'Dayanışma kültürünü yeniden kurmamız gerekiyor'

Paylaşım ekonomisinin yeni bir uygulama alanı olarak İzmir'de başlatılan "Yoldaş Araba"yı, projenin başlatıcılarından Kemal Özçakar'la konuştuk.

Aslı İnanmışık

İzmir'de kolektif bir çalışma ile başlatılan, ulaşımda ve kent yaşamında dayanışma kültürünü yaygınlaştırmayı amaçlayan "yoldaş araba" uygulaması, duyurusu yapıldığı andan itibaren yoğun ilgi gördü. İzmirlilerin gördüklerinde ücretsiz olarak binebilecekleri bu araba uygulaması; kurum ve yurttaşların desteğiyle kent yaşamının bir parçası haline getirilmek isteniyor. Biz de, projenin mimarlarından TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Lokali işletmecisi Kemal Özçakar'la "yoldaş araba"yı konuştuk.

"Yoldaş araba" duyurulduğu andan itibaren büyük ilgi gördü. Nasıl bir fikirle yola çıktınız ?

TMMOB İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Melih Yalçın, Makine Mühendisleri Odası personeli Emine Beğer ve DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı ile birlikte, yani bir arkadaş grubu olarak bu projeyi hayata geçirmeye karar verdik.

Kentteki güvenlik paranoyasını nasıl aşarız diye düşünüyoruz. Aslında bir iletişim köprüsü kurulmasını istiyoruz. Bunun farkındalığını yaratmak istiyoruz. Yaşadığımız yerin daha yaşanabilir bir kent olabilmesi için, dayanışma kültürünün gelişmesi gerektiğini düşünüyoruz. İzmir bunları yapabilmek için uygun bir kent. Oldukça fazla göç almasına rağmen, liman kenti olması, binlerce yıllık tarihsel bir geçmişe sahip olması, insanları kendisine benzetmesine neden oluyor.

Burada yaşayanlar İzmir'de yaşamanın ayrıcalık olduğunu düşünüyorsa, bu yalnızca imbatıyla, körfeziyle, saat kulesiyle değil aynı zamanda, insanlarıyla da yaratılabilecek bir ayrıcalık olmalıdır. O halde insanlar birbirine daha kardeşlik ve sevgi bağıyla bağlanmalı.

Peki İzmirliler yoldaş arabayı kullanmaya başladılar mı, uygulama başarılı hale nasıl getirilebilir ?

Dayanışma kültürünü yaygınlaştırmamız, hatta yeniden kurulması gerektiğini düşündüğümüz için bu projeyi geliştirdik. Tabii ki, dolaylı olarak kent trafiğine de bir nebze katkısı olabilir. Asıl olarak, bir hemşerilik dayanışması kurmak istiyoruz. İzmirlilerin de uygulamaya yoğun olarak katılabilmesi için biraz daha zamana ve uygulama süresinde çıkacak aksaklıkların çözülmesinin sağlanmasına ihtiyacımız var. Böylelikle katılımı arttırabiliriz.

Çıkabilecek aksaklıklara dair şimdiden bazı öngörülerimiz var ancak biraz da yolda belli olacak, sonuç almadan tam olarak bilemiyoruz. Projenin başarılı hale gelmesi, aslında kimlerin ne kadar katkı koyacağı ile ilgili. Bu kadar yoğun ilgi beklemiyorduk ama arkadaşlarıma anlatmaya başladığımızda çok güzel tepkiler aldık. Dünyanın her yerinde otostop sistemi var. Ülkemizde ise bir güvenlik sorunu ön plana çıkıyor. Kapitalizm yalnızlaştırır ve insanlar yalnızlaştığında bu güvenlik paranoyasıyla yaşamaya başlar. Yaşadığı kent olarak değil artık orman olarak görmeye başlar. Hukuk, adalet gibi kavramlar da konuşulur şeyler olmaktan çıkar.

Bu, aslında antikapitalist bir proje. Biz özel mülkiyetimizi hemşerilerimizle ücretsiz olarak paylaşmak istiyoruz. Bu, aslında benim açımdan bir vicdan sorunu. Yakınlarda yaşadığımız soğukları biliyorsunuz. Ben iş nedeniyle, arabamda klimalı olarak yolculuk ediyorum, insanlar buz gibi havada bekliyorlar. Nasıl üzüntüyü paylaştığınız zaman azalır, sevinci paylaştığınız zaman artar; özel mülkiyetinizi de paylaştığınız zaman da, daha zengin oluyorsunuz.

İzmir dışında size ulaşan, projeyi değerlendirmek isteyenler oldu mu ?

İstanbul, Ankara, Kocaeli ve Karadeniz'den talepler var. İnternet üzerinden duyup uygulamak istiyorlar. Şimdilik onları bekletiyoruz, önce İzmir'de biraz sonuç almak istiyoruz. Böylelikle daha sağlam bir zemin üzerinde hareket edebiliriz. Bunlar aslında Gezi aklı. İnsanların günlük yaşantısına müdahale edebilecek örnekler bulalım istedik. Kentte daha köklü problemler yaşıyoruz. Bu problemleri çözebilmek için de, demokrasiyi geliştirebilmek için de bu dayanışmaya ihtiyaç var. Bir iletişim köprüsü kurmak gerekiyor yoksa devrim de olmaz. Sürekli güvenlik paranoyası yaşayan insanlardan ne bekleyebilirsiniz ? Böyle yaşarsanız sürekli başkalarından şüphe duymaya başlarsınız. Birisiyle aynı asansöre binmezsiniz, aynı yolda yürümemeye çalışırsınız, tanımadığınız birisiyle bir odada yalnız kalmazsınız. Bir restauranta gidersiniz, insanlardan en uzak masaya oturursunuz. Sokakta da, evinizde de ürkersiniz; üstelik çocuğunuza da bunu aşılarsınız.

Araçlarını yoldaş arabaya çevirmek isteyenler neler yapabilir ?

Öncelikle bize ulaşabilirler. Başka sahipleri de çıkarsa daha kolektif, daha güçlü organizasyonlar kurulabilme imkanı olursa, bu bir yurttaş inisiyatifinden çıkıp, kurumsal bir çalışma haline gelebilir. Zaten yoldaş arabanın tanıtımını tamamladıktan sonra, başka kurumlarla da görüşmeyi planlıyoruz. Ardından uygulamayı, daha özel anlamda örgütlemeye yöneleceğiz.