Almanya'da yaşayan Fethullahçı Cevheri Güven Ahval News'de "Ali Abaday'la Gündemsiz" programında Abaday'ın sorularını yanıtladı. Cevheri Güven, Nokta Dergisi'nin genel yayın yönetmenliğini yaptığı sırada gerçekleşen başarısız darbe girişiminin ardından kendi iddiasına göre insan kaçakçılarına başvurarak Yunanistan'a geçmiş, oradan Almanya'ya yerleşmişti.
Cevheri Güven'in yayınında üzerinde durulan bir konu Mehmet Ağar'ın Fethullah Gülen'le görüşmesi ve başka isimleri görüştürmesi oldu. Bu konu şu sıralar daha çok bu ilişki nedeniyle Ağar'ın sorgulandığı bir içerikle gündem oluyor. Ağar'ın Gülen'le bağlantısının Mansimov'u Gülen'le tanıştıracak düzeyde olması eleştiriliyor.
Öte yandan Cevheri Güven'in programda detaylıca yanıtladığı soru Ağar'la değil Gülen'le ilgili oldu. Cemaatçi gazeteci Güven, Fethullah Gülen'in Mansimov gibi karanlık işleri olan bir iş adamıyla ya da Mehmet Ağar'la kurduğu ilişkiyi gerekçelendiren açıklamalar yaptı.
Programda Güven'in Mansimov'un geçmişi ve temsil ettiği uluslararası ilişkiler üzerine söylediklerinin ardından, Ali Abaday Mansimov'un Gülen'le görüşmesine ilişkin şu soruyu sordu:
"Mansimov'un tutuklanması ve sonra da ev hapsine geçirilmesinin nedeni Gülen cemaati üyeliği. Gülen cemaatiyle irtibatlı olması daha doğrusu. Fakat Sedat Peker diyor ki, Fethullah Gülen Mehmet Ağar'a mektup yazmıştı, Ağar da hapiste onu çerçeveletip asmıştı. Sonra da Mansimov'un Mehmet Ağar'ın önermesiyle Fethullah Gülen ile görüştüğü gibi bir iddia da var. Gülen'in nasıl bir ilişkisi var ki Mehmet Ağar'ın, 90'lardan itibaren özellikle Güneydoğu'da yaptıkları belli, Türkiye'nin derin devletindeki yeri belli. Bu Gülen'in mektup göndermesi nasıl bir çelişkidir? O konuda siz ne düşünüyorsunuz? Bu da çok merak ediliyor."
Gülen'in 'Böyle' bir stratejisi varmış!
Güven'in yanıtı şöyle:
"Ben Ankara kökenli bir gazeteciyim. Böyle Ankara'da hani Fethullah Gülen'e nasıl böyle ziyaretçi götürüldüğünü az çok biliyorum böyle. Fethullah Gülen'i ziyaret etmek isteyenler bir şekilde Ankara'dan sorumlu olan bir ismi vardı cemaatin ya onunla irtibata geçerlerdi ya da işte siyasilerle çok böyle içli dışlı olması nedeniyle Zaman gazetesinin Ankara'daki yöneticileriyle irtibata geçer ve bir şekilde ziyaret etmek isterdi ve bu ziyaretler de bir şekilde ayarlanıp götürülürdü. Fakat Fethullah Gülen'in bu derin devletin bu operasyonel isimleriyle ilgili, mesela Veli Küçük, mesela Sedat Peker, mesela Mehmet Ağar, bunların şerrini cemaatten uzak tutmak için böyle özel bir stratejisi vardı. Geçmişten beri. Çünkü cemaat böyle okullarıyla filan kırılgan bir yapıda. Bu operasyonel tipte adamlar, cemaatin üzerinde çok kolay baskı kurabilirlerdi. Dolayısıyla Fethullah Gülen hiçbir zaman böyle bu tip operasyonel adamlarla böyle göğüs göğüse savaş içerisine giriyor görüntüsü vermek istemez. Dolayısıyla Mehmet Ağar tarafında, Sedat Peker tarafında, Sedat Peker'le görüşmedi gerçi ama, Mehmet Ağar'dan böyle bir talep geldiğinde FG buna yok demez. Çünkü buna yok dediğinizde Mehmet Ağar'ı bütün o karanlık yapısıyla birlikte karşınıza alırsınız. FG burada kendi itibarını düşünmez, lider stratejisi olarak hareket eder. Ki mesela bu tip cemaate en fazla zararı dokunan adamlardan bir tanesi de Hakan Fidan. Hakan Fidan'la iki kere görüştüğünü biliyoruz. Bizzat Gülen kendisi açıkladı. Ondan da talep geldiğinde ona yok dememiş. Dolayısıyla Fethullah Gülen kendi yumurtalarını, kendi nefsini koruyor. Dolayısıyla bu tip bir talep geldiğinde o gücü karşısına almak istemez Fethullah Gülen. Güç dengelerini kendine göre çok iyi kurdu. Şimdi mesela diyoruz ya, Sedat Peker Türkiye'ye dönmez aklı varsa. Baktığınızda bugün cemaatin geldiği noktaya. Tayyip Erdoğan Fethullah Gülen'e çok çağrılar yaptı filan ama Türkiye'deki güç dengelerini doğru okuduğu için Türkiye'ye dönmedi. Türkiye'ye dönseydi şu anda biliyoruz kendileri Silivri Cezaevi'nin sakinlerinden bir tanesiydi."
'Erdoğan kadroları tasfiye etmedi, Gülen stratejik davrandı'
Güven, başka bir soru üzerine açıklamalarına Mehmet Ağar'ın Susurluk yargılaması sonrasında hapse girişini anlatarak devam etti: