Dün gazetelerde Cihan Haber Ajansı mahreciyle yayınlanan bir haberde, Bedrettin Dalan'ın Hollanda'da görüntülendiği ve dakika dakika ne yaptığı bilgisi yer alıyordu. Dalan'ın Hollanda'da yaptıklarının dökümünün verildiği haberde, "Türkiye'de ismi Poyrazköy cephaneliği soruşturmasıyla gündeme gelen İSTEK Vakfı Başkanı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı, Ergenekon davasının firari sanığı Bedrettin Dalan, bir günlük Amsterdam ziyaretinin ardından doktoru İlker Kayabeyoğlu ile Amsterdam Marriott Otel'den saat 11.26'da ayrıldı. Amsterdam'a kayıtlı ticari bir taksi ile ayrılan Dalan, saat 12.05'te Schiphol Havalimanı 2 nolu giriş kapısından çıkış yaparak Lufthansa 13.20 uçağı ile ülkeden ayrıldı" denildi.
Haber mi tahkikat mı?
Dalan'ı adım adım takip ettiği anlaşılan ancak bu konudaki istihbarat kaynakları hakkında soru işaretleri yaratan Cihan Haber Ajansı, Dalan'ın Amsterdam ziyareti konusunda ayrıntılara yer vermeyi şöyle sürdürdü:
"Ergenekon sanığı olarak aranan, savcılıların gözaltına alınmasını istediği Bedrettin Dalan Hollanda'nın başkenti Amsterdam Marriott Otel'de kaldı. Bir taksici, İstanbul eski Belediye Başkanı, Yeditepe Üniversite'sinin sahibi ve Ergenekon sanığı Bedrettin Dalan'ı çarşamba akşamı saat 19.00 sularında Amsterdam'ın meşhur Hollanda Gazinosu'nun bulunduğu Leidsplein'deki Marriot Otel'den aldığını ve otele 10 dakika mesafede Hollanda Kraliyet Sarayı karşısında bulunan Singel 240 adresindeki Balans Oase masaj salonuna getirdiğini söyledi. Amsterdam Balans Oase Masaj salonunda iki saat kadar kalan Dalan, taksi şoförüne, masaj sayesinde bir iki saat dinlenebildiğini ve masajdan sonra aldığı haplar ile ancak uyuyabildiğini söyledi. Taksicinin kendisine nereden geldiğini sorduğunda, Türkiye'den geldiğini ifade etti.
"Amsterdam Singel 240 ve Radhuis Caddesi karşısında bulunan Balans Oase yetkilileri ve çalışanları da Bedrettin Dalan'ın bir arkadaşı ile masaj salonuna geldiklerini söyledi:"Balans Oase Masaj çalışanı H.van Janssen: Saat 18.30 sularında yanında bir Türk arkadaşı ile bahsetmiş olduğunuz kişi masaj salonumuza geldiler. Şiddetli bel ağrılarının olduğu için masaj yaptırmak istediklerini söylediler. Yaklaşık 2 saat süre ile masajda kaldılar. Sonra bize teşekkür ederek ayrıldılar. Kendileri sadece bir defa geldiler. Sürekli gelirler mi onu bilemeyiz. Bu konuda yazılı bir kayıt yaptırmadılar."
Ergenekon'da Başbakan'a açık mektup
Ergenekon'da dün yaşanan bir diğer sıcak gelişme de "İrtica ile Mücadele Eylem Planı" belgesinin bürosundan çıktığı iddia edilen Ergenekon sanığı avukat Serdar Öztürk'ün Başbakan Erdoğan’a “ıslak imza”yla ilgili açık mektup yazmasıydı. Öztürk, mektubunda ıslak imza içerdiği iddia edilerek gönderilen belgenin ‘teknolojik imkanlar’ kullanılarak üretilmiş ‘başka bir sahte’ belge olduğunu iddia ederek, “Yeni gönderilen belgenin, önceki fotokopi belgeden tek farkı, teknolojik imkanlarla imzanın renkli hale getirilmiş olmasıdır” dedi.
Öztürk mektubunda “Özel yetkili savcılar tarafından Adli Tıp Kurumu’na bir hafta önce atanan ve grafoloji uzmanı olmayan tıp doktorlarına hazırlattırılan ve ısmarlama olduğu açıkça sırıtan bu rapor dahi, suça konu belgedeki sahteciliği örtemez” ifadesine yer verdi.
Öztürk, Başbakan Erdoğan’a “ O albayı adalete teslim edin’ diye çağrı yapan siz Sayın Başbakan, eğer zerre kadar yüreğiniz var ise, zerre kadar adalete inancınız var ise ve samimiyetle maddi gerçeğin ortaya çıkmasını istiyorsanız, suça konu olan belge ile ilgili grafoloji raporunu, uzmanlığı olmadığı halde düzenleyen ve suç işleyen ATK çalışanlarının hazırladığı düzmece raporu bir yana bırakın” diye seslendi. Öztürk, Başbakan Erdoğan’dan, İstanbul Teknik Üniversitesi’nde görevli grafoloji uzmanları, İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Enstitüsünde görevli grafoloji uzmanları ve Adli Tıp Kurumu’nda görevli, ‘uzman olmadığı halde bu incelemeyi yapan şahıslar dışında’, gerçek grafologlardan oluşan bir Kurul oluşturulmasını istedi.
(soL Haber Merkezi)