Mümtaz İdil yazdı: Umarım El Beşir durumuna düşmez

Şimdi ise Türkiye Başbakanı’nın Suriye’deki direnişçilere 47 ton silah desteği sağlaması, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin ilgi alanında bulunuyor. Başka bir ülkedeki direnişçilere silah sağlamakla, ülkedeki ölümlerin artmasına neden olması Erdoğan’ın başını ağrıtabilir.

Umarım El Beşir durumuna düşmez

Hürriyet’in Washington temsilcisi Tolga Tanış, 15 gün önce Türkiye’den Suriye’ye 47 ton silah ihracına ilişkin begeyi yayınlamıştı. Tanış, Birleşmiş Milletler’in verilerinin yanı sıra, TUİK’in verilerini de yazısının sonuna koymuştu. Tanış’ın elde ettiği verilere göre Türkiye, 2013 yılının Haziran ayında Kod 93 kayıdıyla 91 bin 811, Temmuz’da 83 bin 462, Ağustos’ta 271 bin 18, Eylül’de 619 bin 35, Ekim’de de 512 bin 843 dolarlık silah ve mühimmat ihracatı gerçekleştirmiş. Silahların ağırlığı tam 47 ton.

Bunun ne anlama geldiği konusu ise vahim. Türkiye’nin başka bir ülkedeki iç savaşa, resmi olarak tanıdığı ülkeye rağmen direniştekilere silah yardımında bulunuyor. Bu şekilde savaşın bir anlamda da sürmesine ve ölümlerin artmasına neden oluyor.

Türkiye, Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne taraf olmadığı için, oradan çıkacak bir kararı tanımama gibi bir yola gidebilir, ama bu durumda hükumetin başı durumundaki Tayyip Erdoğan, Sudan Cumhurbaşkanı Ömer El Beşir gibi hakkında tutuklama kararı olana ikinci “dünya lideri” olabilir.

Bilindiği gibi Recep Tayyip Erdoğan ile Ömer El Beşir’in arası çok iyi. Hatta El Beşir bir tek Tükiye’ye ve Afrika Birliği ülkelerine rahatlıkla girip çıkabiliyor. Türkiye El Beşir’in ülkeye girişini hiç yasaklamadı. Afrika Birliği ülkeleri ise 2009 yılında Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin kararına uymayacağını açıkladı ve yasağı kaldırdı.

Darfur katliamı El Beşir’in sırtındaki en büyük kamburdu.

Sudan’ın başkenti Hartum’un batısında, oldukça uzak bir bölgede olan Darfur’a 2003 yılında çıkan uyuşmazlık nedeniyle Sudan hükumetine bağlı Janjavid (Cancavid de deniyor) adlı milis kuvvetler tarafından müdahale edilmişti. Çatışmalarda Darfur bölgesindeki nüfusun üçte biri yerlerinden olmuş, yüz binlerce insan da öldürülmüştü.

Birleşmiş Milletler, 18 Eylül 2004 tarihinde, 1564 sayılı kararla Sudan’da bir araştırma komisyonu kurulmasını istedi. Komisyon 2005 yılının Ocak ayında Genel Sekreterliğe bir rapor sunarak, sivil halkın korunması ve suçluların cezalandırılmasını tavsiye etmişti. BM Genel Sekreteri Ban Ki-Moon konuyu Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne (ICC) taşımış ve 2009 yılının Mart ayında da El Beşir hakkında “soykırım, savaş suçu ve insanlığa karşı suç” cezası nedeniyle tutuklama emri çıkartılmıştı. Böylelikle dünyada ilk kez bir lider için ICC tarafından tutuklama kararı çıkartılmış oluyordu.

Başbakan Erdoğan ve Cumhurbaşkanı Gül, El Beşir’in Darfur’da işlediği katliamı görmezden gelerek, El Beşir’i Türkiye’ye davet etti. El Beşir’in İSEDAK tarafından davet edildiğini belirten Erdoğan şöyle konuşmuştu: “Gazze ile Darfur’u birbirine karıştırmamak lazım. Gazze’de 1.500 insan öldürülmüş. Darfur’da böyle bir şey olsa, onun da sonuna kadar takipçisi oluruz. Ben bunu Netanyahu’yla rahat konuşamam, ama Ömer Beşir’le rahatlıkla konuşurum. ‘Bu yaptığınız yanlış’ derim, bunu yüzüne derim.

Müslüman soykırım yapmaz. Varsa böyle bir şey, tespit etmemek mümkün değil. Raht rahat onu da söyleriz. ‘Böyle bir şey yapamazsın, buna hakkın yok’ deriz.”

Oysa Darfur’daki katliamlar bağımsız gözlemciler tarafından kanıtlanmış, öldürülenlerin sayısı yüz binlerle ifade edilmişti.

Başbakan Erdoğan iş adamları ile birlikte Mart 2006’da yaptığı Sudan’ı ziyaretinden sonra Türkiye’ye döndüğünde, “orada katliam falan yok,” mealinde bir açıklama da yapmıştı.

Şimdi ise Türkiye Başbakanı’nın Suriye’deki direnişçilere 47 ton silah desteği sağlaması, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin ilgi alanında bulunuyor. Başka bir ülkedeki direnişçilere silah sağlamakla, ülkedeki ölümlerin artmasına neden olması Erdoğan’ın başını ağrıtabilir.