AB’de işler ‘ters gidiyor’

AB dönem başkanlığını önceki gece yarısı başkent Paris’teki Eyfel Kulesi’nde AB bayraklarıyla ışıklandırılan görkemli törenle devralan Fransa’yı zor bir dönem bekliyor.

soL (Dış Haberler) Siyasi kriz içindeki Avrupa Birliği'nin (AB) dönem başkanlığını dün Sloveya'dan devralan Fransa, ilk gününde zorlu başlıklarla karşı karşıya geldi. Bir süredir krizi çözme konusunda kararlı olduğunu ifade eden Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, AB Anayasası'nın son hali olan Lizbon Anlaşması'nın İrlanda'daki referandumla reddedilmesinin Fransa'nın işini zorlaştıracağını kabul etti.

Sarkozy, önceki gün France 3 televizyon kanalında yaptığı açıklamada, Avrupalıların birliğe olan inançlarını kaybetmeye başladıklarını söyleyerek, Sarkozy "Bir şeyler ters gidiyor" dedi.

Avrupa vatandaşlarının gelecekleri için endişeli olmasını anlayışla karşıladıklarını belirten Sarkozy, "AB'nin yeniden şekillenmesinde köklü değişikliklere gidilmesinin gerekli olduğunu" vurguladı. Gelecek yıl Avrupa Parlamentosu seçimleri yapılacağını hatırlatarak, krize seçimlerden önce çare bulunulması için çalışacaklarını ifade eden Fransa lideri, Hırvatistan da dahil olmak üzere Balkan ülkelerinin AB üyeliğini desteklediğini ifade etti.

AB anayasasına bir darbe daha

Öte yandan Lizbon Anlaşması'nın İrlanda'da reddedilmesiyle birlik içinde endişe yaratan anayasa krizinde, "çözümsüzlük" sürüyor. Anlaşmanın başlıca destekçilerinden olan Almanya'nın Cumhurbaşkanı Horst Köhler, Almanya Anayasa Mahkemesi'nin talebi üzerine Lizbon Anlaşması'nı imzalama sürecini askıya aldı. Alman Sol Partisi ile Hıristiyan Sosyal Birlik Partisi (CSU) Milletvekili Peter Gauweiler, Lizbon Anlaşması'nın anayasaya uygun olmadığı gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi'e başvurmuşlardı. Cumhurbaşkanlığı'ndan yapılan açıklamada, Anayasa Mahkemesi'nde Lizbon Anlaşması'na karşı davaların bulunmasından dolayı Köhler'in anlaşmayı şimdilik imzalamayacağı belirtildi. Lizbon Anlaşması, daha önce Alman Meclisi'nde büyük çoğunlukla kabul edilmiş, Federal Eyalet Temsilciler Meclisi tarafından da onaylanmıştı.

Polonya Cumhurbaşkanı Lech Kaczynski de, İrlanda halkının anlaşmayı reddetmesi nedeniyle, Polonya parlamentosunun Nisan ayında kabul ettiği Lizbon Anlaşması'nı imzalamanın "anlamsız" olduğunu söyledi. Krizin nereye gideceğini öngörmenin zor olduğunu belirten Polonya Cumhurbaşkanı, İrlanda'nın anlaşmayı reddiyle ortaya çıkan durumu, 2005 yılında AB anayasasının Fransa ve Hollanda halkları tarafından reddedilmesiyle ortaya çıkan duruma benzetti.

AB üyesi 27 ülkenin tamamının kabul etmesi gereken Lizbon Anlaşması'nın, halk oyuna sunulduğu tek ülke olan İrlanda'da reddedilmesi, yıllardır anayasa krizini aşamayan birliğin işini bir hayli zora sokmuş gibi görünüyor.