Bipartisan Policy Center’ın geçtiğimiz gün “Kırılgan mı, Ayrıcalıklı mı? 2015’te Türkiye Ekonomisine İlişkin Beklentiler” başlıklı bir rapor yayımlayarak, Türkiye ekonomisinin görünümünü, olası siyasi senaryolar çerçevesinde tartıştı. Raporda, önümüzdeki dönemde Türkiye ekonomisinin bir çöküşle karşı karşıya kalıp kalmayacağının bilinmesinin “ülkenin siyasi seyrini ve buna bağlı olarak ABD ile ilişkilerini anlamak açısından gerekli” olduğu ifade edildi.
BÖLGE AÇISINDAN DA ÖNEMLİ
Raporda AKP’nin seçim öncesi ekonominin kısa dönemli performansına odaklandığı, bu durumun ülkenin gelecek birkaç yıldaki siyasi manzarasını da belirleyeceği belirtildi. “Hükümetin, seçim başarılarını sürdürmek için gelişen ekonomi söylemine dayanmasının, daha uzun vadeli sonuçları olan politika kararlarına neden olması muhtemel görünüyor” diyen Bipartisan Policy Center, Türkiye ekonomisinin gerçek performansının “Ortadoğu’nun istikrarı” için de önem taşıdığını savundu.
Raporda, “Türkiye iç sorunlarla boğuşmaya başlarsa ABD’nin İslam Devleti olarak bilinen terörist grubu yenmek ve Suriye’den Irak’a, son olarak da Yemen’e yayılan mezhepçi çatışmaları durdurmak konusunda bölgesel bir ortağı olmayacak” ifadelerine yer verildi.
EN BÜYÜK RİSK POLİTİK
Merkezin Türkiye ekonomisinin geleceğine ilişkin tahminlerinin olumsuz olduğu belirtilerek, “Ne yazık ki bu raporda Türkiye’nin ekonomik geleceğinin giderek daha sallantıda olduğunu –artan enflasyon, bütçe harcamaları ve toplam borçtaki artış nedeniyle- saptadık” denildi. Türkiye ekonomisinin son yıllardaki yüksek büyüme performansının büyük ölçüde dış kaynaklı olduğu, uluslararası piyasalardaki para bolluğunun bunda önemli payı bulunduğu, ancak bu durumun 2015 itibarıyla, özellikle Fed’in Parasal Genişleme Programını bitirmesi nedeniyle son bulacağı ifade edildi. Raporda Türkiye’nin uzun dönemli kalkınmaya odaklı politikalar geliştirmediği, kısa vadeye odaklanmayı sürdürdüğü söylendi. Bipartisan Policy Center raporu, “Dışarıdan sermaye girişine bağımlılık Türkiye’nin yüksek ölçüde borçlu ve dış şoklara açık hale gelmesine neden oldu. Net petrol ithalatçısı olan Türkiye petrol fiyatlarında son dönemde gerçekleşen düşüşten yararlansa da ABD’nin Federal Reserve Bankasının (Merkez Bankası) Parasal Genişleme programını Haziran 2015’te sonlandıracak olması, Türkiye’ye sermaye girişini önemli ölçüde sınırlandıracak.”
AKP ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçim öncesinde dikkatini ekonomik büyümeye çevirdiğini belirten rapor, “Ancak tam da hükümetin ekonomiyi işler durumda tutmak için izlediği bu politikalar, uzun vadede ekonominin iflasını daha olası kılıyor” diye devam etti.
Bipartisan Policy Center, AKP ve Erdoğan’ın seçim odaklı ekonomi politikalarının Türkiye ekonomisinin karşı karşıya olduğu en önemli tehdit olduğunu belirterek, “AKP’nin yapısal reformlar gerçekleştirmek konusunda ayak diremesi ihtiyatsız görülse de anlaşılabilirdi. Ancak Türk hükümetinin kısa vadede ekonomisini ayakta tutmak adına aldığı önlemler, mevcut yapısal zayıflıkları ağırlaştırıyor ve Türkiye’nin en büyük ekonomik avantajlarından birinin, hukuk devletinin altını oyuyor” diye devam etti.
İKTİDARIN ERDOĞAN’DA TOPLANMASI EKONOMİYE TEHDİT
Raporun devamında, siyasi iktidarın Erdoğan’ın elinde toplanmasının Türkiye ekonomisine yönelik bir tehdit olduğu, bu ihtimalin gerçekleşmesinin sorumlu bir ekonomi yönetimine yönelik umutları daha da azaltacağı söylendi. Bu başlıkta Erdoğan’ın TCMB’yle giriştiği faiz tartışmasına da atıf yapıldı.