NATO övgüsü, AB arzusu

Türkiye'nin görevli tüm büyükelçilerini ilk kez bir araya getiren konferans, Dışişleri Bakanı Ali Babacan'ın 'küresel' koşullara uygun bir yeniden yapılanma çağrısıyla başladı.

soL (HABER MERKEZİ) Bilkent Otel'de düzenlenen ve Türkiye'nin görevdeki bütün büyükelçilerini buluşturan 'Büyükelçiler Konferansı', Dışişleri Bakanı Ali Babacan'ın açılış konuşmasıyla başladı. Türkiye'de siyasetin dinamiklerinin yeniden yapılandığı bir dönemde gerçekleşmesi açısından önem taşıyan konferansı, AKP'nin, Türkiye'nin dünyanın çeşitli bölgelerinde emperyalizmle uyumlu inisiyatif geliştirme çabasını merkezileştirme niyetiyle örgütlediği tespiti yapılıyor. Nitekim Ali Babacan'ın açılış konuşmasında, bu yönde oldukça fazla veriyle karşılaşıldı. NATO övgüsüyle ve AB hedefiyle bir çerçeve çizerek söze giren Babacan'ın, 'medeniyetler ittifakı' ve 'dinler arası diyalog' çağrılarıyla örülü bir dış politika ekseni belirlediği görüldü.

"Maksat, görüş alışverişi"
"Türkiye'nin son yıllarda bölgede uyuşmazlığın çözümüne yönelik diplomatik faaliyetler bakımından bir merkez olmaya başladığını" söyleyen Babacan, dünyanın dört bir yanına yayılan 103 büyükelçilik ve daimi temsilcilikte görev yapan misyon temsilcilerinin konferans çerçevesinde bir araya geldiğini belirterek, temel amacın, serbest tartışma ortamında görüş alışverişinde bulunmak ve çeşitli konularda merkez ile dış teşkilatlar arasında eşgüdümü daha etkili ve verimli kılmak olduğunu ifade etti. Babacan, Dışişleri Bakanlığı tarafından yakından izlenen tüm konulara ilişkin ayrıntılı görüşmelerin yapılacağını söyledi.

NATO üyeliği AB yolunun güvencesi
Babacan, NATO ittifakının Türkiye'nin güvenlik ve savunma politikalarının önemli bir unsuru olmaya devam edeceğini söyledi ve Türkiye'nin NATO ile AB arasındaki işbirliğinin derinleşmesine önem verdiğini belirtti. "Ancak, bu ortaklığın verimli olabilmesi için NATO'nun AB üyesi olmayan üyelerinin daha önce sağlanan mutabakatlar doğrultusunda, Avrupa Güvenlik ve Savunma Politikası karar mekanizmalarına etkin katılımlarının sağlanması gerekmektedir. Bu yöndeki çabalarımız önümüzdeki dönemde de kararlılıkla sürdürülecektir."

Türkiye'nin AGSP'ye etkin katılım politikasının AB'ye katılım süreciyle yakından bağlantılı olduğunu kaydeden Babacan, "bu bağlamda halen yaşanan sıkıntıların temelinde NATO ve AB'nin Avrupa ölçeğindeki üyelik profilleri büyük ölçüde örtüştüğü halde, bir NATO üyesi olarak Avrupa'nın güvenliğine önemli katkılarda bulunmaya devam eden Türkiye'nin halen AB dışında olması yatmaktadır. Bu nedenle Türkiye'nin AB'ye tam üyeliğinin mümkün olan en kısa sürede gerçekleşmesi, başka alanlarda sağlayacağı sayısız yararlara ilaveten, Trans-Atlantik bölgesinin güvenliğinin pekiştirilmesi anlamında da ilgili tüm tarafların menfaatine olacaktır" dedi.

Sivil topluma ince ayar
Babacan, "diplomasinin toplum sathına yayıldığı bugün, büyükelçilerin, geleneksel diplomatik temaslara ilaveten, bulundukları ülkede kamuoyunun ve sivil toplumun nabzını yakından tutmalarının büyük önem kazandığını" söyledi. "Bu anlayışla, tüm misyon şeflerimizin, hükümet dışı kuruluşlar, akademik çevreler, medya ve şirketlerle Türkiye'deki karşıtları arasında sağlıklı iletişim ve temas kanalları açılmasında birer katalizör ve kolaylaştırıcı olarak hareket etmelerini bekliyoruz. Bu husus, özellikle AB kamuoylarına yönelik uzun soluklu tanıtım kampanyamızın başarısı bakımından da vazgeçilmez niteliktedir. Sivil toplum diyaloğunun geliştirilmesinin, AB katılım sürecimizin de üç temel ayağından biri olduğu hatırlandığında, konunun aciliyeti ve önemi kendiliğinden ortaya çıkmaktadır."

Dört gün sürecek "Büyükelçiler Konferansı", açılış konuşmalarının sonrasında basına kapalı olarak devam ediyor.