Mardin'de elektrik ve susuz bırakılan köylerde bulaşıcı hastalık kaygısı başladı

DEDAŞ ekiplerinin borçları bulunan abonelerin yerine elektriklerini tümden kestiği Derik'in kırsal mahalle sayısı 30’a ulaştı. Elektrik kesintisi nedeniyle suların da akmadığı köylerde yaşayanlar, bulaşıcı hastalıklar riskiyle karşı karşıya.

Mardin’in Derik ilçesinde çiftçilik ile uğraşıp, elektrik borçlarını ödeyemez hale gelen aboneler yerine doğrudan trafolardaki enerji akımını kesen Dicle Elektrik A.Ş. (DEDAŞ) ekiplerinin elektriksiz bıraktığı kırsal mahallelerin sayısı 30’e yükseldi. Yapılan bu kesintiler borcu olan, olmayan herkesin mağduriyetine neden oldu. 

Mezopotamya Ajansı'ndan Ahmet Kambal'ın haberine göre, DEDAŞ tarafından Aralık 2019’da yapılan açıklamada, borcu bulunmayan çiftçilerin durumdan etkilenmemesi için ilk etapta 100 adet jeneratör kurularak elektrik ihtiyacının buradan sağlanacağı belirtildi. Ancak aradan geçen zamanda elektriksiz bırakılan köylere yenileri eklenmesine rağmen bu yönde bir adım atılmadı. Şirket, yaşanan mağduriyetlere ilişkin yapılan haberler için de “algı oluşturma çabası” savunmasına sarıldı.

SULAR DA KESİK

Elektrik kesintisi ile karanlıkta bırakılan mahallelerde elektrikle pompalanması nedeniyle sular da kesik. Söz konusu bu mahallelerde yaşayan yaklaşık 20 bin dolayında insanla birlikte yine besledikleri 30 bin dolayında besi hayvanları susuzluk içerisinde. Muslukları akmayan köylüler, su ihtiyaçlarını kuyulardan veya belediyenin gönderdiği tankerlerle karşılayabiliyor.

Zor günler yaşayan bazı köy sakinleri, içerisinde bulundukları duruma yönelik tepkilerini çocuklarını okula göndermiyor. Elektriği kesilen yerlerden Çadırlı (Şabana) Mahallesi sakinleri, sularının akmamasının yol açtığı hijyen sorunu nedeniyle bulaşıcı hastalıkların ortaya çıkması kaygısı içerisinde.

'BU EZİYETE SON VERİLSİN'

Su ihtiyaçlarını karşılamak için belediyenin gönderdiği tankerin arkasında kuyruğuna giren yurttaşlardan biri olan Birsel Kaçmaz, özellikle çocuklarının temizlik ihtiyaçlarını yapamadıklarından yakındı. Yaşadıkları halin “adaletsizlik” olduğunu söyleyip, “Öldük, rezil olduk. Bu eziyete artık son verilsin. Hayvanlarımız bile ölüyor artık” diyen Kaçmaz, bir an önce bu sorunun çözülmesini istedi. 
 
Tankerden alıp evinin önüne taşıdığı suyu, çamaşır yıkamak için yaktığı ocağın üstünde ısıtan mahalle sakinlerinden Halime Çakır da, yıkanacak suya muhtaç hale getirildiklerini dile getirdi. Çakır, “Borcumuz yok ama 10 gündür elektriksizi. Çocuklarımızı yıkayamıyoruz, hayvanlarımızı sulayamıyoruz. Ölüyorlar. İnsanlarımız hep aynı durumda. Ne yapacağımızı bilmiyoruz” dedi. Yanı başındaki Selma Çağıl ise, “Halimiz ortada” diyerek, yaşadıkları durumu zulüm olarak tanımladı.
 
BULAŞICI HASTALIK KAYGISI 

Köylülerden İsmail Çağıl da, en çok bulaşıcı hastalıkların ortaya çıkmasından korktuklarını dile getirip, bu yüzden çocuklarını okula göndermediklerini anlattı. Çağıl, yaşadıkları duruma “Bunlar çete mi, mafya mı sorumlusu kimdir. Bütün etimiz, yiyeceklerimiz dolapta bozuldu. Ne yapalım istiyorlar” sözleriyle gösterdi.

İnsanların gelen yüksek faturaları artık ödeyemez hala geldiğini belirten Hüseyin Çobanoğlu ise, elektriksiz ve susuz bırakılması nedeniyle böyle giderse köylerinden göç etmek zorunda kalabileceklerini söyledi. Çobanoğlu, Buraları terk etmek zorunda kalıp, Konya’ya doğru gideceğiz. Buralar harap olacak” diye konuştu.
 
'HAYVANLARIM SUSUZLUKTAN DÜŞÜK YAPTI'

Hayvancılıkla uğraşan Ali Yalçın’ın da beslediği birçok hayvanı susuzluktan düşük yapmış. Yaşadıkları hali “toplu cezalandırma” olarak tanımlayan Yalçın, bu durumun ne insanlığa ne de hukuk devletine uygun olmadığını belirterek, sorunun bir an önce çözülmesi için yetkililere çağrıda bulundu.