Kadınlar boşanmak istediği için öldürülürken TBMM neyin peşinde?

Kadın cinayetlerinin en büyük sebebi kadınların boşanmak istemesi olurken, boşanamamayı değil boşanmayı sorun gören yeni TBMM’nin ilk komisyonu dün kuruldu; “Boşanma Araştırma Komisyonu.”

Evrim Gökçe

Yeni TBMM’nin ilk komisyonu dün kuruldu; “Boşanma Araştırma Komisyonu.”

Komisyon, 17 üyeden oluşacak ve 3 ay görev yapacak, gerekli görüldüğü hallerde Ankara dışında da çalışacak.

Geçtiğimiz hafta TBMM Genel Kurulu, komisyonun kurulması öncesinde 4 partinin verdiği önergelerin tartışılmasına şahit olmuştu.

AKP Rize Milletvekili Hasan Karal’nın önergesi; “Aile kurumumuzun güçlendirilmesi için ülkemizde meydana gelen birçok ailenin dağılmasına ve çocuklarımızın mağdur olmasına neden olan boşanma olaylarının ve sebeplerinin araştırılması” başlığını taşıyordu.

Önerge gerekçesinde yer alan ifadeler ise şöyleydi; “Boşanma olaylarıyla ortaya çıkan aile dramlarının en büyük mağdurları çocuklar olmaktadır. Anne ve babasından ayrı kalmak zorunda kalan veya devletin kurumlarına verilen çocukların kişisel gelişimlerinde ciddi sorunlar ortaya çıkarmakta ve bu nedenle ilerleyen yıllarda topluma entegre olma sorunu yaşamaktadırlar. Dolayısıyla boşanma hadiseleri  kişisel ve ailevi problemler olmaktan öte toplumun genelini ilgilendiren sonuçlar doğurmakta ve toplumumuzun aile yapısını derinden yaramaktadır.”

CHP Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer’in imzacı olduğu önergede ise; “Kadına yönelik ekonomik ve fiziksel şiddetin boşanmalar üzerindeki etkisi, boşanma aşaması ve sonrasında kadının yaşadığı sorunların araştırılarak kadının güçlenmesi, can güvenliğinin sağlanması yönünde hangi adımların atılması gerektiğinin belirlenmesi” ifadeleri yer aldı

HDP İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu ise önergesinde; “Aileyi korumak adı altında kötü evliliklerin devamının özendirilmesi, şiddete karşı koruyucu ve güçlendirici önlemler almak yerine karakollar ve ŞÖNİM’ler aracılığıyla kadınların şiddet uygulayan erkeklerle bir araya getirilerek arabuluculuk yapılması, sığınaklarda kadınları güçlendirici, kadın dayanışmasını esas alan destek mekanizmaları bulunmadığından kadınların bir hapishane gibi tarif ettikleri sığınaklara yerleşmek istememeleri, kadına yönelik şiddeti önemli ölçüde artırmaktadır. Bu yaklaşımla kurgulanan, kadını değil, aileyi korumayı esas alan politikalar, kadınların kötü muameleye maruz kaldıkları evliliklerinin içinde sıkışmalarına sebep olmaktadır” ifadelerini kullandı.

BEKİR BOZDAĞ'IN VERİLERİ, TÜİK'İN VERİLERİ İLE TUTMUYOR

Tartışma kısmında söz alan Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, "AK Parti hükümetleri döneminde kız ve erkek çocuklarımızın erken yaşta evlenmelerini önlemek maksadıyla pek çok adım atılmıştır. Bana göre, en önemli attığımız tarihi adım 4+4+4 eğitim sistemiyle beraber zorunlu eğitimin 12 yıla çıkarılmasıdır" dedi. Oysa AKP’li yılların TÜİK verileri, Türkiye’de her 3 evlilikten birinin çocuk yaşta yapıldığını gösteriyordu.

2013 Eylül ayında Resmi Gazete’de yayınlanan Millî Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği’nde ise, çocuk yaşta evliliklerin kolaylaştırılması için bir adım atılmış, öğrenciyken evlenen öğrencilerin okulla ilişiğinin kesilerek, kayıtlarının e-okul üzerinden açık öğretim lisesine veya mesleki açık öğretim lisesine gönderilmesine karar verilmişti. Önceki uygulama lise öğrencilerine evlilik vizesi vermiyordu.

Öte yandan Nisan 2015’te yayınlanan TÜİK verileri, evlenen çiftlerin sayısının bir önceki yıla göre binde 1 azalarak 2014 yılında 599 bin 704 olduğunu, kaba evlenme hızının ise binde 7,8 olduğunu gösteriyordu. Boşanan çiftlerin sayısı bir önceki yıla göre yüzde 4,5 artarak 130 bin 913’e yükselirken, kaba boşanma hızı binde 1,7 olarak gerçekleşti. Evlenme hızının en yüksek olduğu ilk 3 il Kilis, Adıyaman ve Van iken; boşanmalar için sıralama Antalya, İzmir, Muğla şeklindeydi.

2014 yılında gerçekleşen boşanmaların yüzde 39,6’sı evliliğin ilk 5 yılı, yüzde 21,8’i ise evliliğin 6-10 yılı içinde gerçekleşti.

EVLİLİK YÜCELTİLDİ, BOŞANMAK İSTEMEK ÖLÜMCÜL SUÇ OLDU

Türkiye’de işlenen kadın cinayetlerinin yüzde 47’si, eski eşler ya da boşanmak istemeyen eşler tarafından işleniyor. Verili aile yapısının, kadına dönük şiddeti besleyen, eşitlik hukukunun devlet eliyle yok sayıldığı kurum olduğu okuması, pek de zorlama sayılamaz.

Tablo bu iken boşanmayı araştıracak komisyonun faaliyetleri doğrultusunda AKP'nin önerileri, toplumsal algıda boşanmanın kabul edilemez bir felaket olduğu bakışını yerleşik kılmanın pekiştireci olarak yorumlanabilir. Aynı şekilde, kadınların boşanma talebinin öldürülmeyi hak eden bir eylem olduğu yargısını kuvvetlendirmesi de beklenebilir. 

Komisyon önerisi için yürütülen tartışmalarda AKP Milletvekili Emrullah İşler'in ifadeleri de boşanma talebinin devlet nezdinde nasıl karşılandığına, dolayısıyla komisyonun yürüteceği faaliyete, faaliyetin sonuçlarına ilişkin bir erken mesaj olarak görülebilir. İşler şöyle diyor; "Geçen yüzyılın başlarından itibaren mantıkçı, pozitif anlayış ve düşünce biçimlerinin, kültür, düşünce dünyalarını etkilemeye bu nedenle aile yapımızda sarsılmalar başlamıştır. Özellikle küresel ölçekte kitle haberleşme araçlarının artmasıyla birlikte gelenek, ahlak ve öz kültürümüzü dikkate almadan yapılan yerli dizi ve filmlere ek olarak, bazı yabancı yayınların, filtresiz olarak toplumumuza sunumu, aile yapımız üzerinde büyük tahribatlara yol açmıştır."

İşler'in yargılarının, boşanmanın ahlaki bir sarsıntı olduğunu ima ettiği görülüyor.

Bir diğer veri ise, AKP’li yılların yalnız boşanma hakkı değil, evlenmeme hakkının da tartışmaya açıldığı önermelere şahit olduğu. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan henüz başbakan olduğu dönemde genç kaymakamlara evlenmeleri gerektiğini belirtmiş, genç kadınlara ise “Evlilik olayını geri atmayın. Nasibinizi bulunca kararınızı veriniz. Çok seçici de olmayın. O zaman gülistandan boş çıkarsınız” tavsiyesinde bulunmuştu.

Evlilik Okulları ise, AKP’li belediyeler eşliğinde faaliyet yürüten “Hanımlar, televizyon açıkken, eşiniz bilgisayar başındayken ya da ortada çocuklarınız koştururken eşinizle sohbet etmeye kalkmayın, bir kadın kocası konuşurken sözünü kesmemeye çalışmalı ve o aklına düşen konuyla onun kafasını karıştırıp dağıtmamalı” öğretilerinin aktarıldığı kurumsal yapılar haline geldi.

DÜNYADAKİ BOŞANMA VERİLERİ AKP'NİN TEDİRGİNLİĞİNİ AÇIKLAMIYOR

AKP'nin  salgın hastalık muamelesi yaparak önlemeye çalıştığı boşanmalar hakkındaki OECD verileri ise başka bir tablo çiziyor.

Buna göre 1970-2008 tarihleri arasında dünya genelindeki oranlar ele alındığında Türkiye kaba boşanma hızında 32. sırada. Birleşmiş Milletler'in kaba boşanma hızı verileri aşağıdaki haritadaki gibi bir tabloyu işaret ediyor ve sonuç hiç de AKP'nin tedirginliği ile paralel gözükmüyor;

Komisyon tartışmaları sırasında CHP Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer'in boşanma ve evlenme oranlarında dramatik artma, azalma olmadığınını belirterek; "Paniğe gerek yok. Panik olacağınız yer var, ailede kadınların yaşadıkları. Kadınlar en çok güvendikleri yer aile, evlerinde, güvendikleri eşleri, babaları, kardeşleri tarafından şiddete maruz kalıyor" ifadeleri de bu gerçeğe yaslanıyor denebilir.

Ancak 4 partinin ittifakıyla kurulan Boşanma Araştırma Komisyonu'nun, boşanma talebini normalleştirmesi, boşanma isteme gerekçesiyle kadın öldürmenin en ağır cezaya mahkum edilmesini sağlaması olası görünmüyor.