Davutoğlu reddederken, kabullenmiş oldu

Nabucco’nun Ermenistan açılımıyla bağlantısını reddeden Davutoğlu, açılımın Türkiye’nin Kafkasya’da “üstlendiği rolle” ilişkisine işaret etti. Ayrıca Nabucco’nun Irak ve İran’la ilişkilerdeki rolüne değindi.

Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Nabucco’nun Ermenistan açılımıyla ilişkisi reddederken, hem açılımın, hem de Nabucco’nun arka planındaki ilişkileri açık etti.

Ermenistan – Türkiye ilişkilerindeki gelişmelerin Nabucco Anlaşması ile bağlantılı olmadığını söyleyen Davutoğlu, Ermenistan açılımının, 2008 yazında Güney Kafkasya’da yaşananların ardından, Türkiye’nin bölgede üstlendiği rol çerçevesinde gerçekleştiğini anlattı. 2008 yazında ABD- Rusya geriliminin bir uzantısı olarak yaşanan Gürcistan – Rusya çatışmasında, Türkiye, ABD politikasıyla paralel olarak, Gürcistan’ın yanında tavır almıştı.

Ermenistan süreci, Güney Kafkasya’ya müdahalenin parçası
CHP İzmir Milletvekili Canan Arıtman’ın soru önergesini yanıtlayan Davutoğlu, Nabucco Projesi ile Ermenistan’la ilişkilerin normalizasyonu arasında herhangi bir bağın sözkonusu olmadığını belirterek şunları söyledi:
“Güney Kafkasya’da Ağustos 2008’de yaşanan olayların, bölgedeki sorunların güvenlik, istikrar ve işbirliği için oluşturduğu tehdidi bir kez daha açıkça gözler önüne sermesi üzerine tarafımızdan, donmuş ihtilafların çözümlenmesi için uygun bir ortam yaratılması amacına dönük diplomatik faaliyetlere hız verilmiştir. Bu çerçevede gündeme getirdiğimiz Kafkasya İstikrar ve İşbirliği Platformu’na ihtilaflara taraf diğer ülkelerle birlikte Ermenistan da davet edilmiş, ayrıca bu ülkeyle sorunlarımızın ortadan kaldırılması için yürütülmekte olan diyalog sürecine ivme kazandırılmıştır.”

10 Ekim 2009’de İsviçre’nin arabuluculuğunda başlatılan normalizasyon süreci kapsamında imzalanan protokolleri hatırlatan Davutoğlu, “Türkiye ve Ermenistan’ın tek başına ilişkilerini normalleştirmesinin, Güney Kafkasya’da kapsamlı bir normalleşme olmaksızın gerçekleşemeyeceğini” belirtti.
Davutoğlu bu yanıtıyla, Türkiye’nin Güney Kafkasya’nın “normalizasyonu” adı altında, bölgeye ABD adına müdahale edebilmek için, Ermenistan ile ilişkilerini yeniden düzenlemek durumunda kaldığını dile getirmiş oldu.

Nabucco’nun işlevi farklı
Davutoğlu, CHP’li Arıtman’ın “Azerbaycan’ın Türkiye’ye Ermenistan sınırının açılması çalışmaları nedeniyle kırılması yüzünden Orta Asya ve Azeri Doğalgazını taşıyacak Nabucco Projesinin iptalinin Türkiye’ye ekonomik ve stratejik maliyeti, faturası ne olacaktır?” şeklindeki sorusuna yanıt olarak, “Avrupa Birliği’nin ve Türkiye’nin tam desteğine sahip olan proje ile Azeri gazının doğrudan Avrupa pazarına ulaşmasının sağlanacağını”, böylelikle Azerbaycan’ın Avrupa ile “siyasi önemi de bulunan bir bağ tesis edeceğini” söyledi.

Temel olarak AB’nin doğalgaz açısından Rusya’ya bağımlığının azaltılması ve giderek ortadan kaldırılması amacına dönük olan Nabucco Projesi’nde Türkiye’nin doğrudan bir çıkarı bulunmadığı halde, Türkiye tarafından da desteklenen proje ile ilgili olarak, Davutoğlu’nun “uzun vadede, Azerbaycan’ın yanı sıra Türkmenistan, Irak ve İran’dan da doğalgaz temin edilmesinin söz konusu olabileceği” yönündeki açıklaması dikkat çekti.

Adımların tümü "izne tabi"
Davutoğlu’nun sözleri, Türkiye’nin Osmanlı coğrafyasına, özellikle Ortadoğu ve Orta Asya’ya yönelik adımlarının, AB, ABD ve NATO’nun bölgesel projeleri ile birebir uyum içinde gerçekleştiğinin “itirafı” olarak yorumlanıyor.

Bu açıdan bakıldığında, Türkiye’nin Irak ve İran ve görece en “sivri” çıkışlarını yaptığı İsrail de dahil, bölge ülkeleri ile ilişkilerinde ABD ve AB’nin önceliklerinin gözetildiğine işaret ediliyor. İsrail'le ilişkilerdeki gerilimin iyice yükselmesi ve hava tatbikatlarının iptalini izleyen günlerde, Akdeniz’de İsrail savaş gemilerinin katılımıyla gerçekleştirilen NATO deniz tatbikatına Türk filolarının katılması da bu çerçevede değerlendiriliyor.

(soL-Haber Merkezi)