Radyasyonun üzerine toprak döküp gittler!

İzmir Gaziemir'de yaşanan çevre skandalında radyoaktivite tespit edilen alanın üzerine Türkiye Atom Enerjisi Kurumu tarafından verilen talimatla toprak döküldü. Çevre Mühendisleri Odası, "Bu yöntem kirliliği yalnızca göz önünden kaldırır” diyerek olaya tepki gösterdi.

Türkiye Atom Enerjisi Kurumu’nun (TAEK) talimatıyla İzmir Gaziemir’de yaşanan çevre skandalında radyoaktivite tespit edilen bölgelerin üzerine 10 bin 200 ton toprak döküldü. Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO) Başkanı Baran Bozoğlu, kirliliğin üzerini toprakla örtmenin bilimsel olmadığını belirterek, “Yeraltı sularına, bitki örtüsüne ve civarda yaşayan insanlara etkisi sürecektir. Bu yöntem kirliliği yalnızca göz önünden kaldırır” diye konuştu.

Cumhuriyet gazetesinden Mahmut Lıcalı'nın haberine göre, İzmir Gaziemir’de kurşun üreten bir fabrikanın neden olduğu radyoaktif kirliliğin ortaya çıkmasıyla yaşanan çevre skandalı TAEK’nin kirliliği ortadan kaldırmak için uyguladığı yöntemle yeni bir boyut kazandı. Skandalın ortaya çıkmasının ardından söz konusu fabrikanın radyoaktivite tespit edilen bölgelerdeki atıklarının radyasyon geçirmeyen depolara konulması gerekirken, bu bölgelerin üzerine tonlarca toprak döküldü. Gaziemir’deki çevre sorunuyla ilgili MHP İzmir Milletvekili Ahmet Kenan Tanrıkulu’nun soru önergesini yanıtlayan Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın verdiği bilgiler TAEK’nin uygulamalarını gösterdi.

Radyoaktif kirliliğin üzerine toprak döküldü
Kirliliğin tespit edilmesinin ardından Aslan Avcı Döküm AŞ adlı şirkete 2008 yılında 321 bin TL tutarında ceza kesilmesine karşın, 2010 yılında yapılan incelemede tesiste radyoaktif kaynağın varlığını sürdürdüğü, insan ve çevre sağlığını tehdit ettiği, nereden geldiğinin belirlenemediği ve sürekliliğini koruyan bir radyoaktif kirlenmenin olduğu tespit edildi. Buna karşın 2 yıl boyunca kirliliğin ortadan kaldırılmasına yönelik hiçbir adım atılmadı. Skandalın kamuoyuna yansımasının ardından Aralık 2012’de tesisin bulunduğu yer tel çitlerle çevrildi ve TAEK’nin öncülüğünde birtakım tedbirler alındı. Bu kapsamda, tesiste radyoaktivite tespit edilen bölgelerin üzerine, İzmir Valiliği bünyesinde oluşturulan çalışma grubu kontrolünde, söz konusu firma tarafından TAEK’nin talimatı doğrultusunda 10 bin 200 ton toprak döküldü.

Herhangi bir şekilde yok edilemeyen radyoaktif atıkların radyasyonu geçirmeyen depolarda tutulması gerekirken TAEK talimatıyla kirliliğin üzeri toprakla kapandı.

ÇMO Başkanı Baran Bozoğlu, TAEK’nin tutumunun kabul edilebilir olmadığını belirterek, “Radyoaktif atığın depolanmasına dair yöntem bellidir. Kurşun ve radyoaktif atığı geçirmeyecek, doğaya yansıtmayacak yöntemler kullanılmalı. TAEK’nin yaptığı, var olan kirliliği göz önünden kaldırmaktır” dedi. Radyoaktif atığın üzerine toprak dökülmesinin kirliliğin etkisini azaltmayacağına dikkat çeken Bozoğlu, “Yeraltı sularına, bitki örtüsüne ve civarda yaşayan insanlara etkisi sürecektir. Radyoaktif atıkların etkisi 100 yıllarca sürer. Bu atıklar yüksek oranda kirlilik yaratan atıklardır ve bunların bertaraf yöntemi yoktur. Bu nedenle bu atıklar depolanma yöntemiyle tutulmalı” dedi.

"Hangi bilimsel kritere göre yapıldı"
TAEK’nin bu tutumunun geçmişte Çernobil faciasının ardından bir bakanın “radyasyonlu çay içmesine” benzediğini söyleyen Bozoğlu, şunları dile getirdi: “TAEK kirliliğin üzerini 10 bin 200 ton toprakla örtmüş. Sorunun görünümü kaldırılmış ve etrafa yayılmadığı iddia ediliyor. Kuşlarla, böceklerle, hayvanlarla, yeraltı sularıyla, yağmurla ve karla doğal olaylarla bu kirliliğin yayılması ihtimal dahilindedir. Burada sorulması gereken hangi bilimsel verilere, hangi uluslararası standarda göre buradaki radyoaktif atık üzerine 10 bin 200 ton toprak dökülmüştür? Bunun bilimsel temeli nedir? Bu bilim dışı bir uygulamadır. Kirliliğin halının altına süpürülmesidir.”

"Nükleer atık tesisinde depolanmalı"
Greenpeace Akdeniz İklim ve Enerji Kampanyası Sorumlusu Cenk Levi de radyoaktif maddelerin bertaraf edilme yönteminin açık olduğunu belirterek, “Bu da üzerine toprak serpmek değil, radyoaktif maddelerin kirlenmiş topraktan toplanıp, kontrollü bir şekilde nükleer atık işleme tesislerine depolanmasıdır” değerlendirmesini yaptı. Levi, radyoaktif maddelerin üzerine toprak dökülmesi uygulamasının kirlilik etkisini azaltıcı bir etkisi olmadığını ifade etti.