İTÜ kantinlerinde sendika yasaklanıyor

İTÜ Vakfı'na ait Argem A.Ş tarafından işten çıkarılan İTÜ işçileri ile görüştük ve yaşananlar konusundaki görüşlerini aldık.

soL: Argem şirketi 64 işçiyi işten çıkardı. Bu süreç nasıl gelişti bize özetler misiniz?
Hüseyin: Çoğumuz İTÜ Sosyal Tesislerinde çalışıyorduk. Devletin kamu kurumlarına da vergi dayatması sonucu İTÜ Sosyal Tesisleri zarar etti ve o zamanki rektör Faruk Karadoğan bize bütün haklarımız ile Argem A.Ş'ye geçmemizi tavsiye etti. Argem'in işçileri mağdur etmemek için kâr amacı gütmeyeceği, zaten İTÜ Vakfı'na ait olması sebebi ile kârını öğrencilere burs gibi yardımlara dağıtacağı söylendi.

Ayhan: O dönemde üniversiteye 30 kişilik 4B kadrosu verilmişti. Ancak bu kadrolar kantinlerde çalışan bizlere değil başka yerlere aktarıldı. Böylece biz de Argem altında çalışmaya başladık.

Hüseyin: Aslında ikisi de benzer zamanlarda oldu. Yani hem biz Argem'de çalışmayı seçtik, hem de kadrolar başka yerlere dağıtıldı. Sosyal tesislerin zarar ettiği söylendiği için Argem'i seçtik aslında.

Peki Argem daha önceki dönemlerden kalan zararları kapatabildi mi?
Hüseyin:
Argem'in internet sitesinde sadece gıda işletmesinin 2007 yılında 100 bin lira civarında kâr yaptığı açıklanıyor. Bu para önceki dönemden kalan zararları karşılamak için şirket bünyesinde bırakılmış. Ancak rektörlüğün çarşamba günü yaptığı açıklamaya göre zararları karşılamaya yetmemiş bu miktar.

Ayhan: Yıl başında 10 arkadaşımızı işten çıkardıklarında, bunu tasarruf olarak göstermişlerdi. Oysa yönetim kademesinde ikramiyeleri ile birlikte 12 bin 500 lira maaş alan yöneticiler var. Biz tepki vermek üzerine genel müdür Acar Tanlak ile konuşmaya gittiğimizde "hangi yöneticiyi çıkarayım? Hepsinin arkasında birileri var" dedi.

Murat: Kendi kullandıkları arabaları bile Argem'de kiralık olarak gösteriyorlar. Benzin ve bakım masraflarını Argem'e gider olarak yazıyorlar.

Hüseyin: 65 çalışanı vardı Argem'in ve bu çalışanlardan sorumlu 5 tane müdür vardı. Nasıl bir rant düşünebiliyor musunuz?

Rektörlük bu konuda birşey yapmadı mı? Tazminatlarınız konusunda ya da sizi tekrar devlet kadrosuna almak konusunda?
Hüseyin:
Rektör Muhammed Şahin bizim tekrar devlet bünyesine geçmemizin imkansız olduğunu söyledi. Devlete geçersek tazminat hakkımızı bizimle beraber getirmemiz imkansızmış. Devlet bu yükü almıyormuş. Zaten Nisan ayında rektörle konuştuktan sonra, şimdiki durumda rektörün ikiyüzlü davrandığı ortaya çıkıyor. Tek suç Argem'de değil.

Ne konuştunuz rektörlükle ve size ne söylendi?
Hüseyin:
İlk konuşmamız Nisan ayındaydı. İlk görüşme resmen bizi oyalanmak için yapılmıştı. İşten çıkartılacağımız söylendikten sonra gittik rektörün yanına. Rektör bize ihaleye başvuran firmalarla kendisinin görüşeceğini, ihaleyi alacak firmaya bizleri aynı maaş ve haklarla işe almalarını söyleceğini söyledi.

Ayhan: Sadece İTÜ Sosyal Tesisler döneminde işe girenler için söyledi. İlk kez Argem'de çalışmaya başlayanlar için konuşmayacağını söyledi.

Hüseyin: Kendisi ihaleye giren firmalara sözlü olarak ileteceğini, hatta buna karşı gerekirse 5000 lira olan kira giderini 4500 lira olarak alacağını, bu sayede bizim haklarımızın aynısının tekrar sağlanacağını söyledi. Tazminatlarımızın ödenmesi için de Argem'e otopark işletmesini bırakacağını, buradan toplanan paralarla Argem'in tazminatlarımızı ödeyeceğini söyledi.

Murat: Arı-Yorum dergisinde "Devrimciler genç olur" diye bir röportajı vardı rektörün. Orada öğrenci sosyal merkezini kuracağını, kantin yönetimini ve işçileri oraya aldıracağını söylemişti. Biz kendisine bunu sorduğumuzda, böyle bir şey yaparsa rektörlüğün zarar edeceğini, ondan kaynaklı bundan vazgeçtiğini söyledi. Kendisiyle İkinci konuşmamız mayıs ayındaydı. Sendika temsilciliği olarak gitmiştik yanına. Rektör otopark işletmesini Argem'e bırakmaktan vazgeçtiğini söyledi. Aralık ayı bilançosunda 700.000 TL zarar olduğunu, bu şekilde işletmeye devam edemeyeceğini söyledi. Tazminatlar için mahkemeye başvurmamızı, gerekirse kendisinin başkanı olduğu İTÜ Vakfı'na icra getirmemizi söyledi. Vakıfta yönetimde sadece kendisinin olduğunu, nisan ayında genel kurulda seçildiğini, geri kalan 29 üyenin ise Faruk Karadoğan'ın yandaşları olduğunu, bunun için vakıftan istediği kararı çıkartamadığını söyledi.

Ayhan: Otopark işletmesi de rektörün danışmanı olan eski rektör Gülsün Sağlamer'e verildi. Zaten ikisi birbirlerine çok yakındırlar. Gülsün Sağlamer rektörken de Muhammed Şahin onun danışmanıydı.

Murat: Rektör kantin işletmelerinin ihalesini öğrencilerin olmadığı zamana denk getirdi. Daha önce Argem işten 10 arkadaşımızı çıkarırken de öğrenciler burada yoktular.

Peki yeni şirket Kampüs Kafe nasıl çalışma şartları sunuyor?
Hüseyin:
Çalışan arkadaşlarımızın sosyal hakları neredeyse yok. Sigorta yapılmıyor. Kendilerine 3 ay çalışın eğer sizden memnun kalırsak sizinle devam edeceğiz deniliyor.

Murat: Biz asgari ücretten biraz fazla maaş alıyorduk, yeni işletme asgari ücretten maaş vereceğini duyurdu. Zaten sezonluk çalıştıracak, bir süre sonra sigorta yapsa bile çalışan arkadaşların tazminat hakları olmayacak.

Ayhan: Eskiden mutfakta 3 gün çalışılıyordu. Şimdi 6 gün çalışmamız isteniyor. Fazla mesai de verilmeyecek. Hafta sonu çalışmamız için bile vermeyeceklermiş. Bunun yerine memnun kalırlarsa bazen maaşlarımıza ikramiye vereceklermiş. Ama bu şartların ne oldukları belirli değil.

Murat: Sendikalaşmaya izin vermiyorlar. Bizimle yaptıkları toplantıda, sendika temsilcilerinin konuşmasına izin vermediler. Hatta "sizler bireysiniz kendi adınıza konuşun" gibi saçmalıklarla susturdular sendika temsilcilerini. Zaten sendika içinde aktif olan işçileri işe almadılar. Benimle görüştüğünde patron bana "ne kadar devrimcisin?" diye sordu. Bana Marksizmi anlatmaya çalıştı. Aklı sıra benim aklımı çelerek sendikadan uzaklaştıracaktı ve çalışanların sendikalaşması için uğraşmayacaktım.

Hüseyin: Zaten yeni şirkete geçen kişiler çok sıkıntılı durumdalar. Ne olacaklarını bilmedikleri için kafaları çok bulanık.

Murat: İlk önce Çamlık lokali ve Petek restoranda çalışan arkadaşlar kabul ettiler yeni şirkete girmeyi. Belki onlar kabul etmeseler şartlar konusunda anlaşabilirdik.

Hüseyin: Otopark çalışanları da zor durumda. Gülsün Sağlamer'in şirketi otoparkı devraldıktan sonrai taşeron şirket elemanları açıkta kaldılar. Zaten onlara işten çıkarılacakları Argem tarafından ihbar da edilmedi.

İşten çıkarılacaklarından haberleri yok muydu?
Hüseyin:
Süreç şöyle işliyor. Rektör 29 Haziran'da saat 10:00'da ihale yapıyor. Argem'i de ihaleye çağırmıyor. Saat 16:00'da ise Argem'e yazı gönderip 31 Mayıs'a kadar kantinleri boşalt deniyor. Argem'in ihaleden önce otoparklarından kendisinden alınacağından haberi yok.

Murat: Otopark işçilerinin avukatları Argem'den ihbar almadıkları için para istiyorlardı. Yani rektörlük Argem'e bu şekilde de bir kazık attı.

Hüseyin: Zaten Faruk Karadoğan seçildiği zaman ilk yaptığı şey Gülsün Sağlamer'e ait olan Kültürel A.Ş'yi elinden almak için dava açmak olmuştu. Otoparklar Gülsün Sağlamer'e verilerek rövanş alınmış oldu.

Öğrencilerin genel olarak olaylara bakış açısı nasıl?
Hüseyin:
Ben yurtlardaki kantinlerde çalışıyordum. Öğrenci arkadaşlara eylülde geldiklerinde kantinlerin el değiştirmiş olacağını söylemiştim. Onlar da değişimi istemiyorlardı. Ancak el değiştirme onlar yokken yapıldığı için belki de haberleri bile yoktur olanlardan. Eğer onlar burada olsalardı kesinlikle bize destek olurlardı.

Murat: Öğrenciler sınıf kavramından habersizler. Kendilerini sınıf içinde hissetmiyorlar. Oysa ki taraf olmazsan bertaraf olursun. Yine de bize çok fazla destek olacaklarını ben de düşünüyorum.

Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Hüseyin:
Özelleştirme dönemi üniversitelere hızlı girdi, ama bunu en hızlı ve kararlı şekilde yapan Muhammed Şahin oldu. Argem de özel şirketti, ancak İTÜ vakfına ait olup kârı öğrencilere burs vb. yardımlarla dağıtıldığı için bu kadar acımasız değildi.

Murat: Sendikalaşmaya izin vermeyen bir şirkete devrettiler kantinleri. Daha çok para kazanabilecek olabilirler ama insan haklarına aykırı bu yapılanlar.

Mücadelenizde başarılar dileriz. Verdiğiniz bu içten röportaj içinde teşekkür ederiz.
Biz teşekkür ederiz. Sesimizi duyurmamıza yardımcı oldunuz ve destek vermekten çekinmediniz.