AKP Neyine Güveniyor?

Silvan'da yaşananlardan sonra başbakanın kestirip atan yaklaşımı nasıl bir özgüvenin sonucudur?

Şöyle görünüyor:

1- AKP Türk toplumunun milliyetçiliğine güvenmektedir: Yıllardır Kürt sorunu üzerinden şekillenen milliyetçilik Türkiye toplumunun karakterini belirleyen en önemli etkenlerden birisi durumuna gelmiştir.

Artık milliyetçiliğe oynamayanın iktidar olabilmesi olanaklı değildir. AKP başka şeylerin yanına milliyetçiliği katmadığında sağın temsilcisi olamayacağını anlamıştır.

Bu nedenlerle, kapı arkalarında Öcalan ile görüşmeler sürse bile siyasetin raconu şu anda milliyetçiliktir.

2- AKP gücüne güvenmektedir: Bunca yıllık iktidar yorgunluğuna rağmen toplumun yarısını elinde bulundurmaktadır. Bu başarıyı Kürt gerçekliğini reddeden bir seçim sürecinin sonunda elde etmiştir. Dolayısıyla, artık tescilli bulunan iktidar başarısı kendisine Kürt sorununu farklı biçimde algılayanların üzerine şiddetle gitme olanağı vermektedir. Ancak AKP artık buna zorunludur da.

3- AKP yurt dışındaki imajına da güvenmektedir: AKP bu imajını ABD'nin yol vermesiyle, kendisine sunulan olanakları iyi kullanarak elde etmiştir. Kimi zaman bu ilişkinin sınırlarını zorladığı izlenimi verse bile, İslam ülkelerini toparlayıcı, Batıya “diklenen” tutumu Batının stratejik yol haritasıyla halen uyumludur.

Kendi içindeki en temel sorunu çözümleyememiş bir iktidarın yakın coğrafyasına model olamayacağı tezinin geçerliliği ise bir noktaya kadardır. Birleştirici olanın İslam olduğu yaklaşımı üzerinden hareket eden İslam ülke ve toplumları açısından, Kürtlere etnik eksende kimlik kazandırmak niyetindeki bir hareketin AKP tarafından ezilmesinin, en azından bir süre daha önemli sorun oluşturmayacağı açıktır.

Kürt sorunu, bu dönemde AKP'nin başını ağrıtacak en önemli faktör olsa bile, mevcut haliyle el rahatlatıcı bir özelliği de vardır. Açık ki AKP Kürt sorunu üzerinden milliyetçi cepheyi toparlamakta, toplumu İslamileştirmekte, işçi sınıfını pelteleştirmekte, siyasetin eksenini istediği gibi belirlemekte, Batıya karşı ise mazlumu oynamanın olanaklarını elde etmektedir.

4- AKP İslamizasyona güvenmektedir: Milliyetçilik kadar Türkiye toplumunun İslami karakteri de AKP'ye güç vermektedir. Üstelik İslam söz konusu olduğunda AKP Kürtler içinde de güç kazanmaktadır. Bu gerçeği görerek İslami motifleri kendi siyasal anlayışına eklemlemeye yönelen Kürt hareketinin AKP'nin bu gücünü kabullendiği açıktır.

5- AKP ekonomik istikrara güvenmektedir. Ekonomik istikrar ise sermaye girişi, borçlanma anlamına gelmekte, “Arap Baharı”ndan beslenmektedir. Batının krizi aşmak amacıyla geliştirdiği mali genişleme stratejileri, yüksek faiz politikası izleyen AKP'li Türkiye'ye para girişini tetiklemiş ve bütün yüksek cari açık uyarılarına rağmen bu çember şimdiye kadar sorunsuz işlemiştir.

Ekonomi alanında yaşananlar ve yaşanma ihtimali olanlar AKP açısından esas risktir. Büyük global para çevrelerinin, emperyalizmin siyasal planlarına uyumlu tarzda AKP'yi yemlemeyi sürdürecekleri (öznel faktör) beklenmelidir. Ancak ekonominin de kendi nesnel kurallarının bulunduğu unutulmamalıdır.