soL (HABER MERKEZİ) ABD tarafından düzenlenen açık ve saklı işgal girişimlerini, 50 yıldır aralıksız devam eden ekonomik ve siyasi ablukayı, sayılamayacak kadar çok ve organize terörist saldırıları geride bırakan Küba devrimi sosyalist ekonomisiyle emperyalizmin karşısına çıkardığı zorluklara rağmen direniyor. Küba Sovyetlerin çözülüşüne, küreselleşmeye, neo-liberalizme meydan okuyarak ayakta durabildi.  
Küba son 50 yılda çok ileri ve işlevli bir sosyal refah programı geliştirdi: Ücretsiz, evrensel, kaliteli sağlık hizmetleri ve ana okulundan üniversiteye kadar parasız eğitimin yanı sıra biyo-teknoloji alanında elde edilen gelişmeler, ulusal ve kişisel güvenlik konusunda dünya liderliğine oynaması, suç oranlarının inanılmaz düşüklüğü ve neredeyse sıfırlanan şiddet olaylarının üstüne onurlu bir dış politika ve bağımsız duruş&hellip  
Eğitimde elde edilen başarılar 
Küba&rsquonın eğitimdeki başarısı tüm dünyada hayranlıkla izleniyor ve UNESCO gibi örgütlerden de sayısız ödüller alıyor. Devrimden önce Küba&rsquoda nüfusun yaklaşık dörtte birinin okuma yazması yoktu. Okul çağındaki çocukların yüzde 54&rsquoü okul yüzü görmemişti. Devrimci hükümet bu tabloyu tersine çevirmek için işe koyuldu. 
Mart 1959&rsquoda, devrimden üç ay sonra Temel Eğitim ve Okuma Yazma Öğretimi Ulusal Komitesi kuruldu ve okuma-yazma seferberliği başlatıldı. Komite ilk iş olarak işsiz öğretmenleri göreve aldı. Devrimden önce faal olarak çalışan 17 bin öğretmen vardı, işsiz öğretmenlerin de göreve alınmasıyla bu sayı 36 bine çıktı. Bu öğretmenlerden 35 bini kampanyaya katıldı. 35 bin öğretmen yeterli olmayınca 1960 yılında ortaöğretim gençliğine çağrıda bulunuldu.  
On binlerce genç çağrıya uydu, aldıkları kısa süreli eğitim sonunda genç müfreze eğitimcilerinin öncüleri oldular. Eğitmenler kısa süreli bir eğitimden sonra giysi, araç ve gereçlerini yanlarına alarak eğitmen eksikliği çekilen bölgelere yollandı. Yaş ortalamaları 15 olan bu genç eğitmenlerin 55 bini kadındı.  
Ağustos 1961&rsquode işçilere de çağrıda bulunuldu. Çağrı sonucunda Patrio O Muerte (Ya Vatan Ya Ölüm) işçi birlikleri doğdu. 20 bini aşkın işçi, ülkenin en yoksul bölgelerine hareket ettiler. 
22 Aralık 1961&rsquode Okuma-Yazma Seferberliğinin sona erdiği açıklandı ve Küba &ldquoOkur-Yazarlık Açısından Kurtarılmış Bölge&rdquo ilan edildi. Okuma-yazma bilmeyenlerin oranı yüzde 23,6&rsquodan yüzde 3,9&rsquoa düşmüştü ve 22 ay gibi kısa bir sürede 700 bini aşkın yetişkin okuma yazmayı öğrenmişti.  
Tüm Latin Amerika ve Karayiplerde Küba&rsquoyı takiben Venezuela 2005 yılında, Bolivya ise 22 Aralık 2008 tarihinde cehaletten arındırılmış ülke statüsüne kavuştu. Ve bunu sağlayan da yine Kübalı eğitimcilerin geliştirdikleri &ldquoYo Si Puedo (Evet, Yapabilirim)&rdquo yöntemi ve Kübalı öğretmenlerin katkısı oldu. Ekvador ve Nikaragua da bugün yöntemi uygulayan ülkeler arasında yer alıyor. Ülkemizde ise 2000 nüfus sayımına göre, yetişkin nüfusumuzun yüzde 14&rsquoü okuma-yazma bilmiyor. 
Özel dönemin eğitimdeki etkileri ve aşılma yolları 
SSCB&rsquonin çözülüşüyle Küba dış ticaretinin yüzde 88'ini kaybetti. &lsquoÖzel Dönem&rsquo adı verilen bu dönemin en karanlık günlerinin yaşandığı 1989-1993 yılları arasında Küba halkı ortalama 9 kilo zayıfladı. Ve bu kriz günlerinin eğitim üzerindeki etkisi de zayıflatıcıydı.  
Yapı malzemesi sıkıntısı nedeniyle okullardaki fiziki şartlar bozuldu. Kâğıt, kalem yokluğu baş gösterdi. Tüm öğrenciler için ücretsiz olan ders kitaplarının tekrar basımı imkansız hale geldi. Eğitime katılım oranında düşüş oldu. Öğretmenlerin işlerini bırakması nedeniyle ilköğretimde sınıf başına düşen öğrenci sayısı 38&rsquoe yükseldi. 
1995&rsquode Özel Dönem&rsquoi geride bırakmaya kararlı olan Küba aldığı bazı kararlarla eğitimde toparlanma sürecini başlattı. Öğretmenlerin tekrar mesleklerine dönmeleri için, maaşlarına yüzde 30&rsquoluk artış yapıldı. Eğitimli fakat işsiz genç kuşaktan &ldquoacil durum öğretmenleri&rdquo oluşturuldu. Sayıları 20 bin civarında olan bu gençler, bir yıllık pedagojik eğitimden geçerek, eski öğretmenlerin asistanlığında okullarda ders vermeye başladılar. Bu sayede tüm adada sınıf mevcutları tekrar 20&rsquoye düşürüldü. Gönüllüler vasıtası ile ilk ve orta öğretim okulları boyandı, eski, kırık eşyalar onarıldı. Okullarda yeni teknolojiler kullanılmaya başlandı. En ücra taşra okullarında dahi bilgisayarlı eğitime geçildi. Müfredatlar güncellendi ve öğretmenler bu konuda eğitildiler.  
Küba&rsquoda okul öncesi eğitimde kırk beş günlükten beş yaşına kadar çocukları alan okullar bulunuyor. 2002-03 dönemi verilerine göre, 3-5 yaş grubu için okul öncesi düzeyde okullaşma oranı yüzde 100. Türkiye&rsquode ise bu oran yüzde 2.6. 
İlköğretimde, sınıflarda bir öğretmene en fazla 20 öğrenci düşüyor. Taşımalı eğitim türü bir uygulamanın olmadığı ülkede, kırsal bölgelerde ondan az öğrencisi bulunan 2000&rsquoin üzerinde okul bulunmaktadır. UNESCO&rsquonun 2002-03 öğretim yılı verilerine göre, öğretmen başına düşen öğrenci sayısı 11&rsquodir. Bu düzeyde, yine aynı öğretim yılı için, Küba&rsquoda toplam okullaşma oranı yüzde 98&rsquodir. Türkiye&rsquode ise ilköğretim çağında olup da okula gitmeyen kabaca 1 milyon çocuk bulunuyor. 
Bugün Küba&rsquoda toplam 49 tane üniversite ve 73 Araştırma Merkezi var. Üniversitelerde 125 binden fazla öğrenci öğrenim görüyor. Ada genelinde, 300'den fazla yüksek lisans, 140'tan fazla doktora programı var ve yaklaşık 110 ülkeden 17 bin yabancı öğrenci, Küba&rsquodaki çeşitli üniversitelerde eğitim görüyor.  
Bugün Küba&rsquoda eğitim devriminde üçüncü aşama devam ediyor. Amaçlanan halkın tamamının bütünlüklü ve genel bir kültür seviyesine ulaşması &ldquobataille d&rsquoidees&rdquo yani &ldquofikirler savaşı&rdquo.  
Sağlık: Nereden nereye... 
Küba&rsquoda devrim gerçekleştikten 6 ay sonra Ağustos 1960&rsquoda sağlık bakanlığına atanan bakan Jose Ramon, sağlık sisteminde köklü değişiklikler için ilk adımı attı ve sağlık konularını tek bir çatı altında topladı, Halk Sağlığı Bakanlığı kuruldu. Yardımcı bakanlıklar oluşturuldu.  
Yeni mezun tıp öğrencilerine 2 yıl zorunlu kırsal hizmet yasası çıkartılıp uygulandı. Bütün hastane ve tıbbi kuruluşlar Halk Sağlığı Bakanlığı'na bağlandı. Eyaletler alt bölgelere bölündü ve her alt bölgede bir hastane kuruldu. Sağlık alanlarının oluşması 1968 yılında tamamlandı. 
Bu tarihlerde sağlık eyaletleri 1 milyon nüfustan fazla, sağlık alt bölgeleri 225-250 bin, sağlık alanları 25-35 bin, sağlık sektörleri 4000 nüfus şeklinde yapılandırıldı.  
Sağlık sektörleri daha sonra 120 aileye ya da 400 civarı nüfusa hizmet sunan aile hekimi uygulamasının ilk adımlarıydı.  
Küba'da sağlık hizmetlerinin örgütlenmesinin ana ilkeleri  
     a) Sağlığın merkezileştirilmesi,  
     b) Sağlığın geliştirilmesi,  
     c) Koruyucu ve tedavi edici hizmetlerin entegrasyonu şeklinde belirlenmiştir. 
Devrimden önce çoğu özel çalışan 6 bin 300 hekim (hekimlerin yüzde 65&rsquoi Havana&rsquodaydı ve 3 bini devrimin ardından Miami&rsquoye gitti), 20 hastane ve bir tıp fakültesi bulunan bu ülkede o zamanlar ortalama yaşam beklentisi 60 yaşın altındaydı. Difteri, tetanoz, boğmaca, kızamık gibi enfeksiyon hastalıkları en büyük ölüm nedeniydi ve bebek ölümleri oranı ise yüzde 6&rsquodaydı.  
Bugün ise 61200 hekim, 21 tıp fakültesi ve 200 hastane bulunmaktadır. Doktorların yarıdan fazlasının aile hekimi olarak çalışan Küba&rsquoda Dünya Sağlık Örgütü&rsquonün verilerine göre doğum sonrası ölüm oranının binde 5.3 olmuştur ve bu oranla dünyadaki ilk 25 ülke arasında yer almaktadır. Ortalama yaş ise 78&rsquoe ulaşmıştır. 184 kişiye bir doktorun düştüğü Küba, kişi başına doktor sayısı bakımından da dünyada ilk sırayı almaktadır.  
Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP), 2007 yılında Küba&rsquoya &ldquoyüksek insani gelişme endeksi&rdquo sıralamasında 51. sırada yer vermiştir. UNICEF&rsquoin verilerine bakılırsa dünyadaki 189 ülke arasında sağlık ölçütleri en iyi olan ilk 30 ülkeden biri olan Küba Latin Amerika ve Karayipler Bölgesi&rsquonde en iyi durumdaki ülkedir.  
Küba&rsquoda devrimin 50 yılda sağlık alanında yaptıklarını özetlemek gerekirse altyapıya, beslenmeye, kadınlar ağırlıkta olmak üzere eğitime önem verilmesi tüm nüfusa parasız ve eşit sağlık hizmeti sunulması bu hizmeti sağlayacak tüm ülkeyi kapsayan sağlık örgütlenmesi. Sonuç: Dünya Sağlık Örgütü&rsquonün ifadesi ile &ldquo2000 Yılında Herkes İçin Sağlık Hedefleri&rdquonin Küba&rsquoda 15 yıl önce gerçekleşmesidir.  
Yarın: ABD çok uğraştı boğamadı