Birleşik Arap Emirlikleri'yle enerji anlaşmasının hukuksallığı üzerine: 'Meclis neden devrede?'

"Meclis yürütmeye onay yetkisi vermezse Anlaşma onaylanamaz. Keyfi ya da denetimsiz onay yetkisi verirse bunun denetimini de AYM yapar. AYM Anayasaya aykırılık görürse de Anlaşma onaylanamaz."

Ali Rıza Aydın*

Cumhurbaşkanının Birleşik Arap Emirlikleri ile anlaştığı “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Birleşik Arap Emirlikleri Hükümeti Arasında Enerji ve Doğal Kaynaklar Alanında Strateji Ortaklık Çerçeve Anlaşması” (EOÇA) (Anlaşma) anayasal süreç gereği önce TBMM’den geçecek. Anlaşmanın onaylanması, TBMM’nin onaylamayı bir kanunla uygun bulmasına bağlı. 

“Yürütme”nin ben yaptım oldu demesiyle olmuyor. 

TBMM önüne gelecek Anlaşmayı aynen uygun bulabilir, kimi maddelerine çekince koyarak uygun bulabilir, uygun bulmayabilir. Onaylama ancak ilgili kanunun yürürlüğe girmesiyle gerçekleşebilecek ve uygun bulunan anlaşma onaylandıktan sonra kanun hükmünde olacak. Bu Anlaşma hakkında Anayasaya aykırılık savıyla Anayasa Mahkemesine başvurulamayacak.  

EOÇA şu an Meclis'in önünde. Kanun teklifini Meclis Başkanlığına sunan milletvekili  Numan Kurtulmuş (İstanbul). Numan Kurtulmuş aynı zamanda TBMM Başkanı. Bu çakışma Anlaşmaya nasıl önem verildiğini gösteriyor. Milletvekillerine deniyor ki, “teklifi başkan sunuyor, aman uygun bulmama gibi bir gaflet içinde olmayın, zaten TBMM Başkanlığına gönderen de yürütme görev ve yetkisini yerine getiren cumhurbaşkanı…” 

“Türk Ulusu adına” yasama yetkisini kullanan organın, “Anayasa ve kanunlara uygun olarak” görev ve yetki kullanan yürütmenin isteğini yerine getirmesi isteniyor.

Meclise BAE’ye imtiyazlar veren, geniş ve belirsiz yetkilerle donatan bir anlaşma sunuldu. Gerçek yüzünü uzmanları açıklıyor, ayrıntılandırıyor. 

Uluslararası anlaşmalarda Meclis neden devrede?  

Kamusal yarar ve hukuk devleti ilkelerinin yok sayılıp sayılmadığına, insan hakları ihlalleri olup olmayacağına bakmak için devrede. Ulusal egemenlik hakkını, ekonomik ve siyasal bağımsızlığı korumak, Türkiye Cumhuriyetinin güvencesini sağlamak için devrede. Denizlerden sulara, kıyıdan toprağa, çevreden ormana, kamusal mülkiyetten tarihe, kültür ve tabiat varlıklarının korunmasından doğal servet ve kaynakların korunmasına kadar bütünsel bir inceleme ve denetleme için devrede. Bireysel ve toplumsal olarak sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkının korunması, doğanın korunması için devrede. Anlaşmadaki belirsizlik ve öngörülemezliği, sorunlu alanları ve çelişkileri ortadan kaldırmak, devrilemez olan yasama yetkisini korumak için devrede. 

Meclis, uygun bulma kanunu ile Anayasa arasındaki çatışmayı gözetmek zorunda. Anayasanın 90. maddesi gereğince tüm hukuksal ve olgusal sorunların çözüm yeri Meclis. Anayasa Meclis tarafından uygun bulunan anlaşmaların anayasal denetimine izin vermiyor ama Meclisin uygun bulmaya ilişkin kanun teklifini incelerken sözü ve özüyle Anayasaya aykırılığı gözetmesi zorunlu. Meclisin Anlaşma metnini bütünsel olarak incelemeden uygun bulması beklenemez. 

Meclisin uygun bulduğu anlaşma onaylandıktan, yürürlüğe girdikten sonra anayasal denetime tabi olmasa da uygun bulma kanunu için AYM’ye başvurulabilir, AYM de incelemesini yapar. Meclis yürütmeye onay yetkisi vermezse Anlaşma onaylanamaz. Keyfi ya da denetimsiz onay yetkisi verirse bunun denetimini de AYM yapar. AYM Anayasaya aykırılık görürse de Anlaşma onaylanamaz. 

Bu hukuksal süreç için “hangi ülkede yaşıyoruz, parlamentoda parmak sayısı belli, AYM’nin ve kararlarının durumu belli” gibi boş vermişlikler ne siyasi temsilcilerin ne siyasi faaliyetin ne de bağımsızlık ve yurtseverlik savunucularının gündemi olabilir. Burjuva hukukuna gönderme yapmak da başka bir boş vermişlik örneği olur. 

Egemenlik ve haklar pozitif hukukun nokta ve virgülleri arasına sıkıştırılamaz.   

Anayasadan almadığı yetkileri kullana kullana AKP iktidarda. Parmak sayısına sığınan düzen içi siyasetin desteğiyle AKP 21 yıldır iktidarda. Evet mevcut Anayasada “geri çağırma hakkı” yok ama bu, emekçi halkın toplumsal denetiminden kurtulma anlamına gelmez.

*Anayasa Mahkemesi eski raportörü ve soL yazarı