'Normal' psikiyatristten 'anormal'lere vaaz

Münevver Karabulut'un katilinin yakalanamaması kamuoyunda tepkilere neden olurken "uzmanlar" tarafından cinayetle ilgili akıl almaz yorumlar yapılmaya devam ediliyor.

soL (HABER MERKEZİ) Münevver Karabulut cinayeti hakkında konuşan "uzman" psikiyatrist Prof. Dr. Arif Verimli, Türkiye'deki şiddet olaylarını değerlendirdi. Verimli, şiddeti önleyecek yolun İslamiyetteki davranış öğretilerini örnek almak olduğunu söyledi.

Sabah gazetesine verdiği röportajda Türkiye'nin gündemindeki cinayetler ve şiddet olayları hakkında çözüm önerilerini anlatan psikiyatrist Verimli, şiddet olaylarının artmasındaki temel faktörü medya olarak tanımlayarak, "Kesinlikle televizyoncular! Ellerinde kamera ile dolaşıyor, gazeteleri, dergileri araştırıyor ve yüzde 15'ten bir vakayı bulup, bunu yüzde 70'e seyrettiriyor. Sonra toplumda bir şeylerin kötüye gideceği gibi bir izlenim oluşuyor. İnsanlar hatalı bir anlayışa sürükleniyor. Oysa bunlar oransal anlamda tarih boyunca vardı, şimdi farkına varıyoruz" dedi.

Gazetecinin "Ne yani yine suçlu biz, basın mensupları mı oldu?" sorusuna, Verimli, "Evet. Eskiden bu kadar televizyon kanalı yoktu. Haber ihtiyacı yoktu. Reyting yarışı yoktu. Oysa şimdi kıyasıya bir rekabet, haberi en çarpıcı ve en hızlı verme savaşı var. Sabah ayrı, öğlen ayrı, akşam ayrı şiddet içerikli haberleri izleyince ondan sonra da 'Hocam ne oluyor bize?' diye soruyorsunuz. Farklı bir şey olduğu yok aslında. Durmadan bunları izleyince travma geçiriyoruz ve daha çok hata yapmaya başlıyoruz" yanıtını verdi.

"Normal insan yüzde 70, onu da yazar çizerler bozuyor"
Türkiye'de yaşayan "tamamen normal insan" oranının yüzde 70'i geçmediğini iddia eden Verimli "Ama bu yüzde 70 yüzde 15'i marjinal insanlar, yani toplum dışında kalan arızalar ve yüzde 15'i pozitif marjinallerle sanatçılar, yazarlar, çizerler, zenginler, varlıklılarla bir arada yaşamaya çalışıyor. Dolayısıyla o yüzde 70'in de ister istemez ruh sağlığı etkileniyor" dedi.

"Münevver cinayetinin haber değeri mi var?"
Haber değeri olan konuların haber yapılması öğüdünü veren Verimli, "Açıkça söylemem gerekirse, haber niteliği taşıyacak her şeyi getirip haber olarak verirsek de, yanlış olur" derken kendi evinde haberlerin izlenmediğini ve konuşulmadığını söyledi. Aile olarak bol bol konuştuklarını ifade eden Verimli, Münevver Karabulut cinayetinin ise evde hiç konuşulmadığını dile getirdi. "Ben zaten televizyonlarda katıldığım programlarda yeterince konuşuyorum. Bir de çocuklarımla, eşimle bu olayın kritiğini yapmak istemem şahsen. Yorucu ve sinir bozucu çünkü."

Öfkesini oruç tutarak kontrol ettiğini anlatan psikiyatrist "Yöntem bu tamamen. Nefsime hakim oluyorum. Emin olun. Evde ne eşime, ne çocuklarıma öfkelenirim ne de işyerimde çalışanlarıma. Trafikta son derece sakinimdir. Mesela geçen hafta yolda bir sürücü hatalı olmasına karşın geri geri gitmiyor. Bakışları kötü. Ben selam verip çıktım sokaktan. Oğlum, 'Yol bizim hakkımızdı' diye itiraz etti. Dedim ki, 'Onun belki yok ama benim hayatta kaybetmek istemediğim şeyler var oğlum' " dedi.

Verimli'ye göre, "İslamiyetteki davranış öğretilerini örnek almak" yeterliydi. "Oruç tutmanın manası nedir? 'Nefsine hâkim olmayı buyurur' değil mi? Yani kendine söz geçirmeyi, öfkeni kontrol etmeni ister. Demek ki, yılın 12 ayı oruç tutar gibi ruh halinde olmamız yeterlidir. İşte size basit bir yöntem."