“Sol bu zokayı yutmaz”

Sol içerisinde liberal ve gerici etkiye karşı tavır alan örgütler Ankara’da “Emperyalizme, Darbelere ve Gericiliğe Karşı Sözümüz Var” başlığıyla bir forum düzenlediler.

soL (HABER MERKEZİ) TKP, ÖDP, Halkevleri, EMEP, SDP, DİSK, KESK Şubeler Platformu, Devrimci 78'liler Federasyonu'nun katıldığı toplantı dün İnşaat Mühendisleri Odası Konferans Salonu'nda gerçekleşti. Bugün darbe karşıtlığı adına Ankara'da AKP çizgisindeki hareketlerle miting düzenleyenlere karşı oluşturulan birlikteliğin, ortak bir mücadele zemini yaratılması bakımından devamının gelmesi bekleniyor.

Toplantının başında TKP MK üyesi Erhan Nalçacı, Forum'un neden düzenlendiğine dair bir açılış konuşması yaptı. Nalçacı konuşmasında, "Türkiye'de çok kirli bir oyun oynanıyor. AKP'nin demokrasi şampiyonu olduğuna inanmamız isteniyor. Yaşananların bir burjuva demokratik devrimi olduğuna inanmamız bekleniyor. Halkı buna inandırabilmek için solu noter olarak kullanmak istiyorlar. Solun bu zokayı yutması isteniyor" dedi. Ortak bir dil tutturabilmek ve bir mücadele zemini oluşturabilmek için bu Forum'u düzenlediklerini ifade eden Nalçacı, Türkiye işçi sınıfının böyle bir birlikteliğe ihtiyaç duyduğuna dikkat çekti. Nalçacı, toplantının bu anlamda tarihi bir toplantı olabileceğini söyledi.

Açılış konuşmasının ardından, KESK Ankara Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Hasan Karakaya'nın moderatörlüğünde Forum'a katılan örgütlerin temsilcileri kendi sunumlarını yaptılar.

'Emek ve demokrasi güçleri göreve'
DİSK Genel Sekreteri Kani Beko, gerçek gündemin zamlar ve AKP'nin emekçiler aleyhine olan ekonomi politikaları olduğunu, Ergenekon operasyonunun gündemi işgal ettiğini anlattı. 12 Eylül'den ve darbelerden en fazla zarar görenlerden birinin DİSK olduğunu, çetelerin DİSK Genel Başkanı'nı bile katlettiğini hatırlattığı konuşmasında Beko, darbecilerle emek ve demokrasi güçlerinin hesaplaşabileceği belirtti. 12 Eylül'ün yıldönümünde yapılacak mitingler arasında DİSK'in 13 Eylül Cumartesi günü İzmir'de yapacağı mitingi önemsediklerini belirterek darbecilere karşı bu mitinge çağrı yaptı. Beko ayrıca, darbeciliğe karşı anti-emperyalist bir zeminde mücadele edilmesi gerektiğini de konuşmasında vurgulandı.

'Sınıf eksenli bir cephe açılmalı'
KESK Şubeler Platformu adına sunulan tebliğde, emperyalizm ve gericiliğin ülkemizde oluşturduğu tehdit saptanarak AKP'nin kendisini aklamaya çalıştığı ortaya kondu. Mevcut kavga karşısında sınıf eksenli bir konum almak gerektiğinin vurgulandığı metinde, yaşanan taraflaşma karşısında "ne postal ne takke" çizgisinde durulması gerektiği önerildi. Tebliğ sonunda KESK'in militarizm, gericilik, şovenizm karşıtı içerikteki ilkeleri bir çerçeve olarak önerildi.


'Darbecilikle mücadele için AKP'yle mücadele'
Devrimci 78'liler Federasyonu adına Ruşen Sümbüloğlu'nun yaptığı konuşmada, AKP'nin darbeciliğin bir parçası olmasına karşın darbelerle hesaplaşabilirmiş gibi hareket etmesinin devrimcilere bir meydan okuma olduğu dile getirildi. Emek ve demokrasi güçlerinin ve sosyalistlerin darbeciliğe ve bugünkü yansıması olarak AKP'ye karşı sokaklarda mücadele etmesi gerektiğine işaret edildi.

'Neo-liberal siyasi gericiliğe karşı halkın hakları'
Halkevleri adına konuşma yapan Serhat Savaş, Türkiye'de yaşanan çatışmada arka plandaki ABD'nin ihmal edildiğine dikkat çekti. Çatışmanın eşitler arasında gerçekleşmediğini, neo-liberalizmle harmanlanmış siyasi gericiliği temsil eden AKP güçlenirken eski Amerikancılar olarak nitelendirilebilecek ulusalcıların tasfiye olduğunu anlattı. "Ne şeriat ne darbe" sloganının her iki tarafı aynı güçte varsaydığı için eksikliği olduğunu ifade eden Savaş, AKP'yi hedef almak gerektiğine işaret etti. Güncel olarak darbe değil gericilik tehlikesinin söz konusu olduğunu ifade eden Savaş, emekçilere karşı saldırının önemli ayaklarından birisinin özelleştirmeler ve halkın haklarının gasp edilmesi olduğunu hatırlattı. İlerici sol seçeneğin yeni bir kamusal alan ve halkın haklarına dayalı bir mücadele programıyla oluşturulması gerektiğini önerdi.

'Askerlerden hesap sorulsun'
Emek Partisi temsilcisi Haydar Kaya, ABD emperyalizminin bölgemizde egemenlik kurmaya çalışarak Kürt hareketini aşiretçilikle saf dışı bırakmaya çalıştığını anlattı. AKP'nin ve liberallerin demokrasi şampiyonluğunun sahtekarlık olduğunu, ancak statükocu güçlere karşı AKP'nin görünüşte de olsa demokrasi adına 301'i kaldırılması gibi düzenlemelerinin önemli olduğunu söyledi. AKP'nin darbecilere karşı operasyonunun askerlere uzanması için çağrı yapılmasını öneren Kaya, bunu yapmaya cesaret edemeyecek AKP karşısına emek ve demokrasi güçlerinin çıkacağını söyledi. Hem liberal-muhafazakar hem ulusalcı-laik kesimlerin Kürtleri inkar ve imha politikası izlediğini, bu nedenler onlara eşit derecede karşı çıkılması gerektiğini belirtti. Kürt sorununun demokratik çözümü, halkçı bir ekonomi ve devlet-din ilişkisinin kesilmesine dayalı bir gericilik karşıtlığı üzerinden emek ve demokrasi güçlerinin seçenek oluşturması gerektiğini ifade etti.

'Emperyalizme ve gericiliğe karşı devrimci muhalefet'
ÖDP adına konuşma yapan Önder İşleyen, komünizme karşı mücadele derneklerinden çetelere kadar AKP'nin bir parçası olduğu derin devletin sola yönelik cuntacılık suçlamasıyla yeni bir saldırı yürüttüğü ve kendisini akladığını anlattı. 26 Temmuz'da yapılacak mitinge çağırıldıklarını ancak elinde devrimcilerin kanı olanlarla kolkola girip darbeye hayır demeyi kabul etmediklerini belirtti. Darbe ve demokrasi ikileminin gerçek bir ikilem olmadığını, bugün yapılanın geçen dönemden kalan ve uyumsuzluk gösterenlerin tasfiyesi olduğunu ifade etti. Türkiye'de emperyalizmin uzantısı renkli devrimlerin bir provasının yapıldığını, toplumu piyasaya açmaya dönük bu operasyonun toplumsal dincileşmeye birlikte yürüdüğünü anlattı. Mücadelenin merkezinde AKP olması gerektiğini söyleyen İşleyen, milliyetçilikle mücadelenin de AKP'ye karşı eşitlikçi ve özgürlükçü bir muhalefetle mümkün olduğunu, bu şekilde devrimci seçeneğin ortaya çıkarılması gerektiğini vurguladı.

'Çözüm çatı partisi'
SDP adına söz alan Barışta Erdost, ABD Irak'ı işgal ederken Saddam'a karşıysanız yanımızda saf tutun dediğini hatırlattı ve bugün liberallerin Ergenekona karşı çıkmayanları darbecilikle suçladığını anlattı. Operasyonun derin devleti akladığı ve neoliberal saldırıları gizlediğine işaret ederek, bunun darbecilerle demokrasiciler mücadelesi değil, devlet ayrıcalıklarından pay kapma mücadelesi olduğunu söyledi. Susurluk'ta yaşananlara göndermede bulunan Erdost, kanlı katillerin yakalanmasının AKP ve liberallerin solu yutma çabasına dönüştüğünü ifade etti. Emperyalizm, militarizm ve siyasi gericiliğe karşı hazırlıkları yürütülen 'çatı partisi'nin önemli bir olanak olduğuna dikkat çeken Erdost, Kürt siyasetinin 'çatı partisi' üzerinden Türkiye sosyalistlerine elini uzattığını, enternasyonalist dayanışma gereği bu elin boş bırakılmaması gerektiğini söyledi. Kürt sorununun demokratik barışçı çözümü için emekçi halkların birlikçe mücadele etmesi gerektiğine işaret etti.

'AKP'de cisimleşen piyasacılığa ve gericiliğe karşı ortaklaşılmalı'
TKP adına konuşan Metin Çulhaoğlu, bugün bir yandan emeğe saldırı programını kolaylaştıracak bir üstyapısal dönüşüm gerçekleştiğini, diğer yandan sosyalist blokun çözülüşü sonrası emperyalizmin bağımlı ülkelerin göreli özerkliğini zapturapt altına aldığı anlattı. Bu doğrultuda, yargıyı kısırlaştıracak yargı reformunun, emeğin direncini kıracak düzenlemelerin, gençliği ideolojik olarak esir alan piyasa fetişizminin, emekçileri kanaatkarlığa zorlayan dinci gericiliğin ve her tür eleştiriye karşı darbecilik suçlamasının önünün açıldığını söyledi. Çulhaoğlu, bu tabloyu hayata geçirmek için ABD ve Türkiye sermayesi gözünde AKP'nin biçilmiş kaftan olduğunu ifade etti. Solun sadece darbe dönemlerinde değil, 1946 yılında olduğu gibi demokratikleşme dönemlerinde de baskı altına alınabildiğini hatırlatarak, solun darbe-demokrasi ekseninde taraf tutmaya itilmekten kendisini kurtarması gerektiğine işaret etti. Çulhaoğlu, AKP'de cisimleşen Amerikancı, piyasacı ve gerici dönüşüme karşı sol içinde ortaklaşılmasının önemini vurguladı.

Forumun bugünkü "Darbeye Karşı 70 Milyon Adım" eyleminden önce yapılması, emperyalizme, darbeciliğe ve gericiliğe karşı ortak bir duruş ve kararlılığın ortaya koyulması bakımından ayrı bir öneme sahipti.