Arap Solu Forumu Beyrut’ta toplandı

11 ülkeden 22 partinin katıldığı Arap Solu Forumu 13-15 Ocak tarihleri arasında Beyrut’ta toplandı. Toplantının başlığı “Emperyalizme Karşı ve Radikal Demokratik Değişim İçin Bir Arap Ulusal Direniş Cephesi” idi.

Aralarında Lübnan Komünist Partisi ve Filistin Halk Kurtuluş Cephesi’nin de bulunduğu, 11 ülkeden 22 partinin katıldığı Arap Solu Forumu üçüncü toplantısını 13-5 Ocak tarihleri arasında Beyrut’ta gerçekleştirdi. “Emperyalizme Karşı ve Radikal Demokratik Değişim İçin Bir Arap Ulusal Direniş Cephesi” başlığıyla gerçekleştirilen toplantının sonuç bildirgesi ise dün yayımlandı.

Ahmet Saadet ve tutsaklara özgürlük talebi
Sonuç bildirgesinin ilk maddesinde, İsrail’de tutsak bulunan Filistin Halk Kurtuluş Cephesi Genel Sekreteri Ahmed Saadet’e destek mesajı verilerek şöyle söylendi: “Arap Solu Forumu’nun (ASF) Arap devrimleri ve ayaklanmalarında şehit düşenleri, Arap ülkeleri ve batı hapishanelerinde, özellikle de Filistin’de ve Siyonizmin amaçları doğrultusunda kurulmuş olan hapishanelerde tutsak olanları ve Filistin Halk Kurtuluş Cephesi Genel Sekreteri Ahmet Saadet’i selamlamaktadır. ASF tutsakların serbest bırakılması için uluslararası bir kampanya düzenlemek konusunda anlaşmaya varmıştır.”

Emperyalist “Yeni Ortadoğu”ya hayır
Sonuç bildirgesinde emperyalizmin “Yeni Ortadoğu” projesine karşı çıkmanın önemi vurgulanarak, şunlar söylendi:

“[Emperyalist ‘Yeni Ortadoğu’, Arap dünyasını etnik, dinsel ve mezhepsel olarak bölerek daha da küçük parçalara ayırmak üzere siyasal İslamcı güçlere dayanmayı amaçlayan (Türkiye, Suudi Arabistan ve Katar tarafından desteklenen) eski projelerin yeniden düzenlenmesi üzerinden bölgemizde emperyalist egemenliğin yeniden tesis edilmesi girişimidir. Bu girişim, Filistin davasının tasfiye edilmesini ve Filistin topraklarında tam bir Yahudi devletinin kurulmasını da sağlayacaktır. ASF, Arap bölgesinin artan silah anlaşmaları ve büyüyen silah yığınakları ile yoğun bir biçimde süregiden askerileşmesi sürecine de karşı çıktığını açıklar. ASF son olarak bütün Arap coğrafyasındaki Amerikan ve NATO askeri üslerinin kapatılması için mücadeleye çağırır.”

Öncelik Filistin davası
Sonuç bildirgesinde Arap Solu Forumu’nu oluşturan partilerin mücadele önceliğinin Filistin davası olduğu ve bu konunun Arap-İsrail mücadelesi ile Arapların emperyalizmle mücadelesi açısından önemine vurgu yapılarak, şunlar söyleniyor: “Bu mücadele kendi kaderini tayin hakkını, geri dönme hakkını başkenti Kudüs olan, tamamıyla bağımsız ve egemen bir devlet kurma hakkını da içerir ve Filistin ve Arap direniş hareketi tarafından her türlü direniş yönteminin kullanılmasıyla, işgal altındaki Filistin’in özgürlüğüne kavuşması için yürütülür.”

“Ulusal demokratik cephe” çağrısı
Sonuç bildirgesi emperyalizme, gerici ve baskıcı rejimlere karşı solun tek tek ülkelerde ve Arap coğrafyasında bir “ulusal demokratik cephe” oluşturması gerektiğini vurgulayarak, bunun “Arap devrimlerinin radikalleştirilmesi” için gerekli olduğunu ifade ediyor. Bildirgede “Böyle bir cephe, yeni türde bir Arap kurtuluş hareketinin oluşturulmasının temelini atacak bir değişim programına dayanmalıdır” deniliyor.

El Yassariya (Solcu) televizyon kanalı kurulacak
Arap Solu Forumu’nun Şubat 2010’daki ilk toplantısında da gündeme gelen bir proje, uydudan yayın yapan ortak bir televizyon kanalının kurulmasıydı. Bu konudaki çabalar henüz bir sonuç vermemiş olsa da üçüncü toplantıda artık daha somut bir aşamaya gelindiğinin ipuçları ortaya çıktı. Bildirgedeki ifadelerden El Yassariya (Solcu) adını taşıyacak kanalın Beyrut’tan yayınına başlamaya hazır olduğu anlaşılıyor ve ASF’nin siyasi programı doğrultusunda yayın yapacak kanalın yayın çizgisini belirleyecek programatik unsurlar konusunda şunlar söyleniyor:

“a. Ulusal demokratik devrim ve kapsamlı bir kalkınma programının uygulanması için verilen mücadelenin bağımlılığın yegane alternatifi ve servetin ve refahın yeniden bölüşümünün tek yolu olduğunun öneminin vurgulanması.

b. İşçileri, çalışanları ve köylüleri aşağıdaki hususlar temelinde harekete geçirebilecek bir program vasıtasıyla mücadelenin sınıfsal doğasının açığa çıkarılmasının önemi:

- Kamu sektörünün geliştirilmesi ve reforma tabi tutulması ve her türlü özelleştirmenin reddedilmesi,
- İstihdam ve kamu politikalarının, özellikle vergi ve sosyal harcamalarla ilgili politikaların yeniden bölüşüme yol açan boyutlarının yeniden formüle edilmesi,
- Üretken sektörlerin teşvik edilmesi, ücretlerin ve sosyal yardımların, emek arzına, özellikle de emek piyasasına yeni giren genç işçilere uygun iş fırsatlarının yaratılmasına ek olarak güçlendirilmesi,
- Her düzeyde, tamamıyla parasız eğitim için mücadele edilmesi,
- Emeklilik, işsizlik ve sağlık sigortalarını kapsayan, sosyal gelişim stratejilerinde yoksulluk ve yolsuzlukla mücadele politikalarını da kapsayan sosyal güvenlik ağlarının kurulması,
- Gıda güvenliği tarım sektörünün öneminin altını çizen ve iç göçü azaltmak için kırsal bölgelerin kalkınmasını sağlayan tarımsal programların geliştirilmesi. Çevrenin tahrip edilmesi pahasına kârı azamiye çıkarmak için gerçekleştirilen ticari projelere son verilmesi ve çevre politikalarının geliştirilmesi.
- Üretken sektörlerin rekabetinin geliştirilmesi, bu sektörler arasındaki bağlantıların artırılması ve bu sektörlerin Arap ekonomileri arasındaki entegrasyonun geliştirilmesi,
- Ulusal ekonomilerde teknoloji ve iletişim devriminin entegrasyonun artırılması ve her bir Arap ülkesinde sosyal hizmetlerin geliştirilmesi.”

Arap Solu Forumu toplantısı sonuç bildirgesinde son olarak kadınların ve gençlerin “Arap devrimlerinde” oynadıkları rolün altı çizildi. Bildirge, “Katılımcılar düzenli toplantılar düzenlemek ve Forum’a katılmak isteyen bütün Arap sol güçlerini kapsamak için açık bir politika benimsemeye karar vermiştir. Bu yöndeki başvurular önümüzdeki ASF’de tartışılacaktır” cümlesiyle son buluyor.

(soL-Dış Haberler)