Lampedusa 'Açık Hapishane'

DÜNYA SOLA DÖNÜYOR - İTALYA yazıları

Kuzey Afrikali göçmenlerin denizi aşmayı başarabilirlerse karaya ayak bastıkları ilk nokta Lampedusa. Sicilya'nın güneyinde küçük bir kasaba. Aylardır habercilerin gündeminde, çünkü Berlusconi hükümeti Lampedusa'yı bir açık hapishaneye çevirdi. Çoğunluğu kuzey Afrikalı göçmen Lampedusa'ya geldiğinde öncelikle 'geçici barınma merkezi'nde tutuluyor. Ancak 850 kişi kapasiteli bu merkezde 2 bin dolayında kaçak göçmen birarada tutulmaya başlayınca ve hükümet Lampedusa'yı bu dev sorunla baş basa bırakınca, çogu Kuzey Afrikalı göçmen sonunda isyan etti.

Ama Berlusconi hükümeti bu dramatik soruna çözüm getirmek bir yana, Lampedusa'yı istila eden kaçak göçmenlerden nasıl kurtuluruz diye hesaplar yapıyor. Lampedusa'daki göçmen dramını kestirip atmak görevini Berlusconi İçişleri Bakani Roberto Maroni'ye devretti. Maroni ne yaptı? Hemen Lampedusa'ya gelen kaçak göçmenlerin ülkelerine geri gönderilmesi amacıyla 'sınır dışı etme merkezi' açacagını duyurdu. Iste bu karar bardağı taşıran son damla oldu.

Günlerdir konserve balık ve bisküvitle beslenerek, dondurucu kış soğuğunda açık havada uyuyan 2 bin göçmen birkaç gün önce isyan etti. Kapalı tutuldukları barınma merkezinin kapısını kırarak Lampedusa sokaklarina dağıldılar. Dışarıda onları bekleyen Lampedusa halkı büyük bir dayanışma örneği sergileyerek göçmenlere destek verdi, hep birlikte Lampedusa belediyesine kadar yürüyerek İçişleri Bakanı Maroni ve hükümeti Lampedusa'yı ve göçmenleri kaderine terk ettiği için protesto ettiler.

Lampedusa Belediye Başkanı Dino De Rubeis, gerçekten de cesur bir tavır sergiledi olan biten karşısında. Öncelikle sesini yükseltti ve Berlusconi hükümeti gibi zorba bir hükümetin baskıları karşısında yılmayacağını açıkladı. Ardından, Lampedusa'da 'sınır dışı etme merkezi'nin acilen kurulması karşılığında Lampedusa Belediyesi'ne önerilen parasal yardım teklifini reddettiğini, Lampedusa'nın satılık olmadığını söyledi. De Rubeis bununla da kalmadı, İçişleri Bakanı Maroni hakkında göçmenleri kaderlerine terk ettiği ve sorunlarına yasalar çerçevesinde çözüm bulmadığı gerekçesiyle soruşturma açılması için savcılığa başvurdu.

Hükümetin kaçak göçmenler konusunda izlediği politika hakkında bilgi vermek için önceki gün Lampedusa'ya gelen Kuzey Birliği Partisi (Lega Nord) Senatörü Angela Maraventano kasabada gerilimi daha da arttırdı. Bir dönem Lampedusa'da belediye baskanlığı da yapmış olan Maraventano'yı ıslıkla protesto eden Lampedusalılar, senatörün kasaba meydanını polis koruması eşliğinde terk etmesine neden oldu. Kısacası hükümetin sözcülüğünü yapmak için gelen senatörün konuşmasına izin vermediler. Öfkeli halkı yatıştırmak görevi yine belediye başkanı Dino De Rubeis'e düştü. De Rubeis meydanda toplanan halka, Lampedusa'yı açık hava hapishanesine çeviren bu hoyrat hükümete boyun eğmeyecegiz mesajı verdi.

Lampedusa'daki gerilim ve öfkeye karşın İçişleri Bakanı Roberto Maroni izlediği politikadan taviz vermemekte direniyor. Tunus'tan yola çıkan bir geminin birkaç gün içinde Lampedusa'ya geleceğini, 2 bin dolayındaki göçmeni Tunus'a götüreceğini, bundan böyle kaçak yollarla Lampedusa'ya gelen göçmenlerin yeni açılacak merkezde kimlik işlemleri yapıldıktan sonra hemen sınır dışı edileceğini söylüyor.

Berlusconi: 'Göçmen arkadaşlar bira içebilir!'

Başbakan Silvio Berlusconi ise İtalya'da son birkac aydır artan tecavüz vakalarında takındığı "duyarsız" ve "alaycı" tavrını Lampedusa meselesinde de sürdürerek sorunun en kısa sürede çözüleceğini aktardı ve "Lampedusa toplama kampı değil. Göçmen arkadaşlarımız kasabada gezip, bir bira içebilir" demekle yetindi.

Berlusconi'nin Lampedusa'nın yüz yüze geldiği böylesine ciddi bir sorunu görmezden gelmesi, olan biteni hafife alması ve kasabayı kaderine terk etmesi karşısında Lampedusa kilisesi başrahibi Berlusconi'ye seslenerek, "Öyleyse buyrun gelin Lampedusa'ya, göçmen dostlarımız ve benimle birlikte bir bira için" diye teklifte bulundu.

Çoğu Tunuslu 2 bin göçmen zorlu bir deniz yolculuğunun ardından geldikleri Lampedusa'da umut yolculuklarına insani koşullarda devam etmek istiyor. Günlerdir soğuk hava ve açlığa direnmeye çalışan bu göçmenlerin arzusu sorunlarına çözüm getirilmesi. Hükümete verdikleri mesaj bu. Ama Berlusconi hükümeti çözüm bir yana onlardan kurtulmanın çaresini arıyor.