AB ordusuna da darbe

Hızla militaristleşen Avrupa'ya İrlanda şoku

soL (HABER MERKEZİ) Lizbon Anlaşması'nın İrlanda'da referanduma sunulduğu geçtiğimiz hafta AB'nin ağırlıklı gündemi "ortak bir AB ordusu"ydu. Uzun süredir tartışılan bu proje Fransa'nın yaptığı önerilerle yeniden alevlendi. Fakat İrlanda'dan gelen haberler "AB ordusu"nun geleceğini de etkileyecek nitelikte.

Temmuz ayında AB dönem başkanlığını devralmaya hazırlanan Fransa, 6 aylık AB Başkanlık dönemi süresince, AB'nin krizlere anında müdahale edebilmesi için kurulacak olan "AB ordusu"nun kapasitesinin artırılmasının öncelikleri arasında olduğunu söyledi. Fransa geçtiğimiz hafta yaptığı açıklamada, eş zamanlı olarak 3 operasyonu yürütebilecek kapasitede olan "hızlı" kuvvetlerin oluşturulması ve ordu için daha fazla helikopter ile savaş uçağı alınması konusunda ısrarcı olacağının da sinyallerini verdi.

Fransa'nın önerileri arasında yeni bir askeri karargâhın kurulması ile Avrupa Birliği ülkelerinin savunma alanında daha güçlü işbirliği yapması ve savunma alanında yapılacak olan harcamaların GSMH'nın yüzde 6'sına çıkarılması da bulunuyor.

Almanya Genelkurmay Başkanı Wolfgang Schneiderhan ise yaptığı konuşmada "NATO ile ortak bir çalışma yürütmenin, her iki organizasyonun ortaya çıkabilecek tehditlerle baş edebilme yetisini geliştirme açısından yararlı bir adım olacağını düşünüyorum" dedi.
Özellikle İngiltere ayrı bir AB ordusu kurulmasının NATO'daki işbirliğine zarar vereceğini savunarak AB ordusu projesine karşı çıkıyor. İngiltere'ye Danimarka ve Hollanda gibi ülkeler de destek veriyor.

Türkiye desteğinin karşılığını alamamaktan şikayetçi
Türkiye'nin AB ile askeri ilişkileri de sancılı bir seyir izliyor. Türkiye geçtiğimiz yaz Avrupa Güvenlik ve Savunma Politikası (AGSP) çerçevesinde AB'ye verdiği askeri desteği geri çekmişti. Türkiye AGSP'nin karar mekanizmalarına dahil edilmemekten duyduğu rahatsızlığı çeşitli defalar iletmişti. Türkiye'nin, Avrupa Savunma Ajansı ile işbirliği yapması için gerekli idari düzenlemelerin sonuçlandırılması beklentisi de şu ana kadar yanıtsız kaldı. Türkiye, bu kararını bu rahatsızlıkları nedeniyle gösterdiği bir tepki olarak açıklamıştı.

Bununla birlikte Türkiye ile AB arasındaki askeri ilişkilerde bir gerilemeden söz etmek mümkün değil. AB'nin hayata geçirmeye çalıştığı "Muharebe Grupları" projesi çerçevesinde Romanya, İtalya ve Türkiye'nin oluşturacağı muhabere grubunun önümüzdeki yıl işlevsel hale gelmesi bekleniyor. AB, bu konsepti NATO'nun dünyanın her yerine müdahale etmek için planladığı Mukabele Kuvveti'ne dayanarak tasarlamıştı. Türkiye AB'nin Bosna ve Kosova'daki askeri misyonlarına da destek veriyor. "AB ordusu"na gidişte önemli bir "tatbikat" olarak görülen AB'nin Kongo'daki misyonuna da Türkiye hava desteği vermişti.

Anlaşmayı bekliyorlardı
Almanya Dışişleri Bakanı Frank Walter Steinmeier, geçtiğimiz ay içerisinde AB ordusu için işbirliğinin artırılması gerektiğini söyleyen bir diğer isimdi. Steinmeier, Avrupa Birliği ordusu konusunda, Fransız mevkidaşı Bernard Kouchner ile de görüştüğünü, her iki ülkenin somut bazı projeler konusunda anlaştığını kaydetti.

Avrupa Birliği ülkeleri arasındaki görüş ayrılıkları, bugüne kadar savunma alanında güçlü bir işbirliğine gidilmesini engelledi. Lizbon Anlaşması'ndan aynı zamanda bu alanda da bir rahatlama yaratması bekleniyordu. Zira, bu anlaşma dış politika ve güvenlik alanında atılacak adımlar için, tüm ülkelerin onayını şart koşmuyor.

Almanya Dışişleri Bakanı Steinmeier de Avrupa Birliği ordusu önerisini dile getirirken, savunma alanında daha yakın işbirliği isteyen birliğe üye ülkelerin, Lizbon Antlaşması'nın ardından, bu doğrultuda ilerleyebileceklerini vurgulamıştı. Lizbon Anlaşması'nın İrlanda'da reddedilmesi, "AB ordusu"nun geleceğini de bir kez daha tartışmaya açıyor. Fakat AB ordusunun yavaş ilerleyişinin AB'nin askeri gücünü artırma, askeri sanayini geliştirme ve daha militarist bir blok haline gelme hedefinde bir sapma yaratmadığını da eklemek gerekiyor.