HDK: Asker ölümlerinin sorumlusu bizzat saraydır!

Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Yürütme Kurulu'nun bugün yayınladığı açıklamasında, "Bu savaş, saray tarafından Türkiye halklarının birlikte yaşama iradesine ve yeni yaşam isteğine açılmış bir savaştır. Asker ölümlerinin sorumlusu bizzat saraydır" denildi.

Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Yürütme Kurulu, son günlerde meydana gelen gelişmeleri değerlendiren bir açıklama yayınladı. Açıklamada, "Son birkaç gündür yaşananlar dahi gösteriyor ki, Erdoğan'ın başlattığı savaş gittikçe daha çirkin ve kirli bir hal alacaktır. Kürt halkı ve HDP başta olmak üzere tüm demokrasi güçlerine planlı saldırı, linç ve hatta katliam girişimleri artacaktır. Asker ölümlerinin sorumlusu bizzat saraydır" denildi. 

HDK Yürütme Kurulu imzasıyla yayınlanan açıklamada şu cümlelere yer verildi: 

"Sürmekte olan savaş sarayın savaşı ile halklarımızın birlikte yaşama isteği ve barış arasındadır. Saray, '400 milletvekili verseydiniz bunların hiçbiri olmazdı' diyerek sürmekte olan savaşın nedenini itiraf etmiştir.

Dün Dağlıca’da bile bile ölüme gönderilen, hayatını kaybeden yoksulların çocukları Sarayın ihtiraslarına kurban ediliyor. Ölüme gönderilen askerlerin, Cizre’de günlerdir halka yaşatılan katliamın, henüz kırkı çıkmamış ve oyun çağında hayatını kaybeden, cenazesi dahi kaldırılamayan çocukların, gittikçe artan derin kutuplaşmanın sorumlusu yıllardır bu ülkede hüküm süren AKP rejiminin mimarı Erdoğan’dır. Cumhurbaşkanı Erdoğan, halkların kararına saygılı olup, Anayasal sınırlara çekilerek ülkenin normalleşmesi konusunda adım atmak yerine kendisinin planladığı kaotik süreci uygulamaya koymuştur. Bu plan sonuçları itibariyle onlarca gencimizin canına mal olmuş, yeni katliamlar ve ölümlerin önünü açmıştır.

Akıl hocaları Madımak’ı yakanların çağrısı ve kışkırtması ile aynı gece güvenlik güçlerinin de gözetiminde gazete ve parti binaları basılıp yakılıyordu. Geçici başbakan, Saray’ın kirli hesapları uğruna Dağlıca’da ölüme gönderilen askerlerin ölümü ile ilgili bütün ülkeye çekinmeden yalan söylerken, bunun da bir sonucu olarak Kürtler ülkenin her yerinde ırkçı ve faşist saldırılara maruz bırakıldı, HDP binaları yakılıp yıkıldı. Bu hezeyan hala devam ediyor. Türkiye Saray'ın o planı dahilinde hızla bir felakete ve kaosa sürükleniyor. Uygulanan savaş politikası her geçen gün toplumda kapanması zor yaraların açılmasına neden oluyor.

7 Haziran sonuçlarından sonra Erdoğan’ın başını çektiği düşmüş iktidar, başkanlık uğruna daha baskıcı ve faşizan bir rejim inşa etmiştir. Hemen akabinde Kürt halkına ve değerlerine açılan savaş karşısında Kürt halkı da kendi geleceği ve çocuklarının geleceği için direnmektedir. Kürt halkı şu dakikalarda bile birçok noktada bu direnişine devam etmektedir. Diğer taraftan da faşizm, milliyetçilik, diktatörlük ve bağnazlık dışında halka yürünecek yol sunmayan Saray’a karşı kendi öz yönetimini ilan etmiştir ve bunu savunma mücadelesini sürdürmektedir.

Son birkaç gündür yaşananlar dahi gösteriyor ki, Erdoğan'ın başlattığı savaş gittikçe daha çirkin ve kirli bir hal alacaktır. Kürt halkı ve HDP başta olmak üzere tüm demokrasi güçlerine planlı saldırı, linç ve hatta katliam girişimleri artacaktır. Asker ölümlerinin sorumlusu bizzat saraydır. Asker ölümleri arttıkça oylarının artacağı, Batı’da ırkçı hezeyanların örgütlenmesiyle HDP’yi baraj altında bırakacağı hesabı yapmaktadırlar. Bu kirli oyuna, faşist ırkçı saldırılara karşı elbette sonuna kadar barış, demokrasi ve özgürlük mücadelesinden vazgeçmeyeceğiz. Bir kez daha yineliyoruz.

Tüm operasyonlar durdurulsun, Dolmabahçe sürecine geri dönülsün, özel güvenlikli bölge, sokağa çıkma yasağı uygulamaları kaldırılsın. Aksi halde yaşananlardan ilk başta cumhurbaşkanı ve AKP sorumlu olacaktır. Bu anlamda halklarımız saldırılara karşı meşru temelde kendini savunmalı ve korumalıdır. Saray’ın savaşına karşı halkların örgütlü ve ortak mücadelesi ile özgürlüğe ve barışa sarılacağımızdan da kimsenin şüphesi olmasın."