“Sanat, toplumlar icin oksijen”

Marina Abramoviç, New York’ta Moma’da düzenlediği “The Artist is Present” (2010) başlıklı serginin ardından “The Abramovic Method” başlıklı yeni projesini Milano’da tanıttı. Modern Sanat Pavyonu’nda (PAC) ziyarete açılan sergi öncesi gazetecilerle buluşan Sırp sanatçı, dünyanın yaşamakta olduğu şu güç günlerde, sanatın toplumlar için bir oksijen olduğuna vurgu yaptı.

Yardımcı küratörlüğünü sanat eleştirmeni ve PAC’ın sanat danışmanı Diego Sileo ile kuratörlüğünü sanat eleştirmeni ve Napoli Modern Sanat Müzesi Madre’nin Project Room yöneticisi Eugenio Viola’nın üstlendiği sergi ve performanstan oluşan “The Abramoviç Method”, sanatçının önceki yıllarda “The House with the Ocean” (2002), “Seven easy Pieces”(2005) ve “The Artist is Present/” (2010) başlıkları altında düzenlediği performanslarda filizlendi.

Performansın öznesi, katılımcı
1970’li yıllardan bu yana performans sanatında yoğunlaşan sanatçı, ”Abramoviç Yöntemi”nin geleceğin sanatı olacağını anlattı Milano’da. Son birkaç yıldır performanslarını izleyicinin katılımı ile gerçekleştirdiğini aktaran sanatçı son projesini şöyle tanıttı: “Abramoviç Yöntemi bugün Milano’da başlasa da gerçekte sergi düşüncesi New York’ta Moma’da düzenlediğim ‘The Artist is Present’da doğdu. Moma’daki deneyim, yaşama ve sanata bakışımı köklü bir şekilde değiştirdi. Milano’da da New York’taki gibi performansın gerçek öznesi, izleyici. Hem oyuncu hem de gözlemci kimliğiyle performansın her aşamasını dürbünler ve teleskoplarla izleyen, aktif bir oyuncu/gözlemci katılımcı.“

Marina Abramoviç, performans sanatını izleyicinin karşısında şekillenen zihinsel ve fiziksel bir yapı diye tanımlıyor. Performansı yöneten sanatçı ile katılımcılar arasında karşılıklı enerji aktarımıyla bir diyaloğun doğduğu görüşünde.

“The Abramoviç Method” başlıklı performansın Milano’daki ilk deneyimini gazetecilerle paylaşan sanatçı, 21 kişilik bir grupla başladı performansa. Sanatçı gözleri kapalı, kulakları, kulaklıklarla örtülü katılımcılardan bir grubu galeri mekanına yerleştirilen sandalyeler, masalar ve yataklara uzanmaya ve oturmaya, bir başka grubu da ayakta durmaya davet etti. Ardından katılımcıları, her bir eşyanın altına yerleştirdiği mineraller, doğalçamlar ve kristallerden yayılan enerjiyi duyumsamaları umuduyla yalnız bıraktı. Yaklaşık iki saat süren bu deneyimde hem katılımcılar hem de izleyicilerden cep telefonları, bilgisayarlar ve benzeri elektronik araçlarını kapatmaları istendi.

Performans, bu deneyimi yaşayan katılımcılar, onları gözlemleyen ve en ufak ayrıntıları not alan izleyiciler ve sergi mekanındaki minerallerden yayılan enerjinin kütlesel bir enerjide biraraya gelmesini amaçlıyordu.

Sanatçı, “Performans, katılımcı bu deneyimde bir şey hissetmese bile, hiçbir şey yapmadığımız zaman suçluluk duymamamız gerektiği mesajını iletiyor. Birçok kere hiçlik duygusu, can sıkıntısı yeni bir başlangıca işaret ediyor olabilir.” diye aktardı.

Teknolojiler, yanılsama
Marina Abramoviç’in baş döndürücü bir hızla bizleri kuşatan teknolojilere yönelik getirdiği yorum, “Teknolojiler gerçekte bir yanılsama. Bizlere zaman tanıdığına inandırılsak da gerçekte her biri zamanımızı çalıyor. Teknolojiyi hem seviyor, hem de nefret ediyorum. Toplum için gerçek oksijen, sanat aslında. Geleceği bir tek sanatçılar görebilir ve öngörebilir.” oldu.

Milano’da 200’u aşkın gazeteciyle birlikte izlediğim Marina Abramoviç, Moma’da, “The Artist is Present” başlıklı performansta, günde 7 saat bir masanın başında katılımcılarla gözgöze 736 saat 30 dakika geçirmişti. Bir başka zorlu denemesi “The House With Ocean View”dı. Bu performansta gücünün sınırlarını deneyen Abramoviç, kendisini teleskoplarla izleyenlerin karşısında, aç, çıplak 12 gün dayanmıştı.

Milano PAC’da 200’ü aşkın katılımcıyı sessizliğe davet eden sanatçının, bu olgunluk dönemi performansında PAC, karanlık ile ışık, varlık ve yokluk, zaman ve boşluğun genişleyip daraldığı bir mekana dönüştü. Performans sürerken, galerinin duvarlarında Marina Abramoviç’in önceki dönemlerde gerçekleştirdiği performansların video filmleri geçen zamana tanıklık ediyordu. “The Kitchen”da boşlukta asılı bir Abramoviç, “Dozing consciousness”da kristallere gömülü bir başka Abramoviç geliyordu karşımıza. Matthew Akers’in “The Artist is Present” için çektiği, Berlin Film Festivali’nde (2012) Halk Ödülü’ne değer görülen filmden bir bölüm de Milano’daki sergide sunuluyor.

Belgrad doğumlu sanatçı, Milano’daki yeni deneyiminde katılımcıları minerallerden yayılan enerjilerle başbaşa bırakmadan önce, thai chi ve yoganın teknikleriyle ısındırdı performansa ve korkularımızı karşılıklı iletişim ve enerji aktarımıyla aşabileceğimiz mesajını verdi. Milano’daki performansı, New York’takinden farklı kılan, Abramoviç’in bu kez beden dilinden çok içinde saklı ruhu öne çıkarmasıydı.

Kristaller ve minerallerden yayılan enerjiyi, ilk kez 1988’de Çin Seddi’nde yürürken (“The Lovers” başlıklı performans) keşfettiğini anlatan Abramoviç, farklı zeminlerde yapılan yürüyüşlerin algılama gücünde değişik etkiler yaptığını paylaştı.

Performans’tan kısa bir not
Serginin yanı sıra her gün çeşitli gruplarla performanslar gerçekleştiren ünlü sanatçının Milanolu siyasetçilere düzenlediği etkinlikte Milano Belediyesi Kültür Projeleri yöneticisi, Mimaro Boeri baygınlık geçirdi. Abramoviç’in katılımcıyı ipnotize eden performansını daha sonra değerlendiren Boeri, “Abramoviç bu performansla hepimizin kırılgan yönünü ortaya çıkarıyor” diye yorumda bulundu.

Abramoviç bu performansı, AKP’li siyasetçilere uygulasa acaba ne olur? Sanatı ve kültürü hedef alan, heykelleri yıkan, tiyatroya düşman kesilen mantık, kristaller ve kuarzlardan yansıyan enerjiden nasıl etkilenir merak ettim doğrusu.

[email protected]

********************************************************************************
“The Abramoviç Method”, PAC (Modern Sanat Pavyonu) Milano/ 10 Haziran 2012’ye kadar ziyarete açık.