'Servet vergisi' tartışması: Patronlar ve düzen güçlerinin talebi ne anlama geliyor?

Eşitsizlik artıp, emekçiler için yoksulluk giderek derinleşirken zenginler dahi servet vergisini dillendirmeye başladı. Ancak vergi düzenlemeleriyle eşitsizlikler ortadan kaldırılamaz.

Haber Merkezi

İktidar seçim sonrası kemer sıkma politikalarını ağırlaştıracağını açık açık söylemekten geri durmazken, patronlar da AKP'nin adımlarına kaldıraç rolü üstlenip, yol gösterme işlevini ele aldı.

SASA'yı bünyesinde barındıran Erdemoğlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Erdemoğlu da geçtiğimiz günlerde bu yönde bir açıklama yapmış, kamu emekçilerini ''fazlalık'', emeklileriyse ''yük'' olarak nitelemişti. 

soL, Forbes'un dolar milyonerleri listesine göre 2,9 milyar dolarlık servetiyle Türkiye'nin en zengini unvanını koruyan Erdemoğlu'nun kamu emekçileri ve emeklilerden ''kurtulmayı'' önerdiği açıklamalarına dikkat çekerken, basında gündeme oturan bir diğer önemli "önerisi" ise servet vergilerine1 ilişkin oldu. 

Erdemoğlu, yüzde 1'lik servet vergisiyle 150 milyar dolarlık bir kaynağın toplanabileceğini ve bunun da İstanbul depremine hazırlık için kullanılabileceğini ifade etti:

"Bence bu dönemde 'Servet Vergisi'ne ihtiyaç var. Varlığı 6 milyon liranın üzerinde olan herkesten yüzde 1 Servet Vergisi alınsın. Servet Vergisi kapsamına dahil olanların varlıklarının 6 milyon liralık kısmı da muafiyet kapsamına girsin."

Toplanacak 150 milyar doların bütçe dışında, şeffaf, denetime tabi ayrı bir fonda tutulması gerektiğini de vurgulayan Erdemoğlu, "50 milyar doları 6 Şubat depremi kapsamından 11 ilimize harcansın. 100 milyar dolar da başta İstanbul olmak üzere Marmara Bölgesi’nin kentsel dönüşümü için kullanılsın. Yüzde 1 veya 2’lik Servet Vergisi kimseyi zorlamaz. 1 milyar dolarlık şirketi olan, yüzde 1’den 10 milyon doları 24 ayda rahatlıkla öder" ifadelerini kullandı.

Zenginler neden servet vergisi tartışıyor?

Peki patronların bile "alınsın" diye önerdiği "servet vergisi" için ekonomistler, yazarlar, akademisyenler ne diyor?

Akademisyen Kansu Yıldırım, servet vergisinin, kapitalist ideolojinin yeniden meşruiyeti için kullanıldığına işaret ediyor. Patronların bu şekilde "hayırsever" görünerek, geride bıraktıkları sömürüyü görünmez hale getirdiğini ifade eden Yıldırım sosyal medya hesabında şunları söylüyor:

"En sömürgen ve kirli sermaye organizasyonlardan Dünya Ekonomik Forumu'nda yıllardır dile getirilen öneri. Kapitalist ideolojinin yeniden meşruiyeti için zenginlerin hem filantropi (hayırseverlik) hem de plütokrasi (yöneticilerin zenginlerden olması) vasıfları makyajlanıyor.

Ultra zenginler, demokrasinin finansmanı ve eşitsizliğin giderilmesi için servetlerinden fedakarlık yaparak bir anda 'hayırsever' oluyor. Gerektiğinde ellerini taşın altına sokup 'iyi yönetici' oluyorlar. Böyle arkadaki devasa sömürü ve mülksüzleştirme görünmezleşiyor.

Batının ve onun ekonomik aygıtları IMF ve Dünya Bankası'nın imajının toparlanamaz hale geldiği, M. Roberts'in belirttiği üzere Çin'in küresel eşitsizliği azaltıcı bir faktör olarak devreye girdiği bir momentte, zenginler kendiliğinden servet vergisi tartışıyor. Bak şu tesadüfe!"

'Kapitalizmin restorasyonu için ihtiyaçları var'

Akademisyen Fatih Yaşlı da sosyal medya hesabında kapitalizmin restorasyonu için patronların servet vergisine ihtiyaç duyduğunu şöyle ifade ediyor:

"Günümüz dünyasında servet vergisi giderek bizzat servet sahiplerinin talebi haline gelmeye başladı, çünkü kapitalizmin restorasyonu için buna ihtiyaçları var. Bizde ise holding profesörlerinin buna bile tahammülleri yok, tartışılsın dahi istemiyorlar."

'Vergilemede adaletsizliği artıracaktır'

Ekonomist Mahfi Eğilmez'se Avrupa’daki 32 ülkeden dördünde (Belçika, Fransa, İtalya ve Hollanda) belirli varlıklar üzerine uygulanan kısmi servet vergisinin, üçünde de (Norveç, İspanya, İsviçre) net servet vergisinin sürekli olarak uygulandığını belirtiyor.

Konuya başka bir taraftan yaklaşan Eğilmez, "Her şeyden önce böyle bir vergi uygulayabilmek için kayıt dışı ekonominin yaygın olmaması gerekir. Aksi takdirde böyle bir vergi zaten vergiye muhatap olmamayı becermiş bir kesimi kapsamayacağı için vergilemede adaletsizliği daha da artıracaktır" diyerek uygulamanın sıkıntılar içerdiğini dile getiriyor.

Kendi internet sitesinde "Bizim gibi kayıt dışılığın yaygın olduğu ülkelerde asıl olan servet vergisi almak değil kayıt dışı kazançları yakalamaya ve vergilendirmeye çalışmak olmalıdır. Bunun da en kestirme yolu geçmişte uygulanan gider beyanı ve servet beyanı esaslarının yeniden vergi sistemine getirilmesidir" diyen Eğilmez, bütçe açıklarını kapatmanın bir yolu olarak "kamu kesimindeki israfın kaldırılmasına" işaret ediyor.

Muhalefet ne diyor?

CHP Genel Başkanı Özgür Özel ise Şubat ayında yapılan DİSK Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada "Türkiye’de servetin vergilendirilmesi, Türkiye’de baştan aşağıya oturup, düşünüp, taşınıp, miras hukukunun yeniden görüşülmesi, bu adaletsiz bölüşüm ilkelerine çok temelden bir itirazın hep beraber yükseltilmesi gerekmektedir" demişti. Özel şöyle konuşmuştu:

"Bugün servet vergilendirilmemekte. Doğru ve gerçek olan, aslında demokrasinin de temeli olan, vergide rıza parlamentonun temelidir, bütçe hakkı parlamentonun temelidir, devletin vergi toplayan sağ eli ile hizmet veren sol elinin dengesi parlamento, bütçe hakkı demektir. Ama gelinen noktada Türkiye’de 5 dilimli vergi sistemi uygulanmakta. Aslında servet vergilendirmek yerine dolaylı vergiler üzerinden zengin ile fakir ayırt etmeyen, eşitsiz, adaletsiz bir vergi sistemi uygulanmaktadır.

Fabrikanın sahibi ile işçisi. Hatta sokaktaki işsizi, emeklisi, Türkiye’nin en zengini ile aynı vergi sistemine tabii. Türkiye’de servetin vergilendirilmesi, Türkiye’de baştan aşağıya oturup, düşünüp, taşınıp, miras hukukunun yeniden görüşülmesi, bu adaletsiz bölüşüm ilkelerine çok temelden bir itirazın hep beraber yükseltilmesi ve 3 milyon 700 bini kamuda, 20 milyon emekçinin bu adaletsiz vergi sisteminden bir an önce kurtulması gerekmektedir."

Yeni düzenlemeyle vergide 'adalet' sağlanır mı?

DEM Parti Milletvekili Filiz Kerestecioğlu da 2017 yılında Meclis'te yaptığı bir konuşmada servet vergisi getirilmesi gerektiğini savunmuştu. Kerestecioğlu, "AKP yeni düzenlemelerle vergide adaletsizliği büyütüyor. Vergide adaleti sağlayacak şekilde, servet vergisi getirilmelidir" ifadesini kullanmıştı.

Yine 2019'da Meclis'te konuşan TİP Genel Başkanı Erkan Baş da "Az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi almak" önerisinde bulunmuştu. Baş, şunları söylemişti:

"Eğer gerçekten vergi adaleti sağlamak istiyorsanız, hodri meydan! Servet vergisi çıkaralım. Sayenizde çok kazananlardan o servetin vergisini alalım. Şatafata ve lükse değil, milli gelire gitsin bu para."

Dünyada da zenginler servet vergisine 'evet' diyor

Pandemi sonrası “Vatansever Milyonerler” adlı bir grup ultra-zengin, her yıl mektup yayınlayarak diğer zenginlere “servet vergisi”ni desteklemeleri çağrısında bulunuyor.

Oxfam'ın, İsviçre'nin Davos kentindeki geçtiğimiz Ocak ayında yapılan Dünya Ekonomik Forumu (WEF) yıllık toplantısında yayımlanan “Inequality Inc” (Eşitsizlik Inc) başlıklı raporda da dünyanın en zengin 5 insanının servetini 2'ye katlarken 5 milyar insanın reel ücretinin gerilediği duyurulmuş, çözüm önerisi olarak da "aşırı kâr ve servete vergi koyma ve yeni kurumsal düzenlemeler yapılması" söylenmişti.

Yani dünyada da zenginler servet vergisine karşı olmak bir yana bunun eşitsizliğin bir çözümü olarak sunulmasını destekliyor.

Emekçilerin yoksullaşmasının, eşitsizliğin vergi düzenlemeleriyle ortadan kalkması ise bir hayal. Servetin el değiştirmesi ise tek seçenek olarak gözüküyor.

  • 1. Servet vergisi; gerçek ve tüzel kişilerin sahip oldukları servetlerine dâhil olan menkul ve gayrimenkul mallar, para ve alacakları üzerinden alınan dolaysız bir vergi çeşidi