Yüzleri neden kapalı?

Geçtiğimiz gün Adana'da gerçekleştirilen sayıları bine ulaşan kar maskeli polislerin katıldığı operasyonda, Anayasa ve yasalar çiğnendi. AKP hükümeti Anayasa'da demokratikleşme hamlesi yaptığını iddia ederken, sıradanlaştırılan ve yaygınlaştırılan "kar maskeli baskınlar" ile kişi hak ve özgürlükleri ayaklar altına alınıyor.

'AKP Anayasası' girişimlerine yakıştırılan özgürlükçü-demokrat maskesi bir kez de Adana’da düştü. Adana’da yapılan bin kişilik polis operasyonunda, bütün sokakların girişleri kapatıldı, 6 sokak özel harekat ekiplerince tutuldu. 60'a yakın ev yüzleri kar maskeleriyle gizlenmiş, üzerlerinde kimliklerini belirlemeye yönelik hiçbir ibare taşımayan polislerce basıldı. Kişilerin anayasal hak ve özgürlükleri açıkça ihlal edildi. Basına yansıyan işgal görüntüsünü andıran fotoğraflarla operasyon parlatıldı ve bir kez daha kamuoyuna, polisin "normal, rutin işleri" olarak sunuldu.

Emniyet Müdürü Mehmet Salih Kesmez'in talimatıyla Emniyet Müdür Yardımcısı Mustafa Uçkan ve KOM Şube Müdürü Ahmet Mithat Dobur, "sürekli kavgaların yaşandığı, sabıkalıların yoğunlukla barındığı Ulubatlı Hasan Mahallesi'ne operasyon planı" hazırladı. Kesmez'in bir gün önce incelediği uyuşturucu operasyonu planını onaylamasının ardından KOM, Asayiş, Terörle Mücadele, Özel Harekat, Çevik Kuvvet, Güvenlik Şube Müdürlüğü ve Yüreğir Emniyet Müdürlüğü ekipleri, saat 03.30'da, mahallede önceden belirlenen 60 adrese baskın düzenledi.

Adana’da yaşanan olaylar esnasında, fiili durum mahkeme kararı ile yasal hale getirilmiş olsa da, polisin bu orantısız uygulaması özel hayatın gizliliği, konut dokunulmazlığı, yerleşme ve seyahat hürriyeti haklarının özüne dokundu.

Daha önce de süreklileştirilen ve kamuoyuna polislerin 'yeni' başarıları olarak sunulan bu operasyonlarda Anayasanın bazı maddeleri açıktan ihlal edilmeye devam ediliyor. Bu uygulamaların mahkeme kararı doğrultusunda ve yasal düzenlemeye ilk bakışta uygun olarak yapıldığı düşünülse de uygulama esnasında yaşananlar sonucu mahalle sakinlerinin anayasadan ve TCK nın ilgili maddelerinden kaynaklanan haklarının özüne dokunulduğu ve ihlal edildiği ortada.

Arama sırasında yapılması gerekenler
Hukuka uygun bir arama sırasında arama tutanağında işlemi yapanların isimleri yazılması, aramanın sonucunda bazı eşyalara el koyulmuş ise 127. maddede yer alan El koymaya ilişkin kurallar uygulanması gerekmekte. Ancak Adana'da yapılan operasyonda mahallede bulunan polislerin fotoğraflarda görüldüğü üzere kar maskeli olması, baskın anı dışında polislerin sonradan da tanınmasını engeller nitelikte.

Diğer bir gereklilik ise, eğer konut, işyeri veya diğer kapalı bir yerde arama yapılacak ise arama sırasında ya Cumhuriyet Savcısı hazır olmalı, Cumhuriyet Savcısının hazır olması mümkün değil ise o yerin ihtiyar heyetinden veya komşularından iki kişi hazır bulundurulmalıdır. Operasyonda bu maddeye dair de bilgi verilmemekte.

Maddedeki en yeni ve somut düzenleme ile (120/3) kişinin avukatının aramada hazır bulunmasına engel olunamaz hükmü getirilmiştir. Oysa Adana’da yaşanan olaylar esnasında kişilerin avukat talebinin olup olmadığı eğer olduysa yüzleri kar maskeleriyle gizlenmiş ellerinde ağır silahlar bulunan polisler tarafından bu isteğin nasıl karşılandığı yanıtsız kalmış bir soru.

Operasyonda mağdur olan kişiler nasıl haklarını arayacaklar?
Kişilerin kanun önünde haklarını aramaları anayasa ile güvence altına alınmış haklar olsa da bu hakkın usulüne uygun kullanılması ancak kişinin hakkını ihlal eden kişiyi ya da kurumu açık ve net biçimde belirleyebilmesi ve kanun önünde bunu ifade edebilmesine bağlı.

Polisler de hak ihlalinin tarafı olabilir. Özellikle toplumsal olaylara yönelik müdahalelerde çoğunlukla yetkisini aşmakta ve orantısız güç uygulamakta olan polislerin 'rahat' belirlenip sonrasında şikâyetçi olunabilmesi için daha önce de İçişleri Bakanlığı’nca polis kasklarına numara yazılması uygulaması getirilmişti. Ancak söz konusu olayda, mahallerinin giriş ve çıkışlarını kapatıp tüm mahallede bin kişilik polis ekibi ve polis araçlarıyla 'operasyon' yapan, hava sahasına helikopterlerle hakim olan, 60 evi basıp 40 kişiyi gözaltına alan polislerin kimlikleri hiçbir şekilde açık değildi.

Polislerin üzerinde herhangi bir hukuka aykırılık durumunda kimliklerinin tespiti için bulunması gereken sicil numaraları olmadığı gibi yüzleri de olay sonrası teşhise imkân vermeyecek biçimde kar maskeleri ile saklanmıştı.

Hırsızlar, katiller ve başka yasadışı durumlarda bulunan diğer kimseler tarafından eşkâllerini gizlemek amacıyla takılan kar maskesinin, “yasal” olduğu iddia edilen bir arama operasyonu esnasında polislerce neden kullanıldığı sorusu hala geçerliliğini korumakta.

Kar maskeli baskınlar sıradanlaştı
Kar maskeli operasyonlar artık sıradanlaşmış durumda. Özellikle bazı "fişlenmiş" mahallelerde yapılan operasyonlara dair bilgi bile verilmeye gerek duyulmazken daha önce basına yansıyan birkaç örnek de şu şekilde:

Van'ın Çaldıran ilçesinde 13 Nisan'da yaklaşık 200 kar maskeli Özel Harekat Polis, saat 04.00'da evlere baskın yaparak 9 kişiyi gözaltına aldı. Gözaltına alınanların 8'i 19-22 yaşları arasındaydı.

Batman'da 15 Şubat 2010'da kentte Abdullah Öcalan'ın Türkiye'ye getirilmesini protesto etmek amacıyla düzenlenen yürüyüşe kar maskeli özel harekat timleri müdahale etti. Batman Valisi Ahmet Turhan, Batman'da yaşanan olaylarla ilgili yaptığı açıklamada, "Özel Harekat Polisleri sadece belli noktalarda güvenliği sağlamakla görevlendirilmişti. Ancak bilgimiz dışında olaylara müdahale etmişler. Kar maskeli Özel Harekat Timlerinin olayların içerisinde yer alması ve gruba müdahale etmesi yanlıştı" dedi.

Erzurum'da Özel Harekat Şube Müdürlüğü'nde toplanan Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, 12 Ocak 2010 tarihinde 20 ayrı adrese kar maskeli baskın düzenledi. Ev, işyeri ve apartmanların çevresini saran yaklaşık 250 polis, Operasyon sonucunda, çek- senet tahsilatı ve uyuşturucu ticareti yaptıkları gerekçesiyle 27 kişiyi gözaltına alındı.

Kar maskeli polis timleri, okul da bastı. Hakkari'de Şehit Şelahattin İlköğretim Okulu’nda 16 Ekim 2009 tarihinde özel harekat şubesine bağlı kar maskeli polislerce basıldı, okul idareci ve öğretmenlerin gözleri önünde bahçede top oynayan bir öğrenciyi tartaklanarak gözaltına alındı. Buna müdahale etmek isteyen okul idarecileri ve öğretmenleri polisler tarafından tehdit edildi.

Özel harekat polisleri bu kez geçen yıl 23 Nisan Çocuk Bayramı'nda sahneye çıktı. Kar maskeli polis, 14 yaşındaki Seyfi Turan'ın kafasına silah dipçikleriyle öldüresiye vurdu. Bu görüntüler, uzun süre tartışma yaratmıştı.

3 Mart 2006'da kar maskeli Özel Harekat Timleri bu kez Cizre'de Cudi ve Nur mahallelerinde ortaya çıktı. Mahallelerde düzenlenen operasyonnda, evlere baskınlar yapıldı. Baskınlarda aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu birçok kişi tartaklandı ve gözaltına alındı.
(soL - Haber Merkezi)