Üç binin üzerinde PIKTES öğretmeni ek zam istiyor

Patronların Ensesindeyiz’e konuşan PIKTES öğretmeni mevcut sorunlarını ve zam başlığındaki güncel gelişmeleri anlattı.

Haber Merkezi

Hayat pahalılığı karşısında emekçilerin ücretlerine yapılan düşük ya da hiç yapılmayan zamlarla ilgili tartışmalar devam ederken bu tartışmalardan öğretmenler de payını alıyor.

Üç binin üzerinde PIKTES öğretmeninin ek zam beklentisi var. Bir okulda çalışan PIKTES öğretmeni "Bizler 'Kamu İşçisi' tanımlaması içerisindeyiz" dedi özlük başlığında çok fazla problemle boğuştuklarını vurguladı.

Patronların Ensesindeyiz’e konuşan öğretmen, PIKTES öğretmenlerinin mevcut problemlerini ve zam başlığındaki güncel gelişmeleri anlattı.

PIKTES Projesi nedir?

Türk Eğitim Sisteminde Çocuklar için Kapsayıcı Eğitimin Desteklenmesi Projesi (PIKTES+) yabancı çocukların, Türkiye’deki eğitime erişimlerine ve sosyal uyumlarına katkı sağlamaktır. Bu kapsamda, yabancı nüfus yoğunluğu yüksek 29 proje ilinde yabancı çocuklar için örgün eğitim sisteminde (okul öncesi eğitimden ortaöğretim sonuna) kayıt olma, okula devamlılık ve bir üst kademeye geçişi arttırma amaçlanmıştır. Piktes bütçesinin tamamı Avrupa Birliği tarafından, FRIT (Türkiye’deki Mülteciler için Mali Yardım Programı) anlaşması çerçevesinde doğrudan hibe yöntemiyle karşılanmaktadır. 2016 yılında PIKTES-1, 2018 yılında PIKTES-2 ve 2023 yılında başlayan PIKTES+ 29 ilde sürdürülmektedir.

PIKTES Projesi ne zaman başladı ve hangi koşullarda eğitim verdiniz?

PIKTES öğretmenleri olarak bizler Aralık 2016`dan itibaren ilk olarak “Geçici Eğitim Merkezleri’nde (tamamı Suriyeli öğrencilerden oluşan sınıflar) göreve başladık. Proje zamanla farklı yabancı uyruklu öğrencilerin de dâhil olduğu bir hal aldı. Geçici eğitim merkezleri bir süre sonra kapandı ve devlet okullarına geçtik. Tabii hepimiz şanslı değildik. Okullarda kimimiz sınıflarda, kimimiz bodrum katları gibi küçücük yerlerde, kimimiz çadır kentlerde eğitim vermeye devam ettik. Bu problemler kısmen devam etmekte. Süreç içerisinde projeye öğretmen alımları devam etti. Branş olarak sınıf öğretmeni, Türkçe, Edebiyat, Arapça öğretmenleri istihdam edildi, daha sonra rehber öğretmen alımları oldu. Sayımız 6 bin civarına ulaştı. Aradan geçen yedi yılda atanan ve istifa eden arkadaşlarımız oldu ve şu an güncel sayımız yaklaşık 3 bin civarı.

PIKTES öğretmenlerinin sorunları nedir?

Şu an temel problemimiz aldığımız ücret. Proje ilk başladığında hayatımızı devam ettirebilecek, hatta fazlasını yapabilecek ücretlere ulaşabiliyorduk. Daha anlaşılır olması için karşılaştırma yapmak gerekirse bizimle benzer işi yapan kadrolu öğretmen arkadaşlarımızın ham maaş ve ek dersleri toplamı kadar ücret alabiliyorduk. Şu an gelinen noktada bu denge çok farklılaştı ve aradaki makas ciddi oranda açıldı. İlk üç sene boyunca projede maaşımıza hiç zam yapılmadı neredeyse. Maaş günleri farklılık gösteriyordu. Bir ay, ayın 10’unda yatan maaş diğer ay 17’sinde yatabiliyordu. Maddi sorunlar ve özlük hakları ile ilgili sorunlar doğal olarak bizi bir arayışa itti. Hakkımızı nasıl arayacağız ve koşullarımızı nasıl iyileştirebiliriz? Bu süreçte kimi girişimlerde bulundu arkadaşlarımız. Devlet yetkilileri ile görüşme çabaları, bizden haberdar olmalarını sağlama girişimleri ve problemlerimizi görmeleri için bir mesai harcandı ve sendikalarla görüşmeler yapıldı. Mücadele ettikçe haklarımızı öğrendik ve bize vermediklerini fark ettik.

'Kamu işçisiyiz ama sözleşmede yer alan tüm maddelerden faydalanamadık'

Bizler “Kamu İşçisi” tanımlaması içerisindeyiz ve kamu işçilerinin doğalında var olan tediye, ikramiye gibi hakları vardı. TÜRK-İŞ`e bağlı KOOP-İŞ sendikası ile görüşmeler yapıldı ve sendikaya üye olundu. İş kolunda yetkili sendika olduğu için toplu iş sözleşmesine dâhil olmuş olduk. Ama sözleşmede yer alan tüm maddelerden faydalanamadık. Yine mücadele etmemiz gerekiyordu. Maddi koşullarımızın iyileştirilmesi için mücadele ederken özlük başlığında çok fazla problemle boğuşmaya devam ettik. Örnek olsun; İstanbul’da görev yapan bir arkadaşımız her dönem başında zorunlu il içi tercih yapmak zorundaydı ve bu hala böyle. Tercihler yapılırken projeye başladığımız zaman baz alınan KPSS puanımız ve mülakat puanımızın ortalaması baz alınıyordu. Yani bir sene İstanbul’un bir ucunda görev yaparken başka bir sene diğer ucunda görev yapmak zorunda kalabiliyorduk. Bu durum insanların sürekli düzen değiştirmesi, yeni bir ev bulması demekti. Bu uygulama şu an sadece İstanbul’da yapılmakta, diğer şehirlerde her sene zorunlu tercih yapılması gibi bir durum söz konusu değil.

Bu kadar problemle boğuşurken eğitim öğretim sürecinde de bir sürü problemle karşı karşıya kalıyoruz. Ders kitapları ve materyalleri dönem ortasına doğru bizlere ulaşıyor. Çoğu arkadaşımız akıllı tahta olmayan hatta bazen tahtası olmayan ortamlarda eğitim vermek zorunda kalıyor. Bize ulaşması gereken projenin sağladığı materyaller (bilgisayar, fotokopi makinesi vb.) çoğu zaman elimize ulaşmıyor, okul idaresi tarafından başka yerlerde kullanılıyor.

Özlük haklarınız ve sözleşmeniz hakkında neler söylemek istersiniz?

Bizlere 4857 Sayılı İş Kanunu kapsamında “Belirsiz Süreli İş Sözleşmesi” yapıldı. Özlük hakları bakımından İşçi Kanununa, disiplin bakımından ise 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’na tabiyiz.

Özlük haklarınızla ilgili ne gibi hak kayıplarınız var?

Kadrolu öğretmenlerin faydalandığı çoğu haktan mahrumuz. Bunları şu şekilde sıralayabiliriz; MEBBİS (Millî Eğitim Bakanlığı Bilişim Sistemleri), öğretmen kartı, kadrolu öğretmenlerin görev aldığı MEB sınavları ve kurslar.

Peki, süreç içerisinde elde ettiğiniz kazanımlar oldu mu? Eğer olduysa süreç nasıl işledi?

Bizler bu süreçte mücadele etmedikçe, hakkımızı aramadıkça aslında doğal olan ve bize verilmesi gereken haklarımızı alamadığımızı öğrendik. Örnek olsun, öğretmenler ilçelerinin bağlı olduğu maaş bankasından “banka promosyonu” alıyorlar. Bizler ilk altı yıl bu haktan faydalanamadık. Görece daha duyarlı bir direktör ile yapılan görüşmeler sonucunda bu hakkımız kabul gördü.

İkinci bir örnek tediye hakkımız. Sendikalı olduktan sonra almaya başladığımız tediye hakkımızın aslında önceki yıllarda da verilmesi gerekiyormuş. Proje ofisi geçmişe dönük ödemeleri yapmak istemedi ve bireysel olarak açtığımız ve kazandığımız birkaç dava sonucunda tüm öğretmenlerin bu hakkı kabul gördü.

Üçüncü bir örnek nöbet ücreti. Bir sene öncesine kadar nöbet tuttuğu halde ücret alamaz haldeydik. Bu hakkımızı da kimi görüşmeler ve mücadeleler sonucunda kazandık. Ama burada da ücret adaletsizliği var. Aynı nöbeti tuttuğumuz kadrolu bir arkadaşımız son zamla birlikte bizim neredeyse iki katımız kadar nöbet ücreti almakta.

Dördüncü bir örnek ikramiye. Kamu işçilerin toplu sözleşme gereği doğal hakkı olan ikramiye geçen seneye kadar bize verilmedi. Sendikayı zorlamamız sonucunda normalde 30+30 toplamda 60 günlük olması gereken ikramiye bizlere 10+10 toplam 20 günlük olarak tanındı. Bu maddeler daha da çoğaltılabilir.

PIKTES öğretmenleri için şu an en yakıcı başlıklar nelerdir?

Bizlerin şu anda iki önemli yakıcı başlığımız var:

1. Gelecek kaygısı. PIKTES projesi bittiğinde sayısı 3 bin civarı olan PIKTES öğretmenlerine ne olacak?

Bu soruya bizim cevabımız çok net. KPSS, mülakat, güvenlik soruşturması süreçlerinden geçmiş olan bizlerin talebi, kadrolu öğretmen kadrosuna geçmek. Hatta bunun derhal yapılmasını talep ediyoruz.

2. Yaşamımıza devam etmek ve hayatta kalabilmek için maddi sorunlarımızın çözülmesi.

Bu işe ilk başladığımızda asgari ücretin yaklaşık olarak 3 katına yakın bir tutar alıyorduk. Şu an gelinen noktada kamu işçisine yapılan son % 32`lik zamla birlikte asgari ücretin 2 katından az bir tutar almış olacağız.

Talebimiz seyyanen zam ve ek zam.

Ek protokolden en zam çıkmadı

Bağlı olduğunuz sendika mücadelenizin neresinde duruyor?

Üyesi olduğumuz TÜRK-İŞ`e bağlı KOOP-İŞ sendikası kamu işçilerinin ek zam talebinin ardından yaptığı görüşmeler sonunda kamu işçilerinin ek zam talebinin karşılanmadığı “Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Ek Çerçeve Anlaşma Protokolü” Türk-İş ve Hak-İşin katılımıyla imzalandı. Protokolden kamu işçilerinin bir süredir talep ettiği ek zam çıkmadı, yalnızca toplu iş sözleşmesi süreleri Mart ayında olan kamu işçilerinin de Ocak 2024’te yapılan zamdan yararlanmasına karar verildi. Ve ardından sendika başkanının “Bu yaptığınız azımsanacak bir iş değil” demesi ne kadar işçiden yana olduğunun bir göstergesi. Ortada alınan bir zam yok, ücrette bir iyileştirme yok. Sonuç olarak mücadele eden sadece bizleriz, imkânlarımız elverdiği kadar.

Son olarak söylemek istediğiniz bir şey var mıdır?

Biz PIKTES öğretmenlerinin yapması gereken yan yana gelip maddi koşullarımız için çalışma koşullarımız için mücadele etmek. Çalıştığımız yedi yıl boyunca öğrendiğimiz tek bir şey var. Yan yana gelip mücadele etmeden hiçbir hakkımızı alamadığımız gerçeği.