Reza savcıya öter mi? İşin ucu reise değer mi?

Savcı Bharara cevval, gözü pek.  Hindistan asıllı.

Önemli mafya babalarını, deniz aşırı diyarlarda bulup, ayağına getirtmiş, sorgulamış.

2008 krizinden sonra 100’e yakın bankacıyı soruşturmuş. İçeriye tıkılmalarını sağlamış.

Time dergisi fotoğrafını kapak yapmış. Üzerine “Wall Street’i suçüstü yakalayan adam” yazmış.

Reza’nın tutuklanması, iş ortağı Babek Zencani’nin İran’da, devleti 2.8 milyar Dolar dolandırmak suçuyla, ölüm cezasına çarptırılmasının (6 Mart 2016) hemen ertesine denk geldi: 22 Mart 2016.

Zencani’ye idam verildiği gün Davutoğlu İran’daydı. İran Türkiye’ye sanki bir şeyleri anlatmak istiyor gibiydi.

Bütün bu kirli işler İran’a yönelik Amerikan ambargosu ortamında gelişiyor. Zencani İran’ın petrolünü el altından ama Türkiye üzerinden dünya piyasalarına sürüyor.  AKP de Zencani’den petrol alıyor. Ödemeyi altınla yapıyor. İran’a verilen altın ihracat kaleminden gösteriliyor. O dönemde Türkiye’nin altın ihracatı patlıyor.

İddialar doğruysa, hesaplar Halk Bank üzerinden dönüyor. Bu arada kimi devlet görevlileri de gözetiliyor. Riskli işler. Bir karşılığı olmalı.

Ticarete Reza da ortaklık ediyor. İki kafadar büyük vurgun yapıyorlar. Ama işi ifrata vardırıyorlar. Kendi paylarıyla yetinmeyip, İran devletininkine de el koyuyorlar. Nasıl olsa ambargo var, kendisi de işin içinde, üzerlerine gelemez hesabındalar.

İran her şeyin farkında. Zencani’nin 13.5 milyar Dolar serveti olduğunu iddia ediyor. Operasyon için ambargonun kalkmasını bekliyor. Zencani’ye devlete kazık atmak suçu yükleniyor.

Reza’nın Amerika’da tutuklanması da aynı olay üzerinden gerçekleşiyor: Amerikan ambargosunu delmek, kara para aklamak.

Amerika kendi hukukunun, İran ise parasının peşine düşüyor.

Reza ambargoyu delmek, Zencani amborgoyu delerken devleti dolandırmakla suçlanıyorlar.

Anlaşılan İran ve ABD işleri biten bu iki mafya şahsiyetin hesabını görmek konusunda ters taraflardan aynı noktaya doğru harekete geçiyorlar.

Bizim açımızdan önemli nokta, Reza’nın tutuklanmasının, Türkiye’deki katliamlar dizisinin başına denk gelmiş olması.

Biz, bunca bombanın farklı örgütler tarafından patlatılıyor olmasını Erdoğan’ın kuşatılmakta oluşu olarak okuyoruz. Zira Erdoğan artık Amerika’nın Ortadoğu politikalarının ve Rusya ile vardığı mutabakatın engelidir.

Reza’nın Amerika’da tutuklanması bu operasyonun bir halkası mı?

Reza ABD’ye bizzat tutuklanmayı arzu ederek ve hatta bu bakımdan anlaşmalı olarak mı gitti?

Reza’nın amacı, dünyanın dört bir yanında ömür boyu izlenecek olmasının ya da Türkiye’de bir suikasta kurban gitme ihtimalinin yarattığı paranoyadan kurtulmak mı?

Reza Amerikan savcısına Türkiye’deki kirli işleri ve ilişkileri hakkında bilgi vererek cezasının hafifletilmesini mi sağlamak istiyor, pazarlık masasına Erdoğan’ı koymayı mı düşünüyor?

Soruların tümüne, Erdoğan’ı sıkıştırmayı hedefleyen genel senaryo dikkate alındığında, “evet” yanıtı vermek olanaklı görünüyor.

Emperyalizmde oyun bitmez. Haziran halk ayaklanmasından ve özellikle de AKP’nin Suriye politikasının yarattığı rahatsızlıktan sonra Erdoğan’a geri çekilmesi gerektiğini anlatmak için pek çok mesaj gönderdiler. Reza’yı da içeren ses kayıtları başlangıçtı.

Şimdi neden böyle bir yol deneniyor olmasın?

Erdoğan Reza için “hayır sever biri” demiş, bakan odalarına dolu girip boş çıkan çantasında da kitap taşıyor olabileceğini iddia etmişti.

Eski içişleri bakanı Muammer Güler ise Reza’nın soruşturulmasına engel olmak üzere önüne yatmayı göze almıştı.

Anlaşılan Amerikan savcısı farklı düşünüyor. İddianamesine muhakkak bunları da yazmıştır.

Memlekete Amerikan hukukundan fayda gelmeyeceği notuyla, kaydetmiş olalım.