Fransa’da işçiler ve öğrenciler sokağa çıktı

Fransa’da Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un "reformlarına" karşı devlet memurları, öğretmenler, sağlık çalışanları, demiryolu işçileri greve gitti, üniversite ve lise öğrencileri grevlere destek verdi.

Dış Haberler

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un reform yasasına karşı grev kararı alan 7 büyük sendika konfederasyonu, ülkenin dört bir yanında sokağa çıktı. Trenler çalışmadı, Paris'teki havaalanlarındaki uçuşlar iptal edildi, bazı üniversite ve liselerde dersler yapılmadı. Sokağa çıkanlar ise polisin sert müdahalesi ile karşılaştı.

Fransa’da 22 Mart’ta gerçekleşen demir yolu işçileri ve kamu çalışanları grevinin çağrısı, 7 sendika tarafından Şubat ayının başlarında yapılmıştı. Bu çağrı, yaklaşık 5,4 milyon işçi ve memuru kapsıyordu. Sağ eğilimli ana akım Fransız gazetesi Le Monde’un uzlaşmazlık diye duyurduğu hak gasplarına karşı Fransa’nın tüm şehirlerinde etkin olan greve Paris ve Nantes’taki protesto gösterileri eşlik etti. Fransa demir yolları idaresi (SNCF) açıklamasında Nisan-Haziran ayları boyunca grevlerin belirli aralıklarla sürdürüleceğini belirtti.

Eylemlerin başlangıç tarihi olarak seçilen 22 Mart, aynı zamanda 68 hareketinin başladığı gün. Bu selam, planlanan grev ve eylem zincirinin ilerici karakteri hakkında ip uçları veriyor.

Taleplerin merkezinde Macron’un, 5 yıl içerisinde 120 bin kamu emekçisinin işten atılmasını öngören planının, iptali yer alıyor. Grev kararının bir diğer nedeniyse tazminat ve izin hakklarına getirilen hukuksuz kısıtlamalar. Fransa’da işçilerin ve kamu emekçilerinin çalışma saatleri uzarken alım güçleri azalıyor.

ÖĞRENCİLERDEN GREVE DESTEK

Eylemlerin bir diğer önemli aktörü ise üniversiteliler. Yakın zamanda hayata geçirileceği düşünülen eğitim reformuna göre üniversiteler, getirdikleri kriterler uyarınca öğrenci seçecek. Bu düzenlemenin eşit ve parasız eğitim ilkesine zarar vereceği endişesini taşıyan liseli ve üniversiteli gençler, söz konusu değişikliğin 1789 Devrimi’nin temel değerlerine aykırı olduğunu savunuyorlar.

Grev ve gösteriler nedeniyle Paris'teki Sorbonne Üniversitesi'nin başkentin farklı bölgelerindeki 4, Lyon Üniversitesi'nde de Berges du Rhone kampüsünün kapatıldığı üniversite yönetimleri tarafından duyuruldu. Lille şehrinde ise girişlerin bariyerler ve çöp konteynerleri ile kapatılması sonucu Lille Siyasal Bilimler Üniversitesi'nin tamamen bloke edildiği öğrenildi. Montpellier hukuk fakültesinde ise greve destek için eylem yapan öğrenciler sopalı ve maskeli bir grup faşistin saldırısına uğradı. 

REFORMLAR NELERİ KAPSIYOR?

İstihdam yasalarını liberalleştirmeyi öngören Macron öncelikle şirketlere vergi indirimi getirmek, girişimciliği ve risk alımını teşvik eden düzenlemeler yapmak istiyor. Reformla birlikte kamu görevlileri daha geç emekliye ayrılacak ve sosyal sigorta sistemi tamamen değişecek. Sendikaların yetki ve hakları azaltılacak, işsizlere sunulan her işi almaları yönünde baskı yapılacak, işten çıkarma kolaylaşacak, işçi ücretleri kolayca azaltılabilecek. Ayrıca reformlar demiryolu işçilerinin statüsünde değişikliği, memur sayısında ve emekli ücretlerinde düşüşü kapsıyor.

MACRON'A KARŞI ÇIKANLAR NE DİYOR?

Grevin ve eylemlerin ana eksenini sosyal devlet ilkelerinin uygulanmayışına duyulan tepki oluşturuyor. Sendikal hareketlerin, ekolojistlerin, sosyal demokrasiye eklemlenmiş sosyalistlerin ve komünistlerin bir arada bulunduğu karmaşık bir siyasal toplam mevcut. Bununla birlikte, Macron’un sistemli biçimde sürdürdüğü neo-liberal saldırıya karşı durmakta ortaklaşıldığı söylenebilir. Bu bağlamda Yeşiller Partisi milletvekilleri ortak mücadele başlıkları oluşturmak için sol kamuoyuna çağrıda bulundular. Bu çağrının, eylemlerin üzerindeki etkisine dair söz söylemek için henüz erken olsa da, ekonomik talepler ve eşitlik-özgürlük söylemleriyle sınırlanan çerçeveyi belirginleştireceği tahmin edilebilir.

Fransız Devrimci Komünist Partisi (PCRF) ise greve destek verirken, yayınladığı açıklamada, Macron’un seçilmesinin süregelen gerici siyasetin basit bir devamı olmadığına vurgu yapıyor. Kapitalizmin finans oligarşisi ve tekeller için yeni bir rekabet aşamasına eriştiğini dile getiren PCRF, Fransa kapitalizminin uluslararası emperyalist arenada güç kaybetmekten korktuğu için saldırganlaştığının altını çiziyor.