General olmayınca...

"İnfaz durdurma" raporuna rağmen serbest bırakılmayan 62 yaşındaki Duran Doğan, tutuklu bulunduğu Metris'te yaşamını yitirdi.

soL (HABER MERKEZİ) Cezaevleri uzun yıllardır özellikle devrimci tutsakların uğradığı sayısız insan hakları ihlali ile gündeme geldi. Tutsakların en basit ihtiyaçlarının karşılanması, yakınlarıyla görüşebilmeleri, hastalandıklarında hastaneye götürülmeleri, cezaevi koşullarının elvermediği durumda tedavi amacıyla tahliye edilmeleri gereği göz ardı edildi ve halen ediliyor.

Geçen ay, kamuoyu, Ergenekon davası sanıklarının, itiraz edilemeyecek tıbbi nedenlerle tahliye edilmelerini tartıştı. Bazı sanıklar sağlık nedenleriyle tahliye edilirken, tüm girişimlere rağmen tedavileri engellenmeye devam edilen ve serbest bırakılmayan hasta tutuklular ise bir bir yaşamını yitiriyor.

Metris Cezaevi'nde dokuz aydır "Orman Kanununa Muhalefet" suçuyla yatan Duran Doğan, hastanelerin sağlık kurullarının, infaz kararının bir yıl süre ile durdurulması yönünde yönünde verdiği raporlara rağmen, bırakılmadığı cezaevinde yaşamını yitirdi. Doğan'ın, tutuklanmadan önce de akciğer, kalp ve böbrek yetmezliği hastalıklarından dolayı sürekli tedavi gördüğü belirtildi.

Babasının cenazesini Adli Tıp Kurumu'ndan alan Cevdet Doğan, "babam için birçok hastanenin verdiği tahliye raporunu onaylamayan Adli Tıp Kurumu şimdi cenazesini bize teslim ediyor" dedi. Doğan ailesi, "Ergenekon terör örgütüne üye olanlar sağlık sorunları nedeniyle cezaevinden tahliye oldu. Babamız ise hastanelerin raporlarına rağmen tahliye edilmedi, ölüme terk edildi. Bu mu adalet?" diyerek yetkililere tepki gösterdi.

Duran Doğan'ın ölümünden önce, kanser hastası 77 yaşındaki Ali Çekin de tahliye edilmediği Siirt Cezaevi'nden, "tahliye edilmeli" raporu almak için koma halinde getirildiği İstanbul Tıp Fakültesi'nde 29 Temmuz günü yaşamını yitirmişti.

86 tutsak yaşam mücadelesi veriyor
Cezaevlerinde ciddi sağlık sorunlarıyla yaşam mücadelesi veren 86 tutsağın bulunduğu biliniyor. İnsan Hakları Derneği (İHD), Ocak 2008'den itibaren, her ay sırayla Erol Zavar, Afyon Korkmaz, Aynur Epli, Gazi Dağ, Menduh Kılıç, Ali Çekin ve İnayet Mete, Samet Çelik'e toplam yedi mektup gönderdi. Mesut Deniz, Yaşar İnce, Resmiye Vatansever, Cengiz Kahraman, Mehmet Ali Çelebi, Hatice Bolat, Nesimi Kalkan da, insan hakları ile tutuklu ve hükümlü yakınları örgütlerinin, sağlık sorunları nedeniyle "derhal serbest bırakılmalarını" istediği tutuklulardan bazıları...

"Adalet Bakanlığı ölüme terk ediyor"
İnsan Hakları Derneği Ankara Şubesi Cezaevi Komisyonu'nun hasta tutsakların durumuna dikkat çektiği bir açıklamasında, "Adalet Bakanlığı ve cezaevi idaresi, hasta tutuklu ve hükümlülerin dışarıda tedavileri için yapılan başvuruları reddederek ölüme terk etmiştir" deniyor.

Bazı hasta tutukluların tedavilerinin uygun koşullarda gerçekleştirilmesiyle ilgili yapılan tahliye başvuruları reddedilirken, Necmettin Erbakan'ın ve Ergenekon davası tutuklularının aynı gerekçeyle tahliye edilmeleri karşısında, yaşam hakkının tüm tutuklular için eşit olduğunu belirten komisyon, Adalet Bakanlığı'nın çifte standart uygulamasına derhal son vermesini talep etmişti. Adalet Bakanlığı'nın, tutukluların, başta yaşam hakkı olmak üzere bütün insani haklarını kullanabilmesini sağlamakla yükümlü olduğunu vurgulayan komisyon üyeleri, "bu görevlerini yapmak bir yana, birçok hak ihlalini görmezden geliyor" demişlerdi.

İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri Ergenekon, yine Ergenekon sanıklarını kastederek, bazı tutukluların hastalığı nedeniyle serbest bırakılmasını olumlu karşıladıklarını belirtirken, devrimci tutsakların çoğunluğunu oluşturduğu, sağlık durumu riskli diğer tutuklular için de yasaların eşit uygulanması çağrısında bulunmuştu.

Erbakan'la açılan yol sadece Ergenekon sanıklarına
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, kısa süre önce, Necmettin Erbakan'ı, yasanın kendisine tanıdığı hakkı kullanarak affetti. Adli Tıp Kurumu'ndan Erbakan için avukatlarının aldığı "sürekli hastalık ve yaşlılık" raporu, bu affın dayanağı oldu. Söz konusu af kararıyla Cumhurbaşkanı Gül'ün bir anlamda kendisini de "affettiği" söylendi. Yaşlı ve sürekli hastalığı olan bir mahkumun cezaevinde yatmasının elbette gerekmediğini, ama Erbakan için çıkarılan özel bir yasa ile de, cezasını evinde ve yazlıkta geçirmesinin sağlandığını hatırlatanların da olmasına rağmen, AKP, MHP ve DTP Gül'e destek veren açıklamalar yaptılar.

Erbakan'ın tahliyesinin açtığı yol, insan hakları örgütlerinin Ocak 2008'den bu yana dikkatleri yöneltmeye çalıştığı cezaevleri ve hasta mahkumlar gerçeğinde değilse de, Ergenekon tutukluları nezdinde bir karşılık yarattı. Bilindiği gibi, Ergenekon davasının ilk tahliyesi, soruşturma kapsamında 24 Haziran 2007 tarihinde tutuklanan ve "örgüte finansal destek sağlamak" suçlamasıyla tutuklanan reklam şirketi sahibi Kuddusi Okkır oldu. Ayşe Asuman Özdemir, Ferit İlsever ve en son Şener Uygur da sağlık nedenleriyle tahliye edildiler.