Paralel evrende bugün: AKP'liler 'darbe'den şüpheleniyor, Erdoğan başkentten ayağını kesti

Önce Özgür Özel, sonra Canan Kaftancıoğlu’nun açıklamaları, şimdi de Ragıp Zarakolu’nun yazısında darbe çağrısı yer aldığını iddia eden AKP cephesinden “darbe” açıklamaları gelmeye devam ederken, muhalifler sert sözlerle hedef alınıyor. Tüm bu tartışmalar sürerken Erdoğan’ın eski yol arkadaşı Davutoğlu, Erdoğan’ın 45 gündür ülkenin başkentine uğramadığını açıkladı.

Haber Merkezi

AKP basını son günlerde CHP’li isimlerin açıklamalarını “darbe” iması olarak hedef alırken, dün de Ragıp Zarakolu’nun yazısı sonrası “darbe iması” iddialarına hız verildi.

AKP cephesinden üst üste açıklamalar gelirken, muhalif isimler “Boğaz’ın suları serin ve derin” denilerek hedef alındı.

Son günlerde iktidar ve meclis muhalefeti kanadından “darbe” iddiasına ilişkin açıklamalar gelmeye devam ediyor.

Kılıçdaroğlu: Ne darbesi?

CHP’li isimlerin açıklamalarının zorlama biçimde “darbe iması” olarak tanımlanmasına tepki gösteren CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Hiç kimse Cumhuriyet Halk Partisi’nde darbeyi savunmadı ve savunamaz da... Öyle bir kelimeye tahammülümüz bile yoktur. Ne darbesi?” İfadesini kullandı.

Bahçeli: En acıklı bedele katlamayı göze almalıdır

Konuya ilişkin açıklamada bulunan bir diğer isim MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli oldu. Bahçeli, CHP’yi darbecilikle suçlarken, “Darbeci geleneğin siyaset ayağı olan CHP suçüstü yakalanmıştır. Türkiye’de sandık dışında iktidar nasıl olacaktır? Bunu kim ya da kimler yapabilecektir?Cumhur İttifakı’nın bileği bükülmeden, Türk milleti diz çöktürülmeden gayri meşru iktidar gayesi nasıl hayat ve zemin bulacaktır?Her kim darbeyi aklından geçiriyorsa, sokaklardan, silahlardan ve zorbalıktan iktidar çıkarmayı hayal ediyorsa bunun en acıklı bedeline katlanmayı da göze almalıdır” diye konuştu.

Erdoğan: CHP yönetilcilerinin bir haftadaki beyanlarını alt alta koyduğumuzda…

CHP yöneticilerinin sadece son bir haftadaki beyanlarını alt alta koyduğunuzda ortaya çıkan tablo bize bunu söylüyor. Bu zihniyetin ülkemizin 70 yıllık demokrasi tecrübesinden zerre kadar nasiplenmediği anlaşılıyor. Demokratik yöntemlerle iktidara gelmek yerine, darbeyle ülkenin yönetimini gasp etme hevesiyle hareket edenler, 15 Temmuz'da milletten aldıkları derse rağmen aynı yolda yürümekte ısrar ediyorlar. Sadece son günlerdeki kötü örnekler bile, karşımızdaki hastalıklı zihniyetin asla iflah olmayacağının delilidir. CHP yöneticilerinin güya siyaset diye sergiledikleri tavırlar, dünyanın hiçbir yerinde demokrasiyle, hukukla, hatta insanlıkla bağdaşmaz.

Davutoğlu: Erdoğan 45 gündür Ankara’ya uğramıyor

AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eski yol arkadaşı olan Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, “Türkiye hâlâ darbelerin yapılabileceği bir ülke ise bu darbeler iktidarın twitter kampanyalarıyla, çocuksu mesajlarıyla sanal alemde değil ülkenin başkenti Ankara’da ciddi bir şekilde meselelere eğilerek engellenebilir” dedi.

Davutoğlu, sözlerini Erdoğan’ı hedef alarak şöyle sürdürdü:

Bu vesile ile şunu da vurgulamak isterim ki, korona gerekçesiyle de olsa Sayın Cumhurbaşkanı’nın 45 gündür ülkenin başkentinden uzakta olması doğru değildir. Devletin kritik meseleleri siber güvenliğinden kimsenin emin olmadığı dijital ortamda yapılan toplantılarda değil, sosyal mesafeye dikkat ederek başkentte yüz yüze yapılan toplantılarda ele alınabilir. Öyle düşünmüyoruz ama Türkiye hâlâ darbelerin yapılabileceği bir ülke ise bu darbeler tweet atarak değil Sayın Cumhurbaşkanının 45 gündür gitmediği ülkenin başkentine ivedi olarak dönmesiyle engellenebilir.

HDP: Hulusi Akar neden susuyor…

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, darbe tartışmalarına ilişkin bir açıklamada bulunmazken, HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, konuya ilişkin şu açıklamayı yaptı:

Biz yürütmenin ne yapmakta olduğunu biliyoruz. Bir darbe tartışması başlatıldı ya bunun hiçbir mesneti yok. Bu ülkede darbe gerçekleştiyse, her zaman ordu içerisinde gerçekleşmiştir. Neden Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar susuyor, ordunun içinde herhangi bir açıklama var mı, niye açıklama yapmıyor? Çünkü böyle bir tartışma yok. Esas itibariyle bir mağduriyet oluşturmaya çalışıyor. Yani yürütme diyor ki; topluma bakın, biz mağduruz bizi darbeyle götürüyorlar. Yok öyle bir şey. Siz zaten kendi kendiniz bitiriyorsunuz, kimsenin sizi darbeyle bir yere götürme ihtiyacı yok.”