TKP Çanakkale İl Örgütü, Dardanel Önentaş Gıda San. AŞ.de çok sayıda işçinin koronavirüse (Covid-19) yakalanmasının ardından Çanakkale Valiliği İl Umumi Hıfzısıhha Kurulu 'kapalı devre çalışma sistemi' nin uygulanması kararı almış, tüm işçilerin çalışma alanına zorla hapsedildiği bu kararının basına yansımasından sonra bir açıklama yayınlamıştı.
Türkiye Komünist Partisi Çanakkale İl Örgütü, 1200’e yakın işçinin çalıştığı Dardanel Önentaş Gıda San. AŞ.’de çok sayıda olduğu bilenen fakat vaka sayısı hakkında henüz net bir bilginin bulunmadığı, üstelik işçilerin sağlıksız ve güvensiz bir ortamda çalışmaya zorlanması sebebi ile suç duyurusunda bulunduktan sonra Çanakkale İl Parti binasında basın açıklaması gerçekleştirdi.
Çanakkale İl Parti binasında İstanbul Tıp Fakültesi emekli Öğretim Üyesi Akif Akalın tarafından yapılan basın açıklamasında fabrikada uygulanan sistem eleştirildi. Durumun çağ dışı olduğunu belirten Akalın savcılığa ve Tabipler Odası’na suç duyurusunda bulunduklarını belirtti. Akalın, “Çanakkale’de tarihinde eşine rastlamadığımız bir işçi çalıştırma biçimiyle karşı karşıyayız. Kölelik dönemlerine döndük. . Bu insanlarda hastalık var ve bu insanlar gıda maddesi üretiyorlar. Peki bu hastalık bu virüs gıdalara bulaşmıyor mu?” dedi. Dardanel Fabrikasında Temmuz ayında tespit edilen 3 covid-19 teşhisli hastanın ardından ilgili departmanın komple kapatıldığını belirten Akalın, fakat bilinmeyen sebeplerden ötürü kısa süre içerisinde kapatılan departmanın tekrar açıldığını iddia ederek test sonucu pozitif çıkan hastaların da 15 gün sürelik izolasyon sürelerini tamamlamadan işyerine çağırıldığını ve üretime devam edildiğini ifade etti. Yeterli test sayısının yapılmadığını, sağlıklı ve hasta çalışanların tespit edilip ayrıştırılmadığını söyleyen Akalın ayrıca Tüketicileri Koruma Derneği’nin de gıda üretilen fabrikalar hakkında vatandaşları dikkat etmeleri konusunda uyardığını aktardı.
TKP adına yapılan açıklamada ‘'Çanakkale’de tarihimizde eşine rastlamadığımız bir işçi çalıştırma biçimiyle karşı karşıyayız. Bu çalıştırma biçimine “kapalı devre çalışma” diyorlar. Bu, işçilerin 7 / 24 patronun gözetiminde bir köle gibi çalıştırılması anlamına geliyor. İşçiler gündüz fabrikada çalıştırılıyor, gece evlerine, ailelerinin yanına gitmek yerine patronun belirlediği mekanlarda kalıyor, ertesi sabah yine fabrikaya getiriliyorlar.
Biz bu çalışma biçimini kölelik dönemlerinden hatırlıyoruz. İşçiler o dönemlerde aynen böyle çalıştırılırlardı. Peki, ne oldu da 2020 yılında Türkiye bu utanç manzarasıyla karşılaştı, Dardanel fabrikasının yüzlerce işçisi kölece çalışma koşullarına maruz bırakıldı?’ denilerek patronun talebi doğrultusunda alınmış olan bu kararın bir önce iptal edilip, fabrikanın kapatılması, işçilerin ve emekçilerin sağlığını ve can ve güvenliğini daha fazla tehlikeye atılmaması gerektiği bildirilerek sürecin takipçisi olunacağı vurgulandı.
TKP Çanakkale Örgütü'nün açıklaması şu şekilde:
''Bugün Çanakkale’de tarihimizde eşine rastlamadığımız bir işçi çalıştırma biçimiyle karşı karşıyayız. Bu çalıştırma biçimine “kapalı devre çalışma” diyorlar. Bu, işçilerin 7 / 24 patronun gözetiminde bir köle gibi çalıştırılması anlamına geliyor. İşçiler gündüz fabrikada çalıştırılıyor, gece evlerine, ailelerinin yanına gitmek yerine patronun belirlediği mekanlarda kalıyor, ertesi sabah yine fabrikaya getiriliyorlar.
Biz bu çalışma biçimini kölelik dönemlerinden hatırlıyoruz. İşçiler o dönemlerde aynen böyle çalıştırılırlardı. Peki, ne oldu da 2020 yılında Türkiye bu utanç manzarasıyla karşılaştı, Dardanel fabrikasının yüzlerce işçisi kölece çalışma koşullarına maruz bırakıldı?
Öğrendiğimiz kadarıyla olay Temmuz ayının ikinci yarısında Dardanel işçileri arasında COVID 19 vakaları görülmesiyle başlıyor. Kendilerine teşhis konan işçiler evlerinde karantina altına alınıyorlar. Ancak bu durum işverenin hoşuna gitmiyor. İşveren işçilerin hasta da olsalar fabrikaya gelmelerini ve üretime devam etmelerini istiyor.
İşveren hasta işçileri fabrikaya getirmek için Çanakkale İl Umumi Hıfzıssıhha Kurulu’nu devreye sokuyor. Temmuzun son günlerinde toplanan kurul, fabrikada az önce sözünü ettiğimiz kapalı devre çalışma sistemine geçilmesi kararını alıyor. İşçiler 15 gün boyunca başta Umumi Hıfzıssıhha Kanunu ve İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu olmak üzere birçok kanuna aykırı olarak salgın içinde ölümüne çalışmaya zorlanıyorlar.
Yapılan bu. Peki, ne yapılması gerekiyordu? Tıp ne diyor, bilim ne diyor?
Bulaşıcı ve salgın hastalıklar insanlık tarihi kadar eski. İnsanlık binlerce yıldır salgınlarla mücadele ediyor ve bu mücadelede çok şey öğrendik. Biz tıp fakültelerinde öğrencilere şöyle anlatıyoruz: Hastaları bulup izole edeceksiniz, şüphelileri ve temaslıları karantinaya alacaksınız.
Hastaları nasıl bulacaksınız? Bu tür hastalıklarda “kuluçka süresi” dediğimiz bir durum var. Yani hastalık bireye bulaşıyor, birey hastalığı etrafındakilere bulaştırmaya başlıyor, fakat kendisinde hiçbir belirti ortaya çıkmıyor. İşte bu hastaları bulabilmek için test yapmamız gerekiyor. Zaten bu nedenle Dünya Sağlık Örgütü ilk günden beri test, test, test diyor.
Test yaptık, hastayı bulduk. Şimdi ne yapacağız? Hasta, hastalığı başkalarına bulaştırmasın diye hemen izole edip, tedaviye başlayacağız. Fakat hasta bu sürede etrafındakilerle temasta bulundu, hastalık onlara bulaşmış olabilir, bu temaslılar ne olacak? Bu temaslıları da hemen 14 gün karantinaya alacağız ve izleyeceğiz.
Peki, Dardanel fabrikasında ne yapıldı? Tıbbın, bilimin söylediği hiçbir şey yapılmadı. Çanakkale İl Umumi Hıfzıssıhha Kurulu’nun Dardanel fabrikasında hasta işçiler olduğunu öğrenir öğrenmez ilk yapması gereken, fabrikadaki bütün işçilere test yapmaktı. Test yaparak hastaları ayıklayıp izole etmeli, hastalarla teması olanları da karantinaya almalıydı.
Diyeceksiniz ki Kurul fabrikanın tamamını karantinaya aldı. Hayır. Böyle karantina olmaz. Zaten Umumi Hıfzıssıhha Kanunu’nun 72 ve 74 maddeleri de işçilerin işyerinde karantinaya alınamayacağını açıkça ifade ediyor. Diğer yandan Kurul, kendilerine hastalık bulaşmamış, sağlıklı işçilerin de özgürlüklerini kısıtlıyor, onları evlerine göndermeyip işverenin uygun gördüğü mekanlara kapatıyor.
Geçen hafta bu işçiler bayramı bir kız yurdunda, hapis gibi, ailelerinden uzak geçirmek zorunda kaldılar. Aileler yurdun önündeki caddeye gelerek, pencerelere seslendiler. Bu utanç verici bir durumdur. Kölelik dönemlerinden kalma, 2020 Türkiye’sinde görmek istemediğimiz bir durumdur.
Kurul Dardanel işçilerini ailelerinden, sevdiklerinden ayıran bu kararını hemen iptal etmeli, işçilere hemen test yapılmalı ve hastalar izole edilmelidir. Temaslılar karantinaya alınmalıdır. Üretim durdurulmalı, bütün üretim tesisleri dezenfekte edilmelidir. Dahası bugün Tüketicileri Koruma Derneği’nin açıkladığı gibi, bu fabrikanın ürünlerini yiyenlerin sağlığı da tehdit altındadır. Bu ürünleri tüketenlerin de sağlığı tehlikededir. Kurul bugünden tezi yok fabrikayı kapatmalı, işçilerin ve emekçilerin sağlığını ve can güvenliğini daha fazla tehlikeye atmamalıdır. ''