Takiyyenin daniskası

AKP'nin Diyarbakır’da yerel seçimleri kazanmak için hazırladığı strateji belgesi "kirli siyaset" üzerine kurulu.

soL (HABER MERKEZİ) AKP, Diyarbakır Belediyesi'ni kazanmak için yürüttüğü çalışmalar kapsamında, üyelerine bir strateji belgesi hazırladı. "Fırsatlar, tehditler, üstünlükler ve zayıflıklar" başlıklarını taşıyan dört ana bölümden oluşan belgede, hem ordudan hem de kent halkından oy alabilmek için nasıl bir yol izlenmesi gerektiği anlatılıyor. Gündem gazetesinde yer alan belgeye göre, "Ya sev ya terk et" söylemini tekrarlayan, Kürt siyasetçilerine "PKK'ye terörist deyin" dayatmasında bulunan, Aleviler için "onlar bizim zenginliğimiz" diyen AKP, bu belgede, Diyarbakır'ı kazamak için bazı görüşlerinden çark ediyor. Yöre halkının Alevi karşıtı duygularının kullanılmasını salık veriyor. Üyelerinden PKK'ye "terörist" dememelerini istiyor.

Strateji bir: İslamcılık
AKP'li üyelerden Başbakan Tayyip Erdoğan'ın bölgeye yönelik mesajlarının sıkça hatırlatılması isteniyor. Bu mesajlar arasında Hakkari'deki "ya sev ya terk et" sözleri yer almıyor. Bunun yerine, "Kürt sorunu vardır ve bizim sorunumuzdur" sözleri ve Kürt kökenlilerin Türkiyelilik üst kimliğinde buluşmasını istediği açıklamalarına, seçim çalışması yapacak olan AKP üyeleri sıklıkla başvuracak.

AKP, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanlığı için "dindar-muhafazakar, Kürt sorununa hakim ve temsil gücüne sahip" olan bir aday arıyor. Adayın erken açıklanarak, belediye hizmetlerinde başarı vaat etmesi ve hükümet eliyle sosyo-ekonomik kalkınmanın işaretlerini seçim öncesinde vermesi isteniyor.

Kürt sorununda bölge halkının kendilerine "hakem" rolü verdiğini iddia eden strateji belgesi, üyelere, DTP'lilerle doğrudan tartışmaya girilmemesini öneriyor. Raporda şu ifadelere yer veriliyor:

"AKP'nin Kürt sorununu 'tabii Kürtlük' temelinde sahiplenen bir dil kullanması. Bu dil DTP'nin bölge halkının değerlerine karşı duyarsızlığı merkeze alınarak kurgulanabilir. Böylesi bir siyasal dil kurgusu içerisinde AKP'nin Kürtlere karşı samimi tutumunu destekleyecek söylemsel üstünlüğün inşa edilmesi. Milletvekillerini iletişim konusunda yönlendirmek, gerekirse geri planda durmalarını istemek. AKP'nin DTP'li isimlerle veya Kürt sorunuyla alakalı meselelerle muhatap olmadan önce parti içinde siyasi iletişime yönelik hazırlık yapılmasını sağlamak. Belirlenen siyasi söylem ve stratejinin dışına fazlaca çıkmamaya gayret göstermek... AKP'nin 'kimsesizlerin kimsesi' olduğu algısını güçlendirecek siyasi iletişim dilini 'Kürt sorununa' uyarlamaya gayret göstermek. Kuzey Irak'la kurulan ilişkilerin halka anlatılması."

Strateji iki: Barzani
"Diyarbakır kaledir" söyleminin yumuşatılması için bazı "ılımlı" isimlerle yan yana gelmeye çabalayan AKP, DTP'nin TBMM'de olduğu, belediyelerin siyaset yeri değil hizmet yeri olduğunu dillendirecek.

DTP ile mücadelede AKP'nin önemli araçlarından biri de Barzani ve Talabani olacak. Kürt sorununu sahiplendiklerini ispatlamak için söz konusu liderlerle kurulan diyalog öne çıkarılırken, çalışmalarda, DTP'nin bu durumdan rahatsız olduğunun söylenmesi isteniyor. PKK lideri Abdullah Öcalan'ın ve DTP'lilerin Barzani ve Talabani'ye karşı söylemlerinin örneklerle üyelere sunulduğu metinde, Kürt siyasetçilerinin bu liderlere karşı husumet içinde olduğunun vurgulanması öğütleniyor.

Strateji üç: Alevi düşmanlığı
AKP'nin Diyarbakır stratejisinin bir ayağı da Alevi düşmanlığı... Erdoğan'ın "çokkültürlülüğümüz zenginliğimizdir" açıklamaları bir yana bırakılıyor, "DTP'yi Alevilikle vurmak" ön plana çıkıyor. DTP'de yer alan Aleviler, AKP'nin karşı-propaganda unsuru olacak. DTP'li bazı Alevi vekillerin Kürtçe bile konuşmadıklarını işleyecek olan AKP, "Alevi Kürtlerin genel Kürt nüfusuna oranı yüzde 5 bile değilken, DTP yönetiminin yarısının Alevi olması sorgulanmalıdır" diyor.

Strateji dört: Kadın düşmanlığı
Bölgedeki feodal bağlar AKP'nin seçimdeki üstünlüğü olarak görülüyor. DTP'lilerin "kadın özgürlüğü"yle ilgili sözlerinin topluma hatırlatılmasını isteyen metin, bu konuşmaların birçok Avrupa ülkesinde bile kabul edilmeyecek kadar ideolojik olduğunu iddia ediyor:

"Mesela 'karı-kocanın olmadığı bir dünya yaratacağız' tarzında yaklaşımlar DTP'li yöneticiler için sıradan açıklamalardır. Ayrıca cinsellik, kadın özgürlüğü tarzı yaklaşımları Kürt sosyolojisiyle taban tabana zıttır. DTP'nin CHP'den bile daha radikal din karşıtı bir söylemi bulunmaktadır. Aysel Tuğluk'un Meclis konuşmaları bile tek başına yeterince malzeme sunmaktadır. DTP'li isimlerce 'gericilik, ılımlı İslam tehdidi, mahalle baskısı, türban baskısı, dincilik, muhafazakarlaşma tehdidi vs.' oldukça rahat bir biçimde kullanılmaktadır."

Strateji belgesi, buradan hareketle, DTP'yi din düşmanlığı yapmakla ve Kürtlerin "tabiatına aykırı" kadın-erkek ilişkilerini savunmakla eleştirerek yol almayı hedefliyor.

Strateji beş: "PKK teröristtir demeyin"
AKP, kamuoyu önünde DTP'ye ısrarla söylediği "PKK ile aranıza mesafe koyun", "PKK'ye terörist deyin" yaklaşımından, Diyarbakır'da vazgeçiyor. AKP yöneticileri, partilileri bu yaklaşımdan uzak durmaları için de uyarıyor. DTP'nin öne çıkan isimlerinin "Kürtlüğünü" sorgulayacak olan AKP, ne kadar 'Kürtçü' bir parti olduğunu halka anlatacak.

DTP'lilerin "İslam ve gelenek karşıtı sert açıklamaları"nın olduğu iddia edilen stratejide, bu açıklamalar üzerinden de propaganda yapılması isteniyor. DTP'nin, "Kurban Bayramı'nda 'hayvan hakları' ve Nevruz'da Kürtlerin Ramazan ve Kurban bayramlarından vazgeçebileceği, bir tek Nevruz'un Kürt bayramı olduğu" türünden söylemleri, AKP tarafından malzeme olarak kullanılacak.

Strateji altı: Ordu desteği
Bölgedeki operasyonların ve güvenlik önlemlerinin halka yansıtılmamasını isteyen strateji belgesinde, şu ifadelere yer veriliyor: "AKP'nin Türkiye'nin milli güvenliğinin teminatı olduğu gerçeği ile TSK'dan gerekli desteği sağlamak. Kuzey Irak operasyonuna yol açmayacak terör tedbirlerini sınır içinde almak. Kamu idarecilerinde gerekli görülen yer değişikliklerini ivedilikle yapmak. Güvenlik sorununu halka olabildiğince az yansıtarak çözmek."

Ordudan seçim için alınacak destekler metinde açımlanmıyor.