün amiral gemileri gibi de.
Homeopati, bir hastalığın, o hastalığa neden olduğu düşünülen etkenin çok küçük dozlarını içeren preparatların vücuda alınmasıyla tedavi edileceği varsayımına dayanıyor. Anlayacağınız tam büyücü mantık: Benzer benzeri iyileştirir.... Muska gibi bir şey!
Bitkisel ilaç denilen grup ise içinde bitki özlerini içerdiği söylenen maddeler.
Homeopatik ve bitkisel ajanların tedavi etkinlikleri kanıtlanmış değil. Ancak sosyal devletin yıkıldığı yıllarda, “tıbbi ilaçların yerini alırlar da kamu sağlık harcamalarının azaltılmasına katkı sunarlar mı” düşüncesiyle teminat paketlerine dahil edilmişlerdi. Zaman içinde tam ters etki yarattılar. İş öyle bir çılgınlığa dönüştü ki kendileri sağlık harcamalarını artıran bir etki gösterdiler.
Sonuçta rüzgar tersine döndü.
İngiltere şu sıralarda etkisiz, aşırı pahalı ya da düşük tedavi değeri olduğunu düşündüğü ve homeopatik ve bitkisel preparatları da içeren 18 çeşit ürünün reçete edilmesini yasaklamaya hazırlanıyor. Bunun yılda 141 milyon sterlin tasarruf sağlayacağı düşünülüyor.
İngiltere NHS’nin baş yöneticisi Stevens homeopatiyi en iyi ihtimalle plasebo ve sağlık kaynaklarının yanlış kullanılması olarak niteliyor.
Ancak söz konusu sınırlamanın, bu ürünlere olan toplam talebi etkileyip etkilemeyeceği çok şüpheli. Bir kere böyle bir “kültür” yaratıldı çünkü.
Kaynak:
https://www.england.nhs.uk/2017/07/medicine-consultation/
http://www.dailymail.co.uk/health/article-4718338/NHS-announces-ban-homeopathy-herbal-medicine.html