"AKP sanatı parayla satın almak istiyor"

Kısa Film Dayanışması yönetmenleri, AKP Kısa Film Yarışması’nı değerlendirmeye devam ediyor.

Göksel Ergene: Bunlarınki korkak kabalık…

Bize kendini tanıtır mısın…
82, Çorlu doğumluyum. Yurt dışında film okuyup Türkiye'ye döndüm. Birkaç yıldır kısa filmler, rast geldiği zaman klip, reklam filmleri, reklam damileri çekiyorum.

AKP’nin kısa film yarışmasını nasıl değerlendiriyorsun?
Hayırlısı olsun. Aslında biz nasıl başka görüşleri sahipsek ve o doğrultuda filmler yapıyorsak, onların da kendi fikirlerine sahip insanlara hitap edebilmesi, onların sinemalarını desteklemesi doğal. Sadece bunu yaparken gösterdikleri korkak kabalık komik geliyor bana.

Kısa film dayanışması hakkında ne diyorsun?
Dediğim gibi onların bunu yapmaları ne kadar doğalsa bizim yapmamız da o kadar doğal. Tek isteğim hak ettiğimiz şekilde ödüllendirilmek.

Mor Devrim: Sanatsal ve estetik kaygılar güttüğümüzü anlayamayacak kadar sanata uzak bir iktidarın parayla sanat yaptırması kadar doğal bir durum olamaz

Bize biraz kendinden, çalışmalarından ve sinemasözlük’ten bahseder misin?
Yaklaşık beş yıldır sinema, dizi ve kısa film senaryoları ile uğraşıyorum. Elbette 2005 yılında yükselişe geçen Türkiye kısa film ekolünün (ekol diyebiliriz buna sanırım) çocuklarından biri olarak,diğer arkadaşlarım gibi yeni yeni bir şeyler yapmaya başlayabiliyorum. Ayrıca sinema ve kısa film ile ilgili olan birçok platformda da uğraşlar veriyorum. Film Fabrikası ve Sinema Sözlük (ffsözlük) de bu uğraşların bir parçası. Sözlük aslında kısa film ve sinema adına tüm internette ve sinema ile uğraşanların beyinlerinde yer alan bilgilerin tek bir yerde toplanması ve ileride başvurulabilecek bir kaynak olabilmesi amacıyla açılmıştı ama gün geçtikçe sinema ile uğraşan kesimin, senaristlerin, kurgucuların, yönetmen ve oyuncuların fikir ve deneyimlerini paylaştığı bir yer haline geldi. Şu anda hem bir bilgi kaynağı olma yolunda hem de bir tecrübe alanı olarak gittikçe gelişen bir yer. Bu da bizleri fazlasıyla memnun ediyor.

AKP’nin kısa film yarışması hakkında ne düşünüyorsunuz?
Bu elbette yeni bir şey değil. Daha önceden planlı, programlı bir şekle bu hale gelen bir yapılanma. Hatırlarsanız 3-4 sene önce AKP Gençlik Kolları yine bir kısa film yarışması düzenlemiş ve ödül olarak birçok kısa filmcinin hayali olan Canon XL kameralardan 3-4 tane dağıtmıştı. O yarışmanın da ödül değeri 100 bine yaklaşıyordu yanlış hatırlamıyorsam ama o yarışmada henüz parayla kendilerini övdürmedikleri için bu seferki kadar tepki çekmemişti.

Yukarıda bahsettiğim 2005 yılında yaşanan büyük patlama, birçok kesim gibi AKP’nin de dikkatini çekti ve bu patlamadan kendilerine düşen nasibi paranın da yardımıyla biraz daha artırmayı hedeflediler. Ama şu düşünülmelidir ki, sanat her zaman baskının olduğu yerlerde ivmelenmiştir. AKP’nin 8 yıldır sanata olan baskısı sanatla uğraşan kesimin zaten dikkatindedir ve bu baskının iktidara yönelik ivmelenmesi kaçınılmazdır. Aslında bu yarışma ile ilgili en güzel yorumu sanırım Roland Barthes yapmıştır yıllar önce: “Faşizm konuşma yasağı değil, söyleme mecburiyetidir.” AKP’nin medyaya uyguladığı söylem faşizmi, sinemaya karşı tutmayacak ve hatta tam ters etki doğuracaktır.

Bu yarışmaya karşı organize edilen dayanışmayı nasıl değerlendiriyorsun?
Kaçınılmaz olandır kısaca. Eminim ki sinemadaki ivmelenme bu tarz tepkiler sayesinde olacaktır. AKP’nin gözden kaçırdığı şey sanatla uğraşan asıl kesimin paraya karşı olan ilgisizliğidir (Bu ilgisizlik boş vermişlik değildir, anlatmak istediğim anlaşılıyordur zaten). Sanatı ayakta tutan şey de bu hırsın yokluğudur. Bizlerin maddi kaygılar değil de sanatsal ve estetik kaygılar güttüğümüzü anlayamayacak kadar sanata uzak bir iktidarın parayla sanat yaptırması kadar doğal bir durum olamaz zaten. Ve bu saçmalığın bu tarz tepkiler doğurması kaçınılmazdır. Suyun akıp yerini bulacağına olan güvencim tam.

Uğur Savcı: Geleceğin sinemacısı olarak hem yaptığım işi hem de kendimi böyle bir yarışmaya destek vererek kirletmek istemem

Bize kendini tanıtır mısın?
Sinemaya olan ilgim neticesinde 2004 yılında İzmir'de Çınarlı Anadolu Teknik Lisesi Radyo-TV bölümünde okumaya karar verdim. Burada birçok radyo ve televizyon uygulamalarını küçük yaşta öğrendim. Daha sonra özel sektörde birçok şirkette çalıştıktan sonra TRT'de staj yaptım ve burası bana hem ikinci bir okul olurken hem de televizyon sektörünü yakından görmem nedeniyle soğumama yol açtı. Bitirme projemi "21. yüzyıldaki Devlet Demiryolları" Kısa Belgesel Film ile yaptım. Çınarlı Anadolu Teknik Lisesinden bölüm birincisi ve okul ikincisi olarak mezun olduktan sonra aynı yıl içerisinde Dokuz Eylül Üniversitesinin Yetenek Sınavlarında başarılı olarak "Film Tasarımı" bölümü "Kurgu Ses ve Görüntü Yönetimi Ana Sanat Dalı"nda okumaya hak kazandım. Aynı yıl "Denizden Gelen" isimli uzun metraj filmde ufak bir oyunculuk sergiledim. Daha sonra ise Alpgiray M. Uğurlu'nun ilk uzun metraj filminde Uygulayıcı Yapımcı ve 1. Kamera Asistanı olarak görev aldım.
Şu sıralar kendi projelerimi gerçekleştirmek için çalışmalara başladım. Haziran ayı sonuna kadar bir klip, üçleme kısa film ve bir orta metraj film projem bulunmaktadır.

AKP’nin kısa film yarışması hakkındaki değerlendirmelerini öğrenebilir miyiz?
Bu yarışma AKP'nin güttüğü politikayı, ideolojiyi desteklemek için binlerce yapıt ortaya çıkaracaktır. Bunu düşündükçe ürperiyorum. Yakın zamanda Recep Tayyip Erdoğan'ın sanatçılar ile yaptığı toplantıdaki modernist ve post-modernist söylevleri beni daha da korkutmuştur. 1920 İtalya'sında Mussolini de bunu yaptı daha sonra Hitler, Marshall planıyla ABD şimdi de AKP. Her yönetmen çektiği filmde kendi ideolojisini ortaya koyar. İzleyici ideolojik bir araç değilse de sinema onun tam tersine ideolojik bir araçtır. Bu sebeple AKP'nin sanata destek diye gösterip ideolojisini destekleme yarışmasını desteklemiyor ve katılmıyorum. Geleceğin sinemacısı olarak hem yaptığım işi hem de kendimi böyle bir yarışmaya destek vererek kirletmek istemem.

Peki yarışmaya karşı düzenlenen kısa film dayanışması ile ilgili ne diyorsun?
Söz konusu yarışmaya karşı organize edilen dayanışmayı destekliyorum. Eğer bu yarışmanın karşısında sağlam durabilirsek sinemayı kirleten bu ellere de bir tepki vermiş olacağız, İtalya'da Yeni Gerçekçiler bunu yaptı, 1968 de Fransa'da Yeni Dalgacılar da bunu yaptı. Türkiye'de de olur ve olması gerekmektedir, çünkü zaman bunu gerektirmektedir.