CHP'li vekil Beyaz Saray'daydı: Türkiye patriot için teklif vermiş

Beyaz Saray'da bir buçuk saatlik görüşme yapan CHP Genel Başkan Yardımcısı Öztürk Yılmaz, "ABD'li yetkililer 2009’dan beri patriot füzelerinin satışının gündemde olduğunu, en son iki-üç hafta önce Türkiye tarafından gündeme getirildiğini söylediler" dedi.

2015 yılında diplomasi kariyerini bırakıp CHP’den siyasete atılan Genel Başkan Yardımcısı Öztürk Yılmaz, bu sıfatıyla ABD’ye dördüncü ziyaretini gerçekleştirdi. Mayıs sonunda Washington’da bir dizi temasta bulunan Yılmaz’ın, dört ay sonra yeniden geldiği şehirde bu kez çok daha üst düzey bir görüşme trafiği vardı.

Hürriyet'in Washington temsilcisi Cansu Çamlıbel'in haberine göre Öztürk Yılmaz dört ay önce Beyaz Saray’da sadece dönemin Türkiye direktörü Shannon Culbertson ile görüşmüştü. Bu kez ise Yılmaz, Beyaz Saray’da Ulusal Güvenlik Danışmanı H.R. McMaster’ın yardımcısı kıdemli Avrupa ve Rusya ilişkileri direktörü Fiona Hill başkanlığındaki geniş bir heyetle bir buçuk saat süren bir toplantı yaptı. Toplantıya Başkan Yardımcısı Mike Pence’in Danışmanı Molly Montgomery de katıldı. CHP’li Yılmaz, ABD Temsilciler Meclisi’nde ise Türkiye Dostluk Grubu Eş Başkanı Pete Sessions, Virginia Fox, Ted Deutch ve Paul Cook ile bir araya geldi. Yılmaz’ın ABD Savunma Bakanlığı’ndan randevusu ise Türkiye direktörü Eric Wechtler’leydi.

Ziyaretinin sonunda Yılmaz Türk gazetecilere temaslarında öne çıkan konuları anlattı. Türkiye konusunun her boyutuyla Washington’da çok canlı olarak tartışıldığını belirten Yılmaz, "Özellikle Kongre’de Türkiye’nin iç siyasetini bu kadar yakından takip ettiklerini daha önceki ziyaretlerimde görmemiştim" yorumunu yaptı. PYD’nin silahlandırılması ve koruma krizinin Türk-Amerikan ilişkilerindeki izlerinin devam ettiğini hatırlatan Yılmaz, kendisine gösterilen ilgiyi "Türkiye ile tekrar birlikte çalışmalarını sağlayacak yol nedir bunun arayışındalar" sözleriyle değerlendirdi.

CHP’li Yılmaz Washington’dan şu tespitlerle ayrıldı:

  • Gördüğümüz IŞİD’le mücadele kapsamında ABD’nin en azından yakın vadede PYD/YPG işbirliğinden vazgeçme niyeti yok. Ama Türkiye’nin hassasiyetlerini de giderebilecek bir yol aramaya çalıştıklarını gördük.
  • ABD yönetiminin ‘IKYB’nin tek taraflı referandumunun sonuçlarını tanımayacağız’ açıklamasının gerçek manada sürdürülüp sürdürülemeyeceğini anlamaya çalıştık. Bir şekilde Bağdat’la Erbil arasında diyaloğun açılmasına yoğunlaşacağını anlıyoruz. Bölgede bir çatışma olması halinde bölgesel güçlerin Irak’ın içine dahil olmasından endişe duyuyorlar. Özellikle İran’ın bir adımının Irak’ı daha istikrarsızlaştıracağını düşünüyorlar.
  • Her görüşmemizde ABD’li yetkililer Türkiye’nin S-400 füzelerini alıyor olmasından rahatsızlık duyduğunu ifade etti. Biz de kendilerine ‘ABD hava savunma sistemi önerdi de mi Türkiye bunu reddetti ve Rusya ile buna rağmen işbirliği mi yapıyor?’ diye sorduk. Onlar da 2009’dan beri patriot füzelerinin satışının gündemde olduğunu, en son 2-3 hafta önce Türkiye tarafından gündeme getirildiğini söylediler. Savunma Bakanlığımızın patriot alımı için yeni bir talepte bulunduğunu anlıyoruz. Şunu gördük; Türkiye bir taraftan S-400 savunma sistemi için Rusya’ya kapora ödediğini belirtiyor ama demek ki son zamanlarda patriot füzelerinin alımı konusunda ABD nezdinde bazı girişimler yapıyor.
  • ABD’ye Patriot sisteminin bazı parçalarının üretiminin Türkiye’de yapılması teklif edilmiş. Ancak ABD belli bir orandan sonra teknoloji transferi ve ortak üretim yapılmasını uygun görmediklerini söylüyor. Uygun görseler de Türkiye konusunda sert bir tutum içinde olan kongreden bunun geçebileceğine ihtimal vermiyorlar.
  • Amerika S-400’lerin NATO sistemiyle uyumlu olmadığını, etkin bir savunma sistemi olmadığını, riskler taşıdığını söylüyor. Esasen de örtülü olarak Rusya’ya yaptırımlar uygulanan bir dönemde bu ülkeden Türkiye’nin herhangi bir savunma alımı yapması durumunda Türkiye’nin de bu yaptırımdan etkilenebileceğini belirtiyorlar.
  • Biz hem nükleer santraller hem de füze savunma sistemleri için yabancılara milyarlarca dolar verilmesine karşıyız. Bu kadar parayla yerli üretim yapılabilir. Bir dönem biz 5 milyar dolarlık tank ihaleleriyle İsrail’in savunma sanayiini kurmasını sağladık. Şimdi de 20-25 milyarlık nükleer santrallerle adeta Rusya’nın teknoloji geliştirmesini destek oluyoruz.