Onlar ve biz

Ilgıt Teyhani

Blog: Serbest Kürsü

Sen bizim şiirimizde sevdayla anlatılan değilsin adam,
Sen kardeşlikten, dostluktan anlayan değilsin, 
Sen ‘Kardeşliğin, çalışmanın, beraberliğin, / Atom güllerinin katmer açtığı, /
Şairlerin, bilginlerin dünyalarında / Kalmışım bir başıma /
Bir başıma ve uzak…” dediğimizdeki ‘uzak’sın…
Ama biz o şiirde, ‘Öyle yıkma kendini / öyle mahzun / öyle garip,
İçerde, dışarda, derste, sırada, /  Yürü üstüne - üstüne,
Tükür yüzüne celladın, / Fırsatçının, fesatçının, hayının...’ deneniz…
Arkadaş Zekai yoldaş, “İşte bir bir kırıyorlar dalıylan / yeryüzünün olgunlaşan meyvelerini
çünki biliyorlar vakit dar” derkenki darlık sen,
“Oysa dalları kırılmayan ölür mü sonsuz ağaç / hayatı pekiştiren kökümüz var,
dünyayı emeğe kazandırmak için / hayata ve ölüme sonsuz bir anlam veren,
kan ağacına sözümüz mü var” derkenki bolluk biziz…
‘Ve ben şairim, namus işçisiyim yani, yürek işçisi’ denen biz,
‘Anamıza söven patron’ sen…
‘Öyle içten, öyle derin türkü söylemek,
Küfür etmek, Çukurova yiğidine mahsustur” derken biz,
Can’ımıza kıyan sen…
Sen kötüsün, biz iyi…
‘Oooy sevmişem ben seni’ dedikleri biz,
‘Göçüp gitmişler gölgesiz’ dedikleri sen…
‘Düşün uzay çağında bir ayağımız, ham çarık, kıl çorapta olsa da biri’ derkenki  güzellik biz,
‘Şarabımızı vermek için üzüm gibi ezilmemize’ sebep sen…
Adnan abinin “Bugünlerden geriye, / bir yarına gidenler kalır 
bir de yarınlar için direnenler…” dediği biz,
Ahmed abinin ‘Her biri vazgeçilmez cihan parçası,
Kaç bin yıllık hasretimin goncası’ dediği biz,
Hasan Hüseyin abinin “Gece leylâk ve tomurcuk kokarken,
bir basın işçisi, eli yüzü üstü başı gazete kokan” biz,
‘Akrep gibi olan’ sen…
Çok yalnızsın…
Bizse birbirimiz için Ali İsmail, Ethem, Berkin, Özgecan, Nuh, ve nicesi…
Bin umutları bizde,
Anlıyor musun?