Manisa’da “Felaketin Eşiğinde Türkiye”

Türkiye’nin birçok yerinde düzenlenen “Felaketin Eşiğinde Türkiye” paneli, bu hafta Manisa’da yüzlerce kişinin katılımıyla gerçekleştirildi. Gazeteci-yazar Ahmet Çınar’ın moderatörlüğünde gerçekleştirilen panele, TKP Genel Başkanı Aydemir Güler, Yurtsever Cephe İşçi Birliği Yönetim Kurulu üyesi Ali Önder Öndeş ve iktisatçı-yazar Alper Birdal katıldı.

soL (HABER MERKEZİ) TKP Manisa İl Örgütü ile Yurtsever Cephe Manisa İnisiyatifi'nin ortaklaşa düzenlediği "Felaketin Eşiğinde Türkiye" konulu panel, yüzlerce Manisalı'nın katılımıyla yapıldı.

Manisa Belediyesi Kültür Sitesi Lale Salonu'nda düzenlenen ve gazeteci-yazar Ahmet Çınar'ın moderatörlüğündeki panelde, Türkiye'nin ekonomik ve siyasal sorunları ile çıkış yolları tartışıldı.

"Memleketin vicdanı eksiltiliyor"
Panelde ilk konuşmayı yapan Yurtsever Cephe İşçi Birliği Yönetim Kurulu üyesi Ali Önder Öndeş, Türkiye'nin felaketin eşiğini atlayıp içine girdiğini belirtti: "Ülkemizde önce bağımsızlık düşüncesi yok edildi. Türkiye'nin kararları Ankara'dan değil, Brüksel ve Vaşington'dan verilmeye başlandı. Ardından sistemli olarak halkçılık gibi, kamuculuk gibi, aydınlanmacılık gibi değerlerimiz tasfiye edildi. Bu tasfiyenin başlangıcı 12 Eylül 1980'dir. Kenan Evren eliyle başlatılan tasfiye, Özal, Demirel, Çiller, Yılmaz ve Erdoğan'la sürmüştür. Kapitalist emperyalist sistem, cumhuriyetin ürettiği bu değerlerden kurtulmaya çalışmaktadır. Memleketin ruhu ve vicdanı eksiltilmektedir. Eğer bu gidişatın önü kesilmezse, onursuz bir ülke oluruz."

Cumhuriyetin değerlerinin tasfiyesiyle birlikte bir savruluş ve yeniden yapılanma süreci yaşandığına dikkat çeken Ali Önder Öndeş, "Felaketin eşiğinde duran ve günden güne tasfiye edilen bir cumhuriyet var. Bu tablonun karşısında da yeni aranışlar var. İşte bu aranışlara yanıt vermesi gerekenler bizleriz. Cumhuriyetin tasfiyesine ve memleketin felaketine karşı, ancak ve ancak yurtsever bir duruş yanıt verebilir. Emperyalizme karşı yurtsever duruşu örgütleyerek bir çıkış yolu bulabiliriz" dedi.

"Liberaller kendilerini yalanladılar"
Konuşmacılardan iktisatçı-yazar Alper Birdal da, yaşanan felaketin ekonomik boyutuna değinerek, yaşanan krizin kökenlerini anlattı. Liberallerin savunduğu "Piyasalar her şeyi kendi kendine düzenler, yoluna koyar" düşüncesinin çöktüğünü ifade eden Alper Birdal, "Son ekonomik krizde liberaller kendilerini yalanladılar. Ancak emperyalizmin kendi kendine çökmeyeceği de bilinmelidir. Emperyalizmin zayıflayıp çöktüğünü söylüyorlar, ama emperyalizm işçi sınıfının tepesine çökmektedir. Emperyalizmi yenmenin tek yolu, işçi sınıfının özel mülkiyete el koymasıdır, yani siyasal iktidarı almasıdır" dedi.

"Krizlerin ortak paydası emperyalizm"
TKP Genel Başkanı Aydemir Güler, konuşmasında, bir yandan cumhuriyetin tarihsel temellerinden koparıldığını, bir yandan ekonomik krizin dünyayı sardığını, bir yandan da ülkenin bölünmesi tartışmalarının sıcak bir şekilde hissedildiğini belirterek, "Hangi krizden bahsedeceğimizi şaşırdık. Ülkemiz üç ayrı düzlemde felaketi yaşıyor. Cumhuriyetin laik, kamucu, halkçı değerleri yok edilirken, ekonomik krizle halk yoksullaşıyor, bir yandan da Türk-Kürt bölünmesi yaşatılmaya çalışılıyor. Tüm bunlar tesadüfen yan yana gelen krizler değildir. Ekonomik, siyasal ve etnik düzlemlerde yaşanan krizlerin, bir tek ortak paydası var. Bu ortak payda emperyalizmdir" dedi.

Güler, Türkiye'yi bölünme noktasına getirenlerin şantiyelerde, fabrikalarda ağır koşullarda çalışan Kürt emekçileri olmadığını vurguladı. "Türkiye'nin asıl bölücüsü emperyalistlerdir. Artık Kürt sorunu deyip geçmek mümkün değil. Çünkü Kürt sorunu başka başka anlamlara büründürülerek önümüze sunuluyor. Çünkü Kürt sorunu, Amerikan emperyalizminin bölgedeki hegemonyasını korumasının, bölgeyi biçimlendirmesinin aleti haline getirildi. Amerikan emperyalizminin Ortadoğu'yu nasıl eline avucuna alacağı, Kürt sorunu üzerinden tartışılmaya başlandı. Ama bu Kürt sorunu, bizim Kürt sorunumuz değil. Bizim Kürt sorunumuz, Türk ve Kürt emekçilerinin sömürü düzeninden nasıl kurtulacaklarını tartışmaktır."

"Kürt sorunu doğru tanımlanmalı"
Güler, sözlerini şöyle sürdürdü: "Önce sorunu tanımlamalıyız. Niçin? Çünkü Türkiye'de önce Kürt sorununun tanımını değiştirdiler. Kürt sorununu Vaşington-Ankara-Erbil-Telaviv hattında çözülecek bir sorun gibi sundular. Hayır. Kürt sorunu o eksende çözülemez. Çünkü Kürt sorunu Hakkari'den Kars'a sınırlarımızın içinde çözülebilecek bir sorundur. Kürt sorunu, inşaat işçilerinin, tekstil işçilerinin, sanayi işçilerinin sorunudur. Kürt sorunu, birbirine düşman edilen halkların sorunudur. Bu sorunu çözmek istiyorsak, önce çözümü sınırlarımızın ötesinde aramayı reddetmeliyiz. Bu sorun, Amerikan ve Avrupa emperyalizmine teslim edilmeyecek kadar önemli bir sorundur ve çözüm de sınırlarımızın içindedir. Türk ve Kürt emekçilerinin ortak mücadelesinin içindedir."

AKP iktidarının giderek tabanını yitirmeye başladığını ifade eden Güler, "Liberal aydınlardan sonra Kürtleri, Alevileri ve emekçi yığınları da kaybeden AKP iktidarına karşı, yurtsever paydada bir mücadele örgütlemeliyiz. Emperyalist paydadaki saldırıya karşı, Türkiye'nin Türk ve Kürt emekçileri yurtsever bir mücadele sürdürmeliler. Emperyalizme karşı mücadelenin yegane adresi yurtsever duruş olmalıdır" dedi.

Salihli, Turgutlu ve İzmir'den izleyicilerin de katıldığı panel, katılımcıların soruları ve konuşmacıların yanıtlarıyla sona erdi.